Gönderen Konu: Çerkez Kültürü  (Okunma sayısı 16407 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı P.u.S.u

  • Katılımcı Üye
  • *
  • İleti: 226
  • Rep Gücü : 106
  • Cinsiyet: Bay
  • Hayırlı Cumalar Dilerim
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çerkez Kültürü
« Yanıtla #30 : Haziran 05, 2009, 06:46:23 ÖS »

Müzelik Elbiseler

Kafkaslıların giysilerinin her birinin gerek işlemecilik gerekse görsel zenginlik açısından sanat eseri olduğunu söylemek abartılı olmaz.
Hazar Denizi nden Karadeniz e kadar uzanan Kuzey Kafkasya, dünyada dillerin ve lehçelerin en yoğun olduğu bir yöredir. Burada yaşayan halklar ortak bir kültürü paylaşır. Erkeklerin eskiden günlük, şimdilerde ise sahne ve tören giysisi olan çerkeska bu ortaklığın simgesidir. Kadın elbiseleri kapalıdır ama dekoratiftir.
1925-1926 yıllarında etnograf B.A. Kuftin Kuzey Kafkas giysilerinden oluşan zengin bir koleksiyonu Sovyetler Birliği Halkları Müzesi ne teslim etmiştir. Bu giysiler 1948 de Devlet Etnografya Müzesi ne nakledilerek korumaya alınmıştır.

Çar ın imrendiği elbiseler

Kafkasya daki Kuban ve Elbruz bölgelerindeki arkeolojik bulgular arasında çıkan taşlardan kabartma ve oymalar, duvarlara çizilmiş erkek ve kadın figürleri; mezarlar ve kurganlarda yapılan incelemeler Kafkas giysilerinin ilk biçimini MÖ. 5. yüzyılda almaya başladığını, MS. 19. yüzyılda ise gelişimini tamamladığını gösteriyor.
Yaşamlarını dağlarda ve dağ yamaçlarında sürdüren bu insanların giysilerindeki en önemli özellik sade ve kullanışlı olmasıdır. Bakıldığında farklılık göze çarpmamaktadır. Giysiler sahip oldukları bu fonksiyonel ciddiyetin ötesinde vücudu da düzgün göstermekte, hareketlere doğallık ve özgürlük kazandırmaktadır. Bu nedenlerle Kafkas elbisesinin benzerleri 19. yüzyılda Rusya da Kazak kökenli süvarilere Çar tarafından askeri üniforma olarak giydirilmiştir.

ERKEKLER ZARİF VE CİDDİ GİYİNİRDİ

Erkekler ev yaşamında iç gömlek, pantalon ve beşmetten (gömlek) ibaret olan sade giysileri, dışarıda ise üzerine "çerkeska", kalpak ve yumuşak çizme giyerlerdi.

Çerkaska nın hikayesi

1917 Sovyet İhtilali nden önceki Çarlık döneminde Kafkas erkeklerinin, bel kısmına kama takılan "çerkeska" adlı ulusal giysilerini günlük yaşamlarında giymeleri yüzlerce yıl öncesinden gelen bir töreydi. Devrimden sonra getirilen yeni yasalarda ateşli ve ateşsiz silah taşımak yasaklandı. Kamasız olamayacağı için Çerkeska da günlük yaşantıdan çıktı. Yalnızca gösteri ve törenlerde görülür oldu.
Araştırmalar çerkeskanın ilk aşamalarda el tezgahlarında üretilmiş ev çuhasından yapıldığını göstermektedir. Bu dönemde kollar ana parçaya doğru açı oluşturacak biçimde, koltukaltı kısmında hareketi engellemeyecek şekilde dikilir, çerkeskanın ön ve arkası tek parça kumaştan, dizin epey altına kadar uzun yapılırdı. Giysi vücudu bele kadar tamamen sarmaktaydı. Belden aşağı kısımların hareketini kısıtlamayacak ve doğallık kazandıracak bir etek şeklinde yapılmıştı. Dağlılar 18. yüzyıldan başlayarak barutluklar (hazır) kullanmaya başlamıştı. İlk önce bele takılan barutluklar, atış sırasındaki kullanışsızlığı nedeniyle göğse takılmaya başlamış ve böylece çerkeskanın oluşumu tamamlanmıştı. 19. yüzyılda sonlarında artık son biçimini alan çerkeskanın "hazır"ları da içi tüfek mermisi alacak şekilde ceplere yerleştirilen sert ve dayanıklı ağaçlardan yapılmıştır. Üzeri altın, gümüş ya da kemik kapaklarla süslenerek giysiye özgünlük kazandırılmıştır.

18. yüzyıldan günümüze kalpak
Bugünkü şekline 18. yüzyıl ortalarında kavuşmaya başladığı sanılıyor. İklim, töre ve zamana göre çeşitlilik arzediyor. Çeçen-İnguş ve Dağıstanlılarda geniş uzun tüylü ve yüksek biçimlidir. 19. yüzyıl sonlarında batıda Adıge ve Abhazlardan bütün Kafkasya ya yayılan kısa tüylü, zarif biçimli "kubanka" günümüze kadar gelmiştir.

Andi nin zarif yamçıları

İlk çıkış yeri ve zamanı kesin olarak bilinmemekle beraber fakat Rusya ve Kafkasya da en zarif en güzel yamçı Dağıstan ın en dağlık yörelerinden olan Andi bölgesi civarında üretilir. Toprak ve hayvancılıkla uğraşan Kafkasyalıların yamçıyı hava değişikliklerinden korumak, rüzgar, yağmur ve toza karşı kullandıkları biliniyor.Yamçı binicinin yanı sıra atı da korur. Özellikle keçi kıllarından dövülerek yapılır. Genellikle siyah olur. Dış kısmındaki kıllar doğal haliyle bırakılırken içi keçeleştirilir. Pelerin biçiminde topuklara kadar uzun yapılır. Boyun kısmında gümüşten yapılan tutturucular vardır.

Terbiye edilen çizmeler

Günlük olarak iş yapılırken, boğa derisinden elde terbiye edilerek yapılan kalın ve sert bir ayakkabı giyilirdi. Ayağı vurmaması için içi ot doldurulurdu. Ayak bileğine kadar yapılan bu ayakkabı çarığa benzer, bileğe ve bacağa altından dolaştıkları kayışlarla bağlanırdı. 19. yüzyılda Rus edebiyatına giren "Kafkas çizmesi" yumuşak olup, ayak parmaklarını sıkmazdı ve siyah deriden yapılırdı. Tabanları bazen yumuşak köseleden olurdu.

Kamanın kalitesi gurur konusuydu

Dağlı giysisini tamamlayan en önemli aksesuar kuşkusuz bele özel biçimde takılan "kama" dır. Kafkasyalı için estetiği ve kalitesi gurur konusudur. Sapı altın, gümüş işlemeli olup, her iki yanı keskindir. Kın süslemeleri apayrı bir güzelliktedir. Kafkas kaması ve kılıcı dünyanın çeşitli müzelerinde yerini almıştır.
Bele sıkıca bağlanan kemerin birkaç işlevi vardır. Kemere takılan toka ve çengellere barutluk, kılıç ve yağdanlık asılırdı. Kama ise göbeğin hemen altındaki kemerin orta tokasına sapı ile kınının birleştiği noktadan sıkıca bağlanırdı

Çobanların ayrılmaz parçası başlıklar (Şarkhon)
Siyah, kemik rengi, kahverengi ya da griye çalan renkli çuha veya özel olarak deve tüyünden yapılır. Başı yağış ve rüzgardan korur. Hazır vaziyette iken üçgen biçiminde, kenarları uzun su-işi, kordela, kaytan veya sim sırma işlidir. Dağlardaki çobanların devamlı yanındadır.

KADINLARIN ZERAFET TERCİHİ
Kafkas kadın giysileri dış görünüşleri ile tam bir zerafet ve asalet ömeğidir. Biçimi yüzyıllarca bozulmadan korunabilmiştir. Dağlı kadınlar giyimlerine özen gösterir ve vücutlarını korurlar. Küçük yaşlardan başlayarak ince belli ve dik orantılı vücutlarını korumaya çalışırlar.

Göznuru kaftanlar

Vücudun üst kısmına tam oturan bu giysi, bele takılan kemerin aşağısında önden açık ve yere kadar uzun dikilir. Giyside oluşturulan mükemmel kompozisyonda, göğüsteki üçgen şeklindeki açıklıktan gümüş, altın ya da pirinçten yapılmış maden düğmeler, kemerin aşağısındaki açıklıktan ise içlik görünmektedir. Kaftanlar genellikle koyu vişne, kırmızı, koyu mavi, koyu yeşil, siyah kadife, ipek ya da atlas gibi kumaşlardan dikilir. Üzerlerinde omuz ve kemer altından başlayarak etek uçlarına kadar uzanan altın, gümüş sırma şeritlerle bezenmiş motifli süsler bulunur. Kol yanları çok değişik modellerle yapılır. Üzerindeki süslemeler altın, gümüş simlidir.
Kaftanın bel altındaki kısmının geniş ve yere kadar, kollarının bol ve uzun oluşu rahatlık, zenginlik ve soyluluğu simgeler. Dağlı kadınların giysileri sosyal yaşantılarının içine girmiş olan terzilik hünerlerinin birer ürünüdür. Dikiş tekniği üstün beceri, süslemeleri göznuru, altın gümüş işlemeciliği sanat ürünüdür.
Bu denli değerli giysiler kuşaktan kuşağa saklanmak suretiyle aktarılır ve halk arasında kimde nasıl bir giysi olduğu bilinir. İçlikler ise kaftanın içine giyilir ve uzun ya da kısa kollu olabilir. Yuvarlar dik yakalıdır. Kaftanın altından üçgen şeklinde görünen göğüs kısmında altın, gümüş vb. madeni düğmeler vardır. İki ya da tek parça olabilir. İki parçalı olan bluz, tek parça olanı ise kaftan biçiminde olabilir; ancak önü kapalı olur. İçliğinde belin altında, kaftanın açıklığından görünen kısmı altın gümüş sim sırma işlemelidir ve yere kadar kaftan boyunca uzanır.

Süslemecilik harikası kemerler ve kepler
Kaftan üzerine takılan kemer Kafkas süslemeciliğinin bir harikasıdır. Bele sıkıca takılan kemerin çok değişik modelleri vardır.
Keplerin ise değişik biçimleri vardır. Üzeri altın gümüş sim sırma ve inci işlemelidir. Başa dik olarak giyilir. Değişik renkli ama genellikle beyaz ipek kumaşlardan olur. İçleri saçaklıdır.


Forum Kurallarına uyalım uymayanları uyaralım : )

Çevrimdışı P.u.S.u

  • Katılımcı Üye
  • *
  • İleti: 226
  • Rep Gücü : 106
  • Cinsiyet: Bay
  • Hayırlı Cumalar Dilerim
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çerkez Kültürü
« Yanıtla #31 : Haziran 05, 2009, 06:47:37 ÖS »
ADIĞE (Çerkes) ATASÖZLERİ
(Atasözü dilin kanadıdır)


1. Horoz ötmese de, gün doğar.
Адакъэр мыlуэкlи, нэху щын къанэркъым.
Атакъэр мыІоми нэфыр шъынкІэ къанэрэп.
2. Adığe atı, Adığe erkeğinin yarısıdır.
Адыгэшыр Адыгэлlым и щlылъэныкъуэщ.
Адыгэшыр АдыгэлІым изыкІылъэныкъу.
3. Ecel, eşikten daha yakındır.
Ажалыр бжэщхьэlум нэхърэ нэхъ благъэщ.
Хьадэгъур пчэшъхьаІум нахьи нахь благъэ.
4. Tanrının vermediğini, peygamber verir mi?
Тхьэм къуимытар, и лlыкlуэм къуитын?
Тхьам къыуимытыгъэр, илІыкІом къыуитына?
5. Adığe her zaman Adığe’dir.
Адыгэр сыт щыгъуи Адыгэщ.
Адыгэр сыдигъокІи Адыгэ.
6. Ahmet’in bal küpü dolu.
Ахъмэт и фор изщ.
Ахъмэт ишъоур из.
7. Ördek yüzmeye alıştırılmaz.
Бабыщыр есыкlэ ягъaсэркъым.
Бабыщыр есыкlэ агъасэрэп.
8. Kepçe tutana, dokuz siyah köpek ümit besler.
Бэлагъыкlыр зыlыгъым хьэ къарибгъу щогугъу.
БэлагъыкІэр зыlыгъым хьэ къарибгъу щэгугъы.
9. Dağa yumurtayla vurmak.
Бгым джэдыкlэкlэ еуэн.
Бгым кІэнкІэкІэ еон.
10. Kartalı takip edersen dağa, kargayı takip edersen kötülüğe gidersin.
Бгъэжыр уи пащэмэ, къуршым урешэ, къуанщlэр уи пашэмэ lейм ухуешэ.
Бгъэжъыр уипашэмэ къушъхьэм урешэ, къолэжъыр уипашэмэ lаем уфешэ.
11. Kartal çok kanat çırparsa, kanadı kırılır.
Бгъэр куэдрэ уэмэ, и дамэр мэкъутэ.
Бгъэжъыр бэрэ омэ, итамэ мэкъутэ.
12. Zenginin dedikodusu yapılırken, fakirin lambası yanar.
Бейм и гугъу ящlурэ, тхьэмыщкlэм и уэздыгъэр мэс.
Баем игугъу ашlызэ, тхьамыкlэм иостыгъэ мэсты.
13. Arı çiçeğe konar.
Бжьэр гъэгъам лъатэ хабзэщ.
Бжьэр къэгъагъэм тетlысхьэ хабзэ.
14. Kuşun eti, et suyudur.
Бзум и лыр, и лэпсщ.
Бзыум илыр илэпс.
15. Düşmanına arkanı dönme.
Бийм уи щlыб хумыгъазэ.
Пыим уикlыб фэмыгъаз.
16. Uzaktaki akrabadan yeğdir, yakın komşu.
Благъэ жыжьэ нэхърэ къуэш гъунэгъу.
Благъэ чыжьэм нахьи къош гъунэгъу.
17. Sığın doğduğu yere döner.
Бланэ щалъху йокlуэлlэж.
Бланэр зыщалъфыгъэм екlолlэжьы.
18. Yedi kez ölç, bir kez kes.
Блэрэ къэпщи зэ пыупщl.
Блэрэ къэщи зэ пыупкl.
19. Yılanı üşüdü diye koynuna alma.
Блэр пlыщlащ жыпlэу уи гуфlакlэм думыгъэтlысхьэ.
Блэр чыlэ лlагъэ пlоу уигушlуакlэ
дэмыгъэтlысхь.
Forum Kurallarına uyalım uymayanları uyaralım : )

Çevrimdışı P.u.S.u

  • Katılımcı Üye
  • *
  • İleti: 226
  • Rep Gücü : 106
  • Cinsiyet: Bay
  • Hayırlı Cumalar Dilerim
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çerkez Kültürü
« Yanıtla #32 : Haziran 05, 2009, 06:48:22 ÖS »
ADIGE BAYRAĞININ TARİHÇESİ

Adıgeler ve tüm Kuzey Kafkasyalılar, 19. yüzyıl başlarına kadar milli bir bayraktan yoksun ve bir devlet anlayışına sahip olmadan yasamlarını sürdürdüler. Ancak, eski zamanlardan beri bayrak niteliği taşımamakla birlikte her kabile ve aile çeşitli renk ve biçimlerde bezden yapılmış değişik flamalara yaşamlarında yer veriyorlardı. Özellikle düğünlerde ve at yarışlarında, derece alan delikanlılara, ödül olarak verilmek üzere, genç kızların kendilerinin hazırladıkları bu flamaları armağan ediyorlardı. Büyük yarışmalarda ise bu ödüllere ilaveten her kabile başkanı, o kabileyi temsilen derece alan gençlere, kendi sembolleri olan flamayı veriyorlardı. Sürgün sonrası Anadolu'ya yerleşen Çerkes ailelerinin kızlarının pek çoğunda o günlerin anısına dikilmiş, bu tip flamalar yıllar boyu sandıklarda saklanmış, hatta bu yüzden 1920'li yıllardan sonra gizledikleri bu flamalar yüzünden, dönemin yöneticileri tarafindan, "Çerkes Bayrağı taşımak, Çerkeslik yapmak" suçlamalarıyla çeşitli baskılara maruz kalmışlardı.

Adıgelerin ilk bayrakları hakkında somut ve yazılı hiçbir belgeye rastlanamıyor. Bu konuda 19.yüzyıl başlarından itibaren Avrupalıların, genellikle, İngilizlerin ortaya koydukları bazı yazılı belgelerden bilgi ediniyoruz. Diplomat, tüccar, yazar, gezgin ve hatta ajan olarak Kafkasya'ya gönderilen kişilerin Çerkesler hakkında yazdıkları eserlerde, Adıge Bayrağı hakkında da bilgilere rastlıyoruz. Bazı kitapların kapaklarında yer alan Adıge Bayrağı'nın önceleri 7 yıldızlı, daha sonraları da 9 yıldızlı olanlarına rastlanıyor. Bayrakların ortak özellği ise renklerinin yeşil ve üzerlerine serpiştirilen yıldızların da sarı renkli olması. Fakat bu bayrakların hangi kabileyi veya kabileleri temsil ettiği ve de hangi tarihte kullanıldığı belirtilmemiş. 1830'lu yıllardan sonradır ki Adıge Bayrağı'nın doğuşuna ait detaylı bilgilere erişebiliyoruz. İngiliz politikacılarından, fakat o dönemde küçük bir devlet memuru olan, gerçek bir Çerkes dostu David Urquhart; İngiltere Hükümeti'nin de yardım ve isteklendirilmesi sonucu 1834 yılının Haziran ayında Kafkasya'ya gelir. Amacı Çerkesleri tanımak, gerekirse ve mümkün olduğu nispette Çerkeslerin Ruslara karşı sürdürdüğü özgürlük savaşımında onlara politik ve somut askeri yardımları sağlamada yardımcı olmaktır. Tsemez'de (Novorossisk) karaya çıkan, oradan da Anapa'ya giden Urquhart, Adıgeler tarafından çok büyük bir ilgi ve sevgi gösterisiyle karşılanır. Anapa'da onuruna düzenlenen bir kurultayda -ki bu kurultay Aguy ovasında düzenlenmiştir- tüm Çerkeslere seslenerek, Ruslara karşı başarılı olmak için tek bir bayrak altında, Çerkes birliğinin kesinlikle kurulmasının gerekliliğini önerir. Urquhart bayrağın rengi, amblemi vs. hakkında Çerkeslere bilgi aktardığını, sonradan yazdığı anılarında dile getirir. Bu arada o dönemde Adıgelerin lideri durumunda olan Zaniko Sefer Bey'in de onayı ile 12 kabileyi temsilen 12 kişilik geçici bir hükümet kurulur.

Urquhart'ın Kafkasya'dan ayrılmasından 3 yıl sonra 6 Mayıs 1837 tarihinde, bu kez, yine İngiliz S.James Bell ve gözlemci Longworth'un hazır bulunduğuu ünlü Adhanekum (Adakum, Atakum, Atakhum diye de geçer) kurultayında, ipekten yeşil renkli, siyah iki ok ve üzerinde 10 kabileyi temsil eden 10 adet sarı yıldızın yer aldığı Adıge Bayrağı dalgalanmaktadır. Havidko Mensur'un (Havdiko, Havudukue diye de geçer) liderilğinde ve bütün Adıge kabilelerinin temsil edildiği, 1000 delegenin katıldığı bu Adıge tarihinin büyük kurultayinda bilinen ilk resmi bayrak kullanılmıştır. Bundan bir yıl sonra ise 1838 yılında, Batı Kafkasya'daki 12 kabile, 3 liderin başkanlığında birleşir ve yeşil yüzey üzerinde 3 siyah ok ve 12 yıldızlı tarihi Adıge Bayrağı'nı milli bayrak olarak kabul ederler. İşte bugün Adıge Cumhuriyeti'nin Maykop'taki Parlamento binasında dalgalanan bayrak budur.


Adıge Bayrağı'nda yer alan renkler, yıldızlar ve oklara gelince: ipek kumaşın yeşil rengi Kafkasyanın dağ ve ovalarını; siyah 3 ok dönemin en yetenekli ve ünlü üç ailesini (Zaniko, Aytekçiko, Boleteko aileleri), siyah renk ise düşmana ölümü, sarı yıldızlar da bütün yaşamları açık havada, kır ve dağlarda geçen ve gökyüzündeki yıldızlara bakarak uyuyan kahramanların yer aldığı 12 bölgeyi temsil ediyordu. Bu 12 bölge; Natukhay(Nathkoç), Şapsuğ, Abedzah, Ubıh, Bjedugh, Temirgoy, Abhaz, Hatukay, Mahoş, Besleney, Brakiy, Karaçay, ve Kabardey'den oluşur.

Bu 12 bölgeden Abedzah, Mahoş ve Bjedughlar Ruslarla barış antlaşması imzalamış olduklarından, Kabardey ve Abhazya da Rus işgalinde bulunduğundan, birliğe ancak o bölgelerden, diğer Adıge kabileleri arasına sığınanların temsilcileri ile birlik antlaşmasına katılmışlardır. Kabardey'in temsilcisi Besleniyko Aslan, Abhazya'nın ise Rustem Pe idiler. Her bölgenin genel kurulları sonucu seçilen delegeleri Zaniko Sefer'in yanında yer alıyor, bunlar arasından da askeri komutanlar, elçiler ve hakimler seçilerek işbaşına getiriliyorlardı. Zaniko Sefer hem genel başkan, hem de dışişleri ile diplomatik çalışmaları yürütüyordu.

İzzet Aydemir Çuşha'nın bu yazısı Nart Dergisi'nin 4. sayısından alınmıştır.
Forum Kurallarına uyalım uymayanları uyaralım : )