“Altın” diye tanımladığımız şeyin varlığını fark ettiğinden beri, insan bunu değerli saymıştır. Belki de insanlar tarafından bilinen ilk maden altındır.
İlkel insanın altına ilgi duymasının en önemli nedenlerinden biri, belki de birincisi altının katışıksız, başka şeylerle karışık olmaksızın bulunmasıydı. Parlak, kendine has sarı rengi ve ışık ışık göz alması da ilkel insani çekmiş,süs eşyaları yapmak için ona sahip olmak istemişti.
Çok kolay işlenebilen bir maden olmasının anlaşılmasıyla, altına verilen değer daha artmıştır. Külçe halindeki altın kolayca çekiçlenebilir. İnce yapraklar,çubuklar,hatta teller haline getirilmesi mümkündür. Kırılmaksızın eğilip bükülecek kadar yumuşaktır. Bu niteliklerinden ve özelliklerinden yararlanan ilkel insan,altına dilediği biçimi verebilmiştir. Daha çok eski zamanlardan beri saç tokası diye kullanılması, sonradan “taç” fikrinin doğmasına kaynak olmuştur.
Topraktan kolaylıkla sağlanabilen altının miktarı sınırlıdır. Bu nedenle, yeteri kadar altını olmayan insanlar altın karşılığında başka şeyler vermek çaresini bulmuşlardı.Böylece, altın değiş-tokuş (mübadele) niteliği taşıyan ticaret ilişkilerinde geçerli ve yüksek bir değer olmuş,çok altına sahip kimseler zengin sayılmıştır. Bir sürüdeki hayvan sayısı ne kadar çok olursa olsun, salgın hastalık onları kırabilir.Sınırsız tarlaları olan çiftçi,kuraklık yüzünden hiç ekin almayabilir. Ürünün fazlalığı, değerinin düşmesine yol açar. Oysa altın için bu tehlikelerden hiçbiri söz konusu değildir. Altın, şimdi olduğu kadar gelecek için,de geçerli, güvenilir, sağlam bir değerdir. Başka şeyleri değerlendirmek için ölçü olması da bu esasa dayanır.
Bulunuşundan nice yıl sonra para halinde dökülmesi,altına verilen değerin zamanla büsbütün arttığının belirtisidir.Altın paranın değeri, onun ağırlığına ve katışıksızlığına bağlıdır. Başka türlü söylemek gerekirse,ağırlığı ne kadar fazlaysa, kullanılan altın ne kadar safsa,altın paranın değeri o ölçüde fazla olur.
Daha sonraki yıllarda,bankacılar altını kasalarında saklamış ve bunun karşılığında alındılar (makbuzlar)vermişlerdi. Bu uygulama, hükümetlerin para sistemine temel olmuştur. Halen paranın değerinin altına göre ölçülmesi de bunun sonucudur.
Yeryüzündeki işlenmemiş,külçe ve çubuk altın mevcudunun hemen hemen yarısı, Birleşik Amerika Devletleri’nin hazinesindedir.