Gönderen Konu: Tosttaki Peynirin Uzaması  (Okunma sayısı 968 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı merve35

  • _Nöbetçi Mod_7/24
  • Süper Mod
  • *
  • İleti: 3552
  • Rep Gücü : 498
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
Tosttaki Peynirin Uzaması
« : Aralık 31, 2008, 03:27:33 ÖS »

İnsanlar ekmeği fırında pişirmeye başladıklarından beri tost yemeye de başladılar. Ancak o zamanlar ekmeğin tekrar ısıtılmasının nedeni değişikti. Amaç ekmeğin tadını değiştirmek değil daha uzun süre muhafaza edebilmekti.

Binlerce yıl boyunca ekmeğin, çatal benzeri demir çubuklara takılarak şiş yapar gibi ateşte kızartılma şekli değişmedi. Tost yapımında en büyük aşama 19. yüzyılda Amerika'da oldu. Tellerden ve teneke plakalardan yapılmış bir kafes, kömür sobasının üstüne yerleştiriliyor, bir kerede dört ekmek tost haline getirilebiliyordu. Elektriğin keşfi ile her şey değişti. 20. yüzyılın başlarında ilk elektrikli tost makineleri ortaya çıktılar.

İlk elektrikli makinelerde ısı kontrolü olmadığından, gözü makineden ayırmamak gerekiyordu. Ekmekler anında kömür olabiliyorlardı. Yine de bir dilim tost yemek için koca kömür sobasını yakmak ve beklemek gerekmiyordu. Asıl önemli olan mutfağa bağımlı olmaktan kurtulmaktı. Evin her köşesinde, günün her saatinde tost yapılıp yenilebiliyordu.

Termostatın da ilavesi ile tost makineleri günümüzdeki pratik şekillerine geldiler, insanlar için tost, hızlı bir şekilde karın doyurmanın bir sembolü oldu. Ancak peynirli tostu sevenler için küçük bir sorun vardı. İki ekmek arasında ısınan peynir, yağı da görünce, ısırırken kopmuyor, uzadıkça uzuyor, bir ucu ağızda iken diğer uç tostta kalarak adeta mideye gitmemekte direniyordu.

Peynirin bu azizliği sadece ayak üstü tost yerken değil, resmi bir yemekte çorba üzerine rendelenmiş peynirlerde de görülür. Minik peynir parçalan, sıcak çorbaya değince, kaşıkla ağza götürmek istenildiği zaman neredeyse yarım metre ince tel gibi uzarlar.

Isınan peynirin bu direnişinin nedeni, soğukken içinde uzun zincirler halinde bulunan protein molekülleridir. Bu moleküller, sıcak bir ortamda yağlı bir karışıma girdiklerinde, kıvırcık bir saç gibi kıvrım kıvrım şekle dönüşüp, aralarındaki kuvvetli bağlar nedeniyle, çekildiklerinde yay gibi uzayan lifler oluştururlar.

Bu durum şeklen pamuk yününün çekilip, uzatılıp iplik haline getirilmesine benzer. Uzama olayı benzer yapıya sahip plastik moleküllerinde de görülür. Isıtılınca kıvrılır, eğri büğrü olurlar, bir ucundan çekince de lifler halinde uzarlar.

Her şeyde olduğu gibi bu oluşumun da faydalı bir tarafı vardır. Yediğiniz tosttaki peynirin protein miktarını merak ediyorsanız, ısırdığınızda ne kadar üzüyorsa o kadar çok protein olduğunu anlayabilirsiniz.


Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma.
...Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin