Gitmeliy(d)im…
Gereklilik kipleri bağlamalıyım hayat ağacına. Derin bir nefes alıp mavi hüznüme dalış yapmalıyım…
.....
Hayallerimi yıkayıp serdim güneşe son ütüsünü yapıp askıya astım. Acımın yetmediği zamanlarımda jilet gibi olan jilet kesiği gibi sızlatan boynu bükük yetim ümitlerimi geçiriyorum bedenime büyük gelen başımla. Yoksunluğunda ve yoksulluğumda gecelerden sürme yapıyorum artık hüzünlü gözlerime en zifirinden en koyusundan hani. Günleri kurutuyorum gülleri astığım duvarımda. Seni terk ettiğimden beri kendimi terkin ettim hayattan. Seni arşivime kaldırdığımdan bu yana süre gelen zaman zarflarımda ayağıma vuruyor gülüşlerim.
Gitmeliyim…
Nefessiz kalmalıyım…
Bir nefes sen çekiyorum içime tekrar dalış yapıyorum sensizliğime. Ciğerliliğim çok defa canımı acıtıyor. Umut kuşlarımıza ciğerimi doğruyorum…
Dişlerimi kırmanın en acı şekli içime dokunduğundan beri içime atmanın mantığı bitap düştüm yalnızlığında. Saçlarımı yolmak zevk vermiyor artık kafatası derimi yüzüyorum cansızlığımla dalgalarında yüzüyorum kanımı süzüyorum en demlisinden anılarımızı içiyorum. Bak yine nefessiz kalıyorum…
....
Biliyorum sesine hüzün bulaştırdım acıdan çatallanmış bir seslenişin mevcut. Ben bana en yakışan küpemi yani sesini hiç çıkarmadım kulağımdan… Ben gittim gitmeliydim. Kendimde seni sende beni unutarak gittim. Kal demedin diyemezdin dememeliydin gel mi diyorsun? Sus gereklilik kipleri var kollarımdan sarkan dallarımda. Bak nefessiz kalmadım oksijene gerek yok artık beynimde. Beyin ölümü gerçekleşmiş bir yürek var bende. Emir kipiyle sesleniyorum ötenazimi istiyorum duyurulur...
alıntı