Gönderen Konu: İktidarsızlığın İlgili Sıkça Sorulan Sorular  (Okunma sayısı 3525 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
İktidarsızlığın İlgili Sıkça Sorulan Sorular
« : Haziran 19, 2008, 03:14:39 ÖS »

Damar sertliği de iktidarsızlığa neden olur mu?
Damar sertliği tansiyon yüksekliğine neden olur, damar cidarlarının yapısı bozulur ve bu nedenle da damarları gevşetip penise kan dolmasını sağlayan nitrik oksidin salgısı azalır. Bu durumda da sertleşme sorunu görülebilir.

Kaza geçirdi iktidarsız oldu diyorlar bu olabilir mi?
Trafik kazalarında veya herhangi bir kaza nedeniyle sinir ileti sisteminde ve bölgeye kan taşıyan damarlarda bir kesilme olabilir ve bu durum penise kan gitmesini engelleyerek iktidarsızlığa neden olur.

Şeker hastalığı iktidarsızlığa neden olur mu?
Şeker hastalarında hem nörolojik, hem de damarsal sorunlar ortaya çıkabiliyor. Şeker hastalığı özellikle tedavi edilmediği taktirde sinir sistemi üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratır. Göz sinirlerini tahrip ederek görmeyi engelleyebileceği gibi penise beyinden mesaj ileten sinirler üzerinde de tahribat yapabilir. Bu sistemin çalışmaması da iktidarsızlığa neden olabilir. Ayrıca şeker hastalığında ortaya çıkabilen ciddi damarsal sorunlar da penise giden kan miktarını azaltarak sertleşme bozukluğu yapar.

Başka hangi hastalıklar iktidarsızlık nedenidir?
Alzheimer, Multiple Skleroz gibi beyin içinde algılamayı yapacak nöronları etkileyen hastalıklar da iktidarsızlık nedeni olabilir.

Alkolün ne gibi bir etkisi var?
Sürekli ve yüksek miktarda kullanılan alkolün sinir ve damar sistemi üzerine olumsuz etkileri vardır.Devamlı alındığında sinir uçlarını uyuşturuyor ve beyinden gelen iletiye etkiliyor. Böylece penisteki maddelerin salgısını azaltıyor. Yani az miktarda kullanıldığında stresi azaltarak cinsel aktiviteye olumlu katkı gösterebilen alkol daha yüksek miktarlarda ve sık kullanıldığında bir iktidarsızlık nedeni olabilir.

By-pass ameliyatı sonrasında birçok kişi sertleşme sorunu yaşıyor bu durum neden kaynaklanıyor?
By-pass sonrası aort çevresindeki dokulardaki hasar nedeni ile sertleşme için gerekli sinir ve damarlar da zarar görebiliyor. Ve bu nedenle ameliyat sonrası hastaların önemli bir bölümünde ereksiyon sorunu yaşanıyor. Bunda ameliyat sonrası kullanılan bazı ilaçların da önemi etkisi olabiliyor.

Sertleşememe sorunu ile size başvuran bir erkek ne gibi testlerden geçiriliyor?
İlk aşamada hastadan durumu ile ilgili detaylı bilgi alınır. Bu sırada doktor ile hasta arasında bir güven ortamı oluşması için hastanın tüm dertlerini, sıkıntılarını ve endişelerini rahat ve huzurlu bir ortamda uzun uzun anlatmasına imkan sağlanmalıdır. Derdini rahatça anlatan ve dinlendiğini, anlaşıldığını hisseden bir hasta hem kısmen de olsa huzur bulacak hem de doktorun yaptıracağı tahlillere ve uygulayacağı tedaviye çok daha fazla istek ile uyum gösterecektir. İktidarsızlık gibi, psikolojik faktörlerin bir aşamada muhakkak işin içine girdiği bir konuda başarılı tedavinin ilk adımları çoğunlukla bu ilk görüşmede atılır. Üroloji- Androloji uzmanı kişinin geçirdiği hastalıklar, kullandığı ilaçlar, damarsal yapısı, tansiyon sorunu, şeker gibi birçok soru sorar, hastanın bu sırada psikolojik yapısı da değerlendirilir. Özel merkezlerde bu konuda uzman Psikolog da devreye girer.

Hangi testler yapılıyor?
Rutin olarak damarsal, nörolojik, metabolik ve hormonal, tetkikler uygulanabilir. Prostat kanseri var mı, karaciğer fonksiyonları normal mi? sorularına yanıt aranır. Kardiyolojik anlamda bir sorunu olup olmadığı incelenir
Hastanın anlatımından sorunun aniden ve kısa zaman önce ortaya çıktığı, karmaşık bir sorun olmadığı kanısı uyanırsa bu konuda uzman olan doktor kişisel kanaatini kullanarak oldukça pahalı, yorucu ve zaman alacak olan bazı detaylı tetkiklere girmeden minimal tetkik uygulayarak tedavi aşamasına direk olarak geçip özellikle psikolojik etkilerle belirginleşmiş sertleşme sorunlarını hızla halledebilir. Fakat gerekli ve özellikle karmaşık olduğu anlaşılan durumlarda bazı özel tetkiklere gerek vardır.

Doppler tetkiki: Damarların tıkalı olup olmadığını, penise sertleşme için yeterli kan akımını sağlayıp sağlayamadıklarını görmek için doppler ultrasonografi uygulanabilir. Erkeklerde sertleşmenin oluşmasının 2 aşaması var; kanın penis içindeki bir çift sertleşmeyi sağlayan esnek kılıfa dolması ve kanın –gerektiği sürece bu kılıflar içinde kalarak sertliği koruması. Doppler yarım saatlik bir inceleme ile işte bunu ortaya çıkaran bir tetkiktir. Kişinin doppler çekilmeden önce aç olması gerekmiyor. Tek istenilen rahat ve huzurlu olması. Önce hastanın normal halde damar fonksiyonlarına bakılır, daha sonra bir iğneyle ereksiyon sağlanarak sertleşme halindeki damar fonksiyonlarının nasıl çalıştığını incelenir.

Tam ereksiyon oluşuyor mu, ereksiyon ne kadar devam ediyor bunları ölçülür. Çünkü damarlarda kan gelebilir ama kan erken çıkarsa ve ereksiyon tam cinsel birleşme anında biter. Bu tetkik hasta rahatken ve tam sertleşme sağlanmadan yapılır ise yanıltıcı sonuçlar verebilir, gereksiz ameliyatlara yol açabilir ve hiçbir başarı sağlanamaz. Özellikle psikolojik sorunların ön planda olduğu veya sonradan belirgin olarak tabloya eklendiği kişilerde ve anksiyete yani evham seviyesi yüksek kişilerde veya tetkik huzur vermeyen bir ortamda uygulandığında stres nedeni ile sertleşme faktörleri gerçek yaşamdaki gibi harekete geçmeyeceğinden doppler tetkiki yanıltıcı sonuçlar verebilir.

Radyolojik inceleme:
Dopplerin devamı şeklinde yapılır, dopplerde göremediğimiz damarları radyoljik araştırmada görebiliriz ''Erkekte ereksiyonun oluşması için ne kadar akıma gereksinim var, ereksiyonu ne kadar süre muhafaza edebiliyoruz? sorularına yanıt buluyoruz. Bu durumların normal ve normal olmayan sınırları var. Onu ölçüyoruz. Bu da psikolojik yapıdan etkilenebilen ve sadece gerektiğinde uygulanan bir yöntemdir.

Hormon testinde ne ölçülüyor?
Hormonlar yani erkeklik hormonu denen testesteronun yeterliliği, ve cinsel fonksiyonu düzenleyen diğer hormonlar kan tahlili ile ölçülüyor. Erkeklik hormonunun azlığı kişide gözle de izlenebilir, sakallar seyrek ve az olur, ses incedir vs. Tabii hormonal ve hiçbir erkeklik sorunu olmayan bazı kişilerde de genetik nedenler ile kıllanma ve diğer fiziki özellikler farklılık gösterebilir.

İktidarsızlık teşhisi ne kadar sürede konur?
Hastanın tetkiklere ayıracağı bir veya iki gün yeterlidir ama psikolojik faktörler de devrede ise tanı ve tedavi bazen bir ay kadar olabilen bir süreçte gerçekleşir.
Tüm bu testlerin maliyeti ne kadar?
T

üm testler çoğu kişide gerekli değil. Ben sadece bariz organik sorunu olanlarda bütün testleri uyguluyorum ve bunlar çoğunlukla tedavi için ameliyat gerektirecek hastalar oluyor. Günümüzdeki etkin tedavi alternatifleri ile birçok hastamın sorununu fazla tetkik yaptırmadan daha direk yolla çözümlemeyi tercih ediyorum. Karşıma gelen birçok hastada gereksiz birçok tetkikin defalarca ve çoğunlukla ehil olmayan ellerde standart dışı yapıldığını görmek üzücü. Bu kişiler sonuçta gereksiz olduğundan başarı da sağlanamayan ameliyatlar ve tedaviler sonrası umutsuzluğa kapılıyorlar.Bu konuda tetkik ve tedavi standartlarını belirlemek, uzman ekipler oluşturmak, eğitim vermek, kılavuz formatlar oluşturmak, halkı bilgilendirmek üniversite kliniklerinin ve bu konuda faaliyet gösteren bilimsel derneklerin sorumluluğundadır.

Tüm testler yapıldı hastada sertleşme sorunu belirlendi. Bu aşamadan sonra nasıl bir tedavi uygulanıyor?
Sertleşme sorununa yol açan psikolojik ve fiziksel sorunların farklı tedavi yöntemleri vardır. Tedavi aşamasına gelince bu konuyu da hasta ile detaylı olarak konuşmak gereklidir.
Kişinin sorununun ciddiyeti, onun ve hatta partnerinin bu soruna olan yaklaşımı, kişinin sağlık durumu, yaşı, cinsel yaşamdan olan beklentileri ve maddi durumu değerlendirilerek o kişiye özel bir tedavi planı yapılmalıdır. Hastanın mutlu olacağı yöntemi belirlemek tedavinin başarısı için hayati önem taşır. Örneğin 65 yaşında olan ve amacı 60 yaşındaki eşi ile haftada bir defa beraber olmayı amaçlayan şeker hastası bir kişi gerekli bilgiler ile donatıldığında çoğu zaman bir protez ameliyatı yerine daha basit çözümlere yönelebilir. Tabii ki daha genç ve aktif bir cinsel yaşam beklentisi olanlar ise daha radikal önlemleri tercih edeceklerdir.
Tedavi aşamasında da tanı aşamasında da son yıllarda geliştirilen bazı ilaçlar büyük fayda sağlamaktadır.

Çok az sayıda tetkik sonucu tam uygun adaylar seçilerek kullanılan uygun dozda ilaç tedavisi ile sınırdaki vakalar, özellikle psikolojik faktör eklenmesi ile belirginleşen iktidarsızlık sorununda sağlanacak düzelme hastanın kendine ve doktoruna güvenini kazanmasını sağlayarak tedavinin ileri aşamalarını kolaylaştırır. Psikolojik faktörün doktora sağlanan güven veya psikolojik destek ile ortadan kalkması kısır döngünün kırılmasını, sorunun tam olarak tanımlanmasını ve tedavi yöntemlerinin olumlu netice vermesi sonucunu doğurur.

Bazen durum raydan çıkan oyuncak bir trenin raya geri yerleştirilmesi kadar basittir; psikolojik destek ve geçici bir ilaç tedavisi ile sorun ortadan kalkar, başarılı performansı ile mutlu olan hasta çoğu zaman teşekkür için bile aramaz, adeta o sorunlu dönem hiç yaşanmamıştır. Bazı durumlarda ise sorun ciddi sağlık sorunları olan hastada belirgin organik nedenler sonucu oluşmuştur, birçok detaylı tetkik yapılır, hastaya tedavi alternatifleri hakkında geniş bilgi verilir. Fakat çoğu zaman hastalar doktorlarının rehberliğinde tedavi alternatiflerini deneyerek kendilerine en uygun olanı saptamayı tercih ederler. Burada dikkat edilecek nokta en kolay ve en ekonomik tercihten başlayarak basamak basamak ilerlemek ve fazla da zaman kaybetmeden neticeye ulaşmaktır.

İktidarsızlığın tedavisinde hangi ilaçlar kullanılıyor?
Birinci öncelik hastaya sorununun bir şekilde mutlaka aşılacağı güvenini vermektir. Bu güven duygusu ve kısa süreli düşük doz ilaç tedavisi ile iktidarsızlık sorunu ile gelen hastaların büyük bir çoğunluğunun sorunu çözümlenebilir.
Belirgin damar, sinir hastalıkları gibi fiziksel sorunlar yaşayanlarda da günümüzde gelişen ilaç tedavilerinden faydalanmak mümkün olabilmektedir. Tüm dünyada Viagra ile başlayan yeni bir ilaç grubu giderek gelişmekte olup daha hızlı etki, daha uzun etki ve daha az yan etki gibi özellikler içeren yeni türevler hızla geliştirilerek tedavide yerlerini almaya başlamışlardır.

Bu değişik ilaçlar ile her hastaya kendi ihtiyacı olan ilacı mümkün olan en düşük dozda uygulayarak cinsel ilişkide bulunması sağlanabilmektedir. Kısa süreli etkisi olan ilaçlar, etkisi bir iki güne kadar uzayan ilaçlar, ilişkiden hemen önce tok karnına alınabilen ilaçlar arasında hastanın durumuna en uygun olan ilaç tercih edilerek ve azdan çoğa doğru doz ayarlanarak başarılı tedavi yapılabilmektedir. Yalnız bu ilaç gurubu nitrit-nitrat içeren ve damar genişletme amacı ile bazı kalp hastalarının kullandığı ilaçlar ile birlikte kesinlikle kullanılmamalıdır. Bu taktirde aşırı tansiyon düşmesi ile baygınlık ve hatta hayati tehlikeye dek uzanan ciddi komplikasyonlar görülebilir. Bu ilaçları kullananlar mutlaka kalp doktorları ile görüşerek mümkün ise bu ilaç gurubu dışında ilaçlara yönelmeli ve aradan 10 gün kadar bir süre geçtikten sonra Üroloji-Androloji uzmanları tarafından uygun görülen iktidarsızlık ilacını kullanmalıdırlar. Zaten birçok sahtesi işportacı tezgahlarına doluşmuş olan Viagra ve benzeri ilaçların gerçekleri dahi bilinçli kullanılmadıklarında faydasız hatta tehlikeli olabilirler.

Vakum yada pompa cihazı nedir?
Peniste sertleşme organ içinde bulunan ve kökleri penisin arkasından kemiğe kadar uzanan bir çift esnek kılıfın kan ile dolması sonucu oluşur. Pompa cihazı esasında vakum yani emme prensibi ile çalışır: penisin içine yerleştirildiği tüp şeklinde bir cihazın havası basit bir pompa yardımı ile dışarıya alınır. Bu durumda penis negatif basınçlı ortamda kalacağından burada kan toplanır, daha sonra penis dibine yerleştirilen sıkıca bir lastik halka ile de kanın organ içinde hapis kalması ve organı sertçe tutması sağlanabilir.

Bu yöntem ile penis boyunun büyütülebileceği iddiaları da yapılmışsa da kalıcı bir etkisi olmamakta sadece penis dibindeki sıkı lastiğe tahammül edilebildiği sürece sağlanan sertleşme ile cinsel ilişki sağlanabilmektedir. Pompanın kullanımı sırasında bir çok kişi canı acıdığından yöntemi terk etmekte, lastiğin gerisinde kalan kısım gevşek olduğundan menteşe etkisi ile penis kolaylıkla kıvrılabilmekte, kan akımı durduğundan penis oldukça hissiz olmakta ve organ soğumaktadır. Türkiye''de pek tercih edilen bir yöntem olmayıp benim hastalarımdan yaklaşık hiç biri uzun dönemde bu yöntemi tercih etmemiştir.

İdrar yolundan fitil yöntemi nedir?
Bu yöntemde hasta kimyasal bir madde içeren ilacı özel bir cihaz ile idrar yolunun dış ağzından birkaç santim içeri sokarak yaklaşık penisin orta kısımlarında idrar yolunun içine bırakıyor. Hafif bir rahatsızlık hissi dışında fazla bir ağrı vermeyen bu uygulama ile ilaç idrar yolundan emilerek penisin dolaşımına geçiyor ve damarları gevşetme etkisi ile sertleşme sağlıyor. Bu uygulamanın etkisi herkeste yeterli olmayıp her uygulamada da aynı netice alınamayabiliyor. Buna rağmen bunu yeterli görerek bu yöntemi halen tercih eden hastalarım mevcut.

İğne ile tedavi yöntemi nedir?
Bu yöntemde ince ve tercihen otomatik tertibatlı, şeker hastalarının insülin için kullandığına benzer bir iğne ile hasta penisine ilacı zerkediyor. Penisin içindeki esnek kılıflardan birinin içine ulaşan bu ilaçla da damarlar genişler, kan akımı artar ve sertleşme yeterli bir süre için sağlanabilir. Bu iğne yapma tekniği el becerisi yeterli olan kişilere kolaylıkla öğretilerek doktora gitme ihtiyacı olmadan kendileri istedikleri zamanlarda bu uygulamayı yapabilirler, genellikle haftada 2 defa uygulama önerilmektedir. Bu yöntemde iğnenin acısı, uygulamayı başarabilme gibi sorunlar, injeksiyonların sıklığı ve zamanla ortaya çıkabilen komplikasyonlar görülmesine rağmen ekonomik ve başarılı olduğundan daha ziyade seyrek ihtiyacı olanlarca tercih edilebilmektedir. Fakat ilk denemelerde ve doz aşımlarında penisin sertliğini saatlerce sürdürmesi ile priapism denilen sorun ortaya çıkabilmekte ve bu durumun bir uzman doktor tarafından müdahale ile kısa zamanda sonlandırılması gerekmektedir, aksi taktirde kalıcı hasar oluşabilir.

Penis protezi veya mutluluk çubuğu nedir?
Bahsettiğimiz gibi kan dolumu ile sertleşmeyi sağlayan penisin içindeki esnek kılıflara bir şekilde kan gelip içinde yeterli süre kalamaz ise ve tüm tedavi yöntemlerine rağmen hastanın iktidarsızlık sorunu halledilemez ise son çare penis protezi uygulamaktır. Son çare olmasına rağmen sonuçlarının büyük oranda yüz güldürücü olması, vücutta kullanılan birçok protezden farklı olarak kişinin istediğinde partnerine bile belli etmeden bedeninin tabii bir parçası olarak kullanabilmesi kısırlık derdinin en kötü ihtimal ile bile halledilebilir bir sorun olmasını sağlamaktadır.
Protezlerin basit, ucuz ve daima sabit bir sertlikte kalan tipleri olduğu gibi ileri teknoloji ile penisin doğal sertleşme ve gevşemesini isteğe bağlı olarak gerçekleştirebilen modelleri de mevcut. Bu ileri modelleri kullanabilmek biraz el becerisi gerektirse de bunu kısa sürede öğrenebilmek mümkün olmaktadır.

Bütün protez çeşitleri bir çift olarak penisin içindeki esnek kılıfların içine kısa bir ameliyat ile yerleştirilir, uygun bir yere örneğin sünnet hattına getirilen ameliyat hattı iyileştikten sonra ancak bir doktor dikkatli muayene ile hastanın protezi olduğunu anlayabilir, partneri veya çevresindekiler bu durumu kişi çıplakken, hatta cinsel faaliyet sırasında dahi anlayamazlar. Ameliyattan bir ay kadar sonra hasta protezini kullanarak başarı ile cinsel ilişkiye girebilir. Pompalı protezi olan kişi uygun zamanda penisinin veya torbasının belli bir yerine konulmuş olan mekanizmayı bir el hareketi ile aktive ettiğinde rezervuar kısmındaki sıvı aynı kanı taklit ederek penisin içindeki protezin içini doldurur, basınç ile penis uzar, genleşir ve sertleşerek cinsel ilişkiye hazır hale gelir. Bu durum kişiye herhangi bir ağrı veya rahatsızlık vermez, kişi ilişkiden haz alır ve boşalma normal olarak gerçekleşir, istenirse çocuk sahibi dahi olunabilir. İlişki sonlandığında gene bir el hareketi ile ilgili bölgeye dokunularak sıvının rezervuar kısmına geri dönmesi sağlanır, penis istirahat halindeki boyutlarına geri döner.

Protez herkese uygulanabilen ve hiçbir sorun yaratmayan mucize bir yöntem midir?
Maalesef hayır, protezi sadece son çare olarak tercih ediyoruz. Kontrolsüz şeker hastalığı gibi ameliyat sonrası iltihabı arttıracak durumu olanlara, alerjik bünyesi olanlara, ağır kalp hastalığı olanlara, çok ileri yaşta, el becerisi yetersiz olanlara vb. bu ameliyatı uygulamıyoruz. Tabii ki neticede bu da bir ameliyat ve her ameliyat gibi belli riskler mevcut. Ayrıca ileri teknoloji ürünü dahi olsa kullanılan protezlerde nadiren arızalar ortaya çıkarak değiştirme gereği duyulabiliyor. Tüm protez ameliyatları infeksiyon açısından riskli olup bu tip ameliyatlar uzman bir ekip tarafından bilinçli bir cerrahi ile ve uygun ortamlarda gerçekleştirilmelidir.

Penis protezi ameliyatları özel sağlık sigortaları kapsamında olmayıp Emekli Sandığı tarafında sadece pompasız basit modeller için ödeme yapılmaktadır. Bizim tercih ettiğimiz pompalı ve ileri teknolojili modeller 3500 dolar civarındadır. Bir teknik sorun çıkmadığı taktirde protezlerin belirli bir ömrü olmayıp yaşam boyu kullanılabilirler. Protez takılması için belirli bir alt ve üst yaş sınırı olmayıp, cinsel gelişimini tamamlayarak cinsel faaliyete başlayabilecek 18 yaş üstü gençlere ve tercihen 70''li yaşlarını dinç ve bilinçli yaşayanlara kadar geniş bir yaş gurubunda uygulanabilir. Fakat geri dönüşü olmayan bir tercih olduğu ve son çare olarak tercih edilmesi gerektiği unutulmamalı, sadece alternatif olmayan hallerde ve hastanın kararlı istemi ile takılmalıdır. Refah düzeyinin ve ileri yaşlardaki yaşam kalitesinin çok daha yüksek olduğu A.B.D. gibi ülkeler ile kıyaslandığında ülkemizde nispeten az uygulanan başarılı bir çözüm yöntemidir.

Peniste eğrilik neden olur, çaresi var mı?
Biz bu duruma tıp dilinde Peyroni diyoruz. Penisin sertleşen bölümlerini sınırlayan kılıfın üzerindeki kireçlenmiş plaklar nedeniyle oluşan bir hastalık. Bu genelde ağrı ve penisin eğriliğine neden oluyor. Orta yaşlı erkeklerin yüzde 5 ile 1''ini etkileyen bir durum. Genelde 40-60 yaş arasında görülüyor. Genetik bazı nedenlerle de oluyor. Travmaya bağlı olabiliyor, iltihabi durumlarda yada şeker hastalarında sıkça görülüyor. Bu gelişen bir durum sabit bir durum değil. Eğilme başladıktan sonra aylar içinde giderek arıyor ve daha sonra belirli bir noktada sona eriyor, bazı vakalarda bir süre içinde bu eğrilik kendiliğinden gerileyebiliyor, hatta tamamen düzelebiliyor. Sorun ne tarafta ise kamış o tarafa doğru eğiliyor. Eğim belirli bir dereceyi aştığında ise hasta cinsel ilişki sağlayamaz ve çok ağrı çeker duruma geliyor.

Tedavisi nasıl yapılıyor?
Bir süre destek (ilaç) tedavisi ile bekleme süresi koyuyoruz. Hastalığın ilk ortaya çıkışından itibaren yaklaşık 1 sene bekliyoruz. Bu sürede ilerleyici bir özelliği olan hastalık genellikle son halini almış oluyor. Eğer fazla bir kalıcı şekil bozukluğu varsa düzeltici bir ameliyat yapmak gerekiyor. Destek tedavisi çok anlamlı bir tedavi değil. Hastaların yüzde 10-20''sinde eğrilikte azalma görüyoruz. Yüzde 60''ında da ameliyat gerektirebilecek eğrilikte artma görülüyor. Bu durum sertleşme sorunu ile birlikte de seyredebiliyor. Hem sertleşme sırasında belirginleşen ağrı ve kıvrılma hem de kireçlenmenin penisin esnekliğini ve sertleşme özelliğini bozması sonucu sertleşme bozukluğu ortaya çıkıyor, ve kişi cinsel ilişkiye giremez hale geliyor.Tedavisinde bazı özel yöntemler kullanılıyor. Kamışın damarlarından alınan yamalar o bölgeye çıkarılarak konuyor. Bunda tek sorun var penis boyunda yaklaşık 1 santim kadar bir kısalma olabiliyor. Hastanın da bu durumu ameliyat olmadan önce bilmesi çok önemli.

Bu ameliyat ne kadar sürüyor?
1-2 saat sürüyor. Hastanın 1 gün hastanede yatması gerekiyor. Damar sorunu olanlara bu ameliyatla birlikte protez de takılabiliyor. Peyroni ameliyatının maliyeti 2 milyar lira civarından başlıyor.

Penisi büyütmek, küçültmek, kalınlaştırmak için de estetik operasyonlar yapılıyor mu?
Evet, böyle ameliyatlar yapılıyor. Kalınlaştırma amacı ile kişinin kendi vücudunun belirli bölgelerinden alınan yağlar kullanarak bölgeye yağ enjekte ediliyor ve kalınlaşma sağlanıyor. Fakat bu yağ injeksiyonlarında yağın eşit dağıtılamaması ve zaman içinde kısmen vucut tarafından emilmesi nedeni ile çok estetik ve başarılı bir netice sağlanamayabiliyor. En çok karşılaştığımız durum penis kısalığından şikayet eden aşırı kilolu erkeklerde penisin kökünün üst kısmındaki yağ dokusunun alınmasıdır. Buradaki yağ dokusu tam penis kökünde kalınlık yaparak ayaktaki kişide penisin olduğundan kısa görünmesine hatta aşırı şişmanlarda hiç görünmemesine sebep olur.

Buradaki yağ dokusu alınınca penis ortaya çıkar ve sanki uzatma yapılmış gibi estetik bir netice elde edilebilir.. Penisi arka kısmından kemiğe bağlayan askıyı da ortadan kaldırdığımızda erkek ayakta iken penisin eskisine göre daha uzun ve sarkık durması sağlanabilir. Fakat bu ameliyatın sertleşme sırasındaki penis boyuna fazla bir katkısı olmayabilir. Ayrıca tüm estetik ameliyatlarda olduğu gibi yüksek olan hasta beklentisinin bu tip ameliyatlar ile karşılanamadığı ve hastaların bu ameliyatlardan mucize sonuçlar elde edemeyecekleri unutulmamalıdır. Mucize sonuçlar vaat edilerek yapılan ve bilimsel olmayan cerrahi tekniklerde hastalar normal cinsel fonksiyon hatta idrar yapma fonksiyonlarında dahi soruna yol açabilen vahim sonuçlar ile karşılaşabilirler.

İdeal penis için bir ölçü var mı?
Türkiye''nin penis konusundaki ortalamaları Amerika ve Avrupa''nın ortalamasından biraz düşük olmakla birlikte Çin ve Japonya''nın ortalamasından daha yüksektir. Penisini küçük bulanların çoğu da aslında psikolojik etkiler altında olup, yanılmaktadır. Penis boyunu doğru şekilde ölçmeyen, hatalı kıyaslamalar sonrası psikolojik bunalıma düşen bir çok kişinin bize başvurduğunda normal sınırlar içinde olduğunu gözlemliyoruz. Cinsel ilişki kurmaya yetecek ereksiyon halindeki penis boyu 10 cm'' den itibaren normal kabul edilir. Ortalaması sertleşmiş halde 13 cm civarındadır, ırklara göre farklılık gösterir. Ama aynı şekilde kadınların cinsel organlarıyla ilgili ölçüler de ırklara göre farklılıklar gösterir. Ama sonuçta burada amaca bakmak gerekiyor, amaç cinsel haz ve çocuk sahibi olmak ise bunların boyutla hiçbir ilgisi yoktur.

Performansın belirli değerleri var mı?
Performans da göreceli bir kavram. Bir temas kurduktan sonra ikincisini kuramıyorum diye gelenler var. Ama bu kişi 50 yaşında ve 15 senedir evli, aynı gece 2 defa ilişki kurma beklentisi ve zorlaması içinde olması için bir neden yok. Kısa sürede birden fazla ilişkide bulunmak hem kişinin fiziki hem de psikolojik durumu ile ilgilidir. Birincide başarılı ve tatmin edici bir ilişki gerçekleştiren erkek bir süre istirahatten sonra istiyor ise ve sertleşme oluşuyor ise ikinci birleşmeye geçmeli, bu durum oluşmuyor ise zorlamada bulunmamalıdır. Tıpkı kişinin açlık, uyku gibi diğer fiziki ihtiyaçlarına benzer şekilde vücudu cinsel ihtiyaçlarını da gerekli ölçüde karşılamasını ayarlayacaktır.

Vücudu zorlamak, gereğinden fazla zorlu egzersizde olduğu gibi hem fiziksel hem psikolojik açıdan sıhhatli değildir. Bu tip performans kaygıları genellikle kişinin kendi isteğinden çok kendini eşine ve kendine ispatlamak gibi arzulardan doğar ve performans anksiyetesi denilen duruma yol açarak olumsuz etkiler gösterebilir. Yanlış inanışlar sertleşme sorununda çok büyük bir etken oluşturuyor. Abartılı ereksiyon öyküleri abartılı ereksiyon beklentileri erkeklerin başına bela oluyor.

En ufak bir teklemede diyelim ki o gün alkol almış veya iş yerinde tartışması olmuş bir kişi ilişki kurarken son derece doğal olarak sorun yaşayabiliyor, muhtemelen o akşam canı sevdiği yemeklerden dahi yemek istememiş olabilir… Ama kişi bunu eyvah ben iktidarsız oldum diyerek büyük bir sorun haline dönüştürüyor ve işte gerçek sorun o aşamada başlıyor, bizim performans anksiyetesi yani performans evhamı dediğimiz durum ortaya çıkıyor. Yani gerçekte var olmayan bir sorun bile var hale geliyor.

Cinsel hayatta ortamın rolü nedir?
Değişik ortamlar cinsel yaşam için çok önemli. Cinselliğin kökeni olan heyecan verici etkilerden en önemlisi de değişiklik, bu ortam veya partner değişikliği olarak ortaya çıkabilir. Partner değişikliği cinsel isteği arttıran en belirgin etken, çok uzun yıllar beraber olunan, doğumlar yapmış, fizik olarak çökmüş bir eş ne kadar fazla sevgi olursa olsun cinsel açıdan eski isteği uyandıramayabiliyor. Çok başka bir ortamda erkeğin karşısına çıkan çok genç bir kadının libido uyarısı farklı oluyor, bunun sonucunda erkekteki cinsel performans da belirgin şekilde artabiliyor. Bunlar toplum hayatında her gün duyduğumuz, bildiğimiz şeyler.

İlk gece korkusu da ülkemizde önemli sorunlardan birini teşkil ediyor, bu korku iktidarsızlığa neden oluyor mu?
İlk geceye bağlı iktidarsızlıklara sıkça rastlıyoruz. Defalarca karşılaştığım ülkemize özgü bir tabloyu anlatayım; gece yarısı düğün kıyafetleriyle kalabalık bir güruh acil servise girer, hepsi de biraz çekingen ve sıkıntılıdır. Doktora ''Bunlar evlendi ama damat ilk gece başarılı olamadı'' derler. Çocuk denebilecek yaştaki damat önümüze gelir. Biraz soruşturduğumuzda daha önce bir kadınla birlikte olmamış olduğunu anlarız. Bu güne kadar bildiği tek şey mastürbasyondur. Üstelik düğün gecesi içki içmiştir ve strese girmiştir.

Tüm bunlar toplandığında bir başarısızlık söz konusu olur. Bu gibi durumlarda penise yapılan tek bir iğne ile tedaviyi gerçekleştiriyoruz. Kişi kendine güveni gelince zaten böyle bir sorunu kalmıyor. Bu tip durumlarda eşle birlikte konuşmak çok önemlidir, bilgilendirici bir konuşma sonrasında çoğunlukla bir daha doktora ihtiyaç duymazlar. İlk gece sorunları ülkemizdeki baskıcı büyütme şeklinden kaynaklanan bir sorundur. Bu durum ülkemizden yapılan bilimsel yayınlar ile dünya literatürüne girmiştir. Avrupa veya Amerika''da böyle bir sorun nadirdir, çünkü kişi ergenlikten itibaren cinselliği normal şekilde kabullenmekte ve yaşamaktadır, cinsel organını da bir tabu olarak görmez. Gelişmiş ülkelerde bizdeki gibi kızla çocuğu bir odaya koyup kapıda bekleme durumu yaşanmıyor.