Gönderen Konu: Ve Aşk Yakalar Sizi...  (Okunma sayısı 1156 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
Ve Aşk Yakalar Sizi...
« : Temmuz 17, 2008, 10:09:21 ÖS »

Sizinde eliniz ayağınız birbirine dolanmaz mı âşık olduğunuzda…

Sabahın kör vakitlerinde ne yapacağınızı bilmez halde yatağınızda debelenip durmaz mısınız aşk varsa…

Aşk girdiği her yeri darmadağın eder, kimi zaman bir uçurtmaya takılıp gökyüzünde uçarsınız umarsızca, kimi zaman saatin tik taklar ı arasında bir telefon sesine muhtaç, oturursunuz anlamsızca, bir ayrılık vaktinde sancılanır ruhunuz kalakalırsızını. Ne yağmurlarda ıslanmak rahatlatır sizi, nede arkadaşlara sığınmak, onsuz nasıl nefes aldığınıza şaşarsınız üstelik…

Asırlardır ne çok şey yazılmıştır aşk üzerine hangi ülkede ve hangi yüzyılda olduğunuzda önemli değildir aşk söz konusu olunca. İnsan insandır her renkte her dinde ve her iklimde…

Bir kâffede, bir lokantada, bir parkta otururken önünüzden geçen kişilerin, yanınızda oturanların nasıl bir hayat yaşadıkları hakkında fikir yürüttünüz mü hiç? Belki birkaç saat önce evlilik teklifini kabul etmesidir. Birkaç masa ileride oturan yaşlı adam yıllar önce çok sevdiği ama bir türlü konuşamadığı aşkını düşünüyordur kim bilir…

Ya siz sizin bir hikâyeniz yok mu? Herkesin bir hikâyesi vardır, bilirsiniz. Her şey bitti dediğimiz zamanlar olmuştur, aşktan elimizi, eteğimiz çektiğimiz her gün gökyüzüne bakıp iç geçirdiğimiz dar vakitler yorgunuyuzdur mutlaka hayatımızın bir bölümünde. Her şey birbirinin aynısıdır deniz bildiğimiz maviliktedir, güneş artık ısıtmaz içimizi temmuz sıcağında bile…

Her gün bildik yüzlere aynı selamlar verilir ve her sabah üşenmeden taktığımız maskelerle yeni bir güne başlarız. Yeniden… Yeniden… Yeniden… Oysa hiçbir şey yeni değildir hatta aksine her gün hayatımız bir parça daha eksilmektedir. Heyecansız, dingin, suspus bir hayatın sürgününde geçmektedir artık günlerimiz ve içimizden kimseye ne şikâyet etmek gelir nede buralardan çekip gitmek…

El ele tutuşmuş her sevgili bir parça içimizi burkar sızlatır, kanatır yaralar…

Biten aşklarımızın hepsine bir şarkı yaparız, artık geçmiş oldu hepsine diyerek ve elvedalar başlar…


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..