Biz seninle ne acılar yaşadık demeyeceğim sana.Biz seninle acıyı aşımıza lezzet diye kattık.
Korkularımızı macera diye yaşarken, umutlarımızı kıskandırmak için karamsarlaştık. Biz seninle gurbeti, aramızdaki sıcaklığı ölçmesi için derece maksatlı kullandık.
Sohbetlerde perçinlenirken birbirimize, semalar dolusu sözcükler taşıdık gözlerimizde. Bana hiçbir zaman "SENİ ASLA TERKETMEYECEĞİM" demedin ama : ansızın bırakıp gideceğinide söylememiştin...
Aslında sana gitme demek;
Hoyratça esen rüzgarı durdurmak kadar zor.
Kal demek;
Rayların ortasında kalmış admın, hızla gelen trene DUR! demesi kadar manasız.
Dön demekse;
Kucağında son nefesini vermiş bebeğine, UYAN! diyen annenin haykırışı kadar çaresiz...
Mesafeler sadace paylaşmaya engeldir diyorsun seher yeliyle gelen sesinde. Peki gözlerinin gözlerime bakarken ki titreyişini, merdivenlerden ikişer ikişer atlayıp son basamakta zıplamanı, "ALLAH'IM NE BÜYÜKSÜN!" derken Mevlaya el açışını da görmeme engel değil mi?
Sana cevaplandıramadığım en zor soruyu soruyorum:
BU CAN SENSİZ YAŞAYABİLİR Mİ?..