Genellikle bir cisme baktığımız zaman onu bütünüyle algılamaya çalışırız. Baktığımız nesnenin tamamını aynı anda kavramaya teşebbüs ederiz.
Tabii bunun sonucunda gördüğümüz cismi tam olarak anlamamız ve hatırlamamız mümkün olamaz. Sadece bir izlenim olarak hafızamızda kalır. Ve daha sonra bize sorulduğu zaman, genel bir tanımlama yapabiliriz.
Halbuki baktığımız nesneye bütün olarak değil de bütünü oluşturan parçalarını tek tek algılamamaz ve daha sonra bütün bu parçaları biraraya getirerek bütünü algılamamız çok daha açık bir izlenim edinmemizi sağlayacaktır. Yoksa, cisme ait bizde oluşan izlenim bulanık olacaktır. Örneğin, ilk defa karşılaştığınız bir insanın yüzüne baktığınızı düşünelim. Karşınızdaki kişinin yüzünün tamamına bakarsınız ve bütün olarak algılamaya çalışırsınız. Tabii bunun sonucunda kavrayışınız başarısızlıkla sonuçlanır. Ve o kişiyi daha sonra hatırladığınız zaman sadece ilk anda edindiğiniz izlenim vardır. Ayrıntılar ve izlenim bulanık haldedir. Buna karşılık aynı yüzü ayrıntılarıyla inceleyecek olursak, önce gözler, sonra burun, daha sonra ağız, çene, sonra saçlar ve yüzün dış hatları, cilt ve benzeri ayrıntılar algılanır. Böylece yüzün tamamını ayrıntılı bir biçimde algılamış oluruz.
Bu kural, bakılan tüm cisimlere uygulanabilir. Karmaşık desenlerden oluşan bir eşyadan herhangi bir konuya kadar aynı yol izlenerek açık ve ayrıntılı izlenimlere ulaşılabilir. Örneğin, bir binaya bakmak istiyorsunuz. Eğer, binanın basitçe bütünü hakkında genel bir kavram elde ederseniz, onunla ilgili çok az şey hatırlayabilirsiniz. Belki sadece genel dış hatları, şekli veya rengi gibi. Fakat, aynı binayı tanımlamaya kalktığınız zaman başarısızlığa uğrarsınız. Çünkü, bu binada kullanılan malzemeden tutun da kapı, dekorasyon, süslemeler, kapısından penceresine kadar binayı oluşturan ayrıntılara dikkat etmemişsinizdir. Tabii bunun sonucunda binaya ait açık bir algılamanız olamaz. Algılayamadığınız için de tanımlayamazsınız.
Dikkatin yöneltilme biçimi, algılamının derecesini ciddi boyutlarda etkilemektedir. Dikkatin yüksek olması demek, olaylardan cisimlere kadar herşeye tüm ayrıntılarına dikkat edebilmek demektir. Ve, siz dikkatinizi yükseltmek için kendinizi eğitebilirsiniz. Çünkü, dikkati yönelten ve disipline eden düşüncedir.
Düşüncenizi kavramak istediğiniz olayın bütününe değil, o bütünlüğü oluşturan ayrıntılara yönelterek işe başlayabilirsiniz.
Tabii başlangıçta size zor gelebilir. Genellikle, olayları ve cisimleri bütün olarak kavramayı öğrendiğimiz için, ayrıntılarla uğraşmak hem basit hem de yorucu bir eylem gibi gelecektir. Fakat, kendinizi biraz zorlayıp ayrıntılara dikkat etmeye başladıktan sonra zihniniz bu şekilde bakmayı öğrenecek ve zamanla çok daha hızlı bir biçimde ayrıntılarıyla birlikte bütünü kavramayı başaracaksınız.
Böylece dikkatiniz giderek yükselecek. Başlangıçta uzun uzun inceleyip zamanınızın büyük bir bölümünü işgal ettiğini düşündüğünüz algılama çalışmasının zamanla hızlandığını ve çok daha kısa bir süre içinde ayrıntılarıyla birlikte bütünü kavramaya başladığınızı farkedeceksiniz