Gönderen Konu: Cinsel Gücü Arttıran İlaçlar ve Besinler Varmı ?  (Okunma sayısı 14987 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
Cinsel Gücü Arttıran İlaçlar ve Besinler Varmı ?
« : Haziran 19, 2008, 03:13:54 ÖS »

Cinsel isteği arttıran ilaçlar ve besinler var mı?
Cinsellik psikolojik ve fiziksel sağlıklı olma halinin sonucunda oluşan normal bir vücut fonksiyonudur. Dolayısı ile tüm fiziksel ve psikolojik yapımızdan ve onları etkileyen her türlü iç ve dış tesirden etkilenir; rüzgardan etkilenir, ışıktan etkilenir, renklerden etkilenir, ağrılardan etkilenir, üzüntüden etkilenir….Dolayısı ile fiziksel ve ruhsal açıdan bize etki yapan tüm faktörler gibi çeşitli besin ve ilaçlardan da etkilenir. Fakat göz önünde tutulması gereken husus bu etkinin direkt cinsel performans üzerine olmayıp, fiziksel ve ruhsal durumumuzu etkileme sonucu ortaya çıkmasıdır.

Tabiidir ki sırtı pek, karnı tok dediğimiz fiziksel ve ruhsal sağlığı tamamen yerinde olan kişinin gündeminde cinsellik daha çok yer alacaktır. Herhangi bir ilaç ve besinin belli hormonlar vs. üzerinden etkiyerek normal bir insanda cinsel isteği arttırdığı görülmemiştir. Herhangi bir hastalık veya yaşın ilerlemesi nedeni ile özellikle testosteron düzeyi düşenlerde uygun doz tedavi ile enerji ve cinselliğin artabileceği bilinmektedir. Anti-aging denilen yaşlanmaya karşı tedavilerin de kökenini genel sağlıklı yaşam ve beslenme kuralları ile yaş ile bozulabilen hormon dengesinin düzeltilmesi oluşturmaktadır.

Cinsel gücü arttıran ilaçlar var mı?
Cinselliği arzu ve performans olarak ikiye ayırarak bu soruya cevap vermek gerekir. Hayır, cinsel isteği arttırdığı bilimsel olarak ispatlanmış ve zararsız bir ilaç veya besin yoktur. Ama cinsel arzunun çok karmaşık ve çok faktörden etkilenen bir husus olduğunu göz önünde tuttuğumuzda bu faktörlere etki eden her türlü madde ve etkenin cinsel arzu üzerine etkisi olacağı açıktır. Bunları da psikolojik ve fiziksel etkiler olarak iki bölümde değerlendirebiliriz. En sık rastlanan örnek olarak verebileceğimiz alkol kullanımı beyinde sinirler üzerinde gösterdiği uyuşturma etkisi ile bası psikolojik baskıları geçici olarak ortadan kaldırarak verdiği rahatlama ile cinsel isteği arttırmaktadır.

Fakat alkolün bu etkisine rağmen hem kısa dönemde hem uzun dönemde cinsel arzuyu arttırmasına rağmen cinsel gücü azalttığı da bilinmelidir.Bazı uyuşturucu sınıfı maddelerde bu etki beyinde yarattıkları bazı uyarılarla da artabilmekte hatta hayati tehlikeye yol açabilmektedir. Bunun dışında kantarid denilen ve bilhassa kadınlarda cinsel uyarıcı olarak kullanılan maddelerin sadece idrar kesesinde tahriş yapmak dışında gerçekte uyarıcı etkileri yoktur. Cinsel arzuyu gerçekten arttıran psikolojik unsurlar ise sağlıklı bir ruh hali, arzulanan çekici bir partner ve romantik, huzurlu bir ortamdır.

Cinsel gücü arttırmak açısından da özel bir madde olmayıp en başta vücut ve ve ruh sağlığı gelmektedir. Cinsel gücü arttırdığı iddiası ile satılan birçok vitamin, bitkisel ilaç vb. sadece genel sağlığı destekleyen, enerji veren maddelerden oluşmaktadır, etkileri sadece psikolojiktir. Hormonlarında eksiklik olan veya hormon dengesi bozuk olanlarda bu durumun gerekli laboratuar tahlilleri ile ortaya konması ve bilinçli bir şekilde tedavi edilmesi ile cinsel performans belirgin şekilde artabilir. Örneğin, yaşın ilerlemesi ile bazı erkeklerde testosteron yani erkeklik hormonunun azalması cinsel isteği, gücü ve genel vücut aktivitesini azaltmaktadır. Bunlara uygun doz ve yöntem ile yapılacak hormon tedavisi ile dinçleşmeleri ve cinsel güçlerinin artması sağlanabilmektedir.

Tabii ki bu tedavilerin uzman kontrolünde yapılması şarttır, bilinçsizce yapılacak hormon tedavileri kanser, kısırlık, kalp hastalığı gibi birçok hayati tehlike taşıyabilen ağır riskli duruma neden olabilir. Ayrıca performans arttırmak için kullanılan diğer bitkisel vb. maddeler de dikkatli kullanılmalıdır. Son zamanlarda basında çok sık yer alan ve pratisyen doktor konumunda hikmeti kendinden menkul bazı kişiler çok çeşitli alanlarda görüş bildirmekte, çeşitli bitkisel ve diğer maddelerin kullanımını önermektedirler. Bitkisel kökenli de olsalar tüm maddelerin makul doz dışında vücuda girmesi toksik etkiler yaratabilir. Örneğin zayıflama, cilt güzelliği gibi amaçlar ile kullanılan bitkisel ilaçlar hatta çayların bile yüksek doz kullanımlarında karaciğer enzimlerini yükselttiği, toksik yani zehirleyici etki yaptığını biliyoruz. Tabii de olsa tüm madde kullanımlarında aşırıya kaçılmamalıdır, unutmayın ki çok yüksek oranda su içilmesi dahi zararlı ve tehlikeli olabilir.

Ayrıca cinsel performans arttırmak için kullanılan diğer bir ilaç gurubu da son yıllarda erkek iktidarsızlığı sorununun tedavisinde sıklık be başarı ile kullanılan Viagra ve o türde yeni geliştirilen ilaçlardır. Bu ilaçların normal kişilerde hatta gençlerde doping amacı ile yaygın olarak kullanılmaya başlandığını biliyoruz. Gereksiz kullanılan her kimyasal madde gibi bunların da yan etkileri elde edilen faydadan fazla olacaktır. Bu ilaçlar özellikle psikolojik bağımlılık yapabilir. Bunlara hiç ihtiyacı olmadığı halde performans arttırmak için kullanan bazı kişilerin bu ilaçları almadan cinsel ilişkiye kalkışmaktan korkar hale geldiklerini, adeta bağımlı durumuna düştüklerini biliyorum.

Bu konuda spordaki gibi bir doping kontrolü olamayacağı için ve bu ilaçlar reçetesiz herhangi bir eczaneden temin edilir hale geldiğinden kişilerin kendilerini denetlemeleri gerekmektedir. İleri yaş gurubunda da bu ilaçlar performans arttırıcı bir destek tedavisi olarak kullanılmaktadır. Giderek yan etkisi daha az, tesiri daha hızlı ortaya çıkan, daha uzun süre etkisi süren türlerin piyasaya çıkması sonucu bu ilaçların kullanımı da artmaktadır.
Bu tür ilaçların kullanımında bir yaş sınırı mevcut değildir. Cinsel ilişki kurmayı arzulayan, buna fizik ve ruhsal durumu uygun olan, bu ilacı kullanmasında Androloğu tarafından sakınca bulunmayan herkes bu ilacı kullanabilir.

Viagra ve benzeri ilaçlar esasında etkilerini dolaylı bir yol ile sağlamaktadırlar. Penisin setleşmesi içindeki elastik bir çift kılıfa kan dolması ile oluşmaktadır. İşte bu sırada benise kanın giriş ve çıkışını etkileyen faktörler, maddeler mevcuttur. Bu denge içinde kan dolmasını yani sertleşmeyi sağlayan faktörler basık olsa da tam tersi faktörler de etki göstermeyi sürdürürler. İşte bu ilaçlardaki aktif maddeler penisin sönmesini sağlayan maddeyi engelleyerek, bloke ederek sertliğin şiddetlenmesini ve daha uzun sürmesini sağlarlar. Fakat boşalma sonrası penis normaldeki gibi sönme fonksiyonunu gösterir.

Viagra kullanımı sadece nitrit- nitrat içeren kalp ilaçları kullanan kişilerde ve kalp fonksiyonları cinsel heyecan ve aktiviteyi kaldıramayacak durumda olanlarda kalp krizi riskini belirgin olarak arttırır. Tabii ki cinsel aktivite bir performans anıdır ve tüm fiziksel performanslar gibi insanlar için artmış bir risk ortamı oluşturması tabiidir. Bu ilaçların etkisi ile damarlarda genişleme olmakta, kan tüm vücuttaki genişleyen damar yataklarına dolduğundan tansiyonda düşme görülebilmektedir. Bunun ani olması ve alınan bazı ilaçlarla çok artması gibi durumlarda hayati organlara giden kan da aniden azalabileceğinden sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Örneğin beyine giden kanın aniden azalması ile baş dönmesi, baygılık oluşması gibi.

Viagranın başarısı ve büyük gelirler getirmesi üzerine diğer büyük ilaç firmaları da bu konuda çalışmalar başlattılar ve yeni ürünler piyasaya sürdüler. Bunlarda amaçlanan baş ağrısı, zor emilim gibi bazı olumsuzluklardan arındırılmış ve daha uzun süre etkisi olabilen ilaçlar üretmekti ve bu da başarılmış durumda. Örneğin Levitra''nın daha kısa zamanda ve bilhassa yağlı yemeklerden daha az etkilenerek emildiğini,10 mg gibi daha düşük dozlarda etki yapabildiğini biliyoruz. Cialis adlı ilaç ise haftasonu hapı adı ile piyasaya tanıtıldı, 36 saate kadar etkisini sürdürebiliyor. Yani Cuma akşamı iş çıkışı bir adet alan kişi tüm hafta sonu bu ilacın etkisinde oluyor.

Tabii bu noktada doğru kişiye doğru ilacı ve o kişi için Zaralı olmayanı bulmak da doktoruna kalıyor. Örneğin ileri yaşlarda olup da zaten haftada tek bir defa ilişkiyi amaçlayan birinin uzun süre etkisi altında kalacağı bir ilacı kullanması anlamlı değildir.
Penise yapılan iğneler ile kan ile dolarak sertleşen elastik kılıfların direk olarak içine kimyasal maddeleri zerkederek sertleşme sağlamak mümkündür. Bu yapılan iğnenin acısının hissi nedeni ile ilk tercih edilen tedavi yöntemlerinden biri olmayıp daha ziyade sertleşme bozukluğunun tanısı amacı ile bazı testler yapılırken hızla sertleşme sağlanması amacı ile tercih ettiğimiz bir yöntemdir. Ama bu yöntemi benimseyip enjeksiyonu kendi kendisine yapmayı öğrenen ve bu şekilde cinsel yaşamını sürdüren hastalarımız da var.

Testesteron dışında erkekleri yöneten diğer bir hormon ise kısaca DHEA olarak bilinen dihydroepiandrosteron''dur. Böbreküstü bezlerinden salgılanan bu hormon, 45 yaşından itibaren gerilemeye başlar. Bu hormon vücutta bulunan sinir uçları arasındaki bağlantının sağlanması için oldukça önemli bir hormondur. DHEA hormonunun vücutta eksikliğinin görülmesi, insanlar arasındaki sosyal ilişileri bile etkiler. İnsanlardan kaçınma gibi kişide depresif belirtilere neden olur. DHEA vücudun yağ mekanizması üzerinde de etkilidir. Yağları eriten bir hormon olarak da bilinen bu hormonun erkeklerde 45 yaşından itibaren azalması kişide kilo artışına neden olur. Spor yapılsa dahi erkeklerde 45 yaşından sonra kilo artışı meydana gelir. Bu hormonun eksikliğinin giderilmesi amacı ile ilaç olarak kullanılmasının faydaları bilimsel olarak tartışmalıdır.