Gönderen Konu: Biraz daha analoji...  (Okunma sayısı 1288 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı lazakrep61

  • Yönetici
  • *
  • İleti: 2689
  • Rep Gücü : 608
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyada Ölümden Başkasi Yalan...
    • Profili Görüntüle
    • Benim Mekan
Biraz daha analoji...
« : Haziran 13, 2009, 11:06:14 ÖS »

Geçen sene göçebelik/yerleşiklik mevzuna kafayı takmıştım; eylemleri, nesneleri buna göre ikiye ayırıyordum, mesela yapbozu yaptıktan sonra çerçeveletip duvara asmak yerleşik bir eylemdi, bozup bozup sıkıldıkça bir daha yapmak göçebeceydi... Aynı şekilde çakmak kullanmak yerleşikliğe itiyordu sizi, kibritse sürekli göçebileceğinizi hissettiriyordu...

Şimdiyse durum değişti, kinetik-termodinamik ikilisine geçiş yaptım... Bildiğiniz gibi bir tepkimenin kinetiği ve termodinamiği kardeş kardeş aynı doğrultuda olabilir, veya zıtlaşıp farklı şeyleri de isteyebilirler ki bu ikincisine ilişkin yazıları daha önce yazmıştık... Efendim en basit haliyle diyebiliriz ki bir tepkimenin kinetiğini aktifleşme enerjisi belirler, termodinamiği ise başlangıç ve sonuç bileşiklerinin arasındaki enerji farkıyla alakalıdır. Hayattaki bazı kavramları da bu şekilde ikiye ayırabiliriz; kinetik anla bağlantılı bir kavramdır, o an yapmayı düşündüğünüz şeyi ne kadar yapmak istediğinizin (ve de istemediğinizin tabi ki) bir ölçüsüdür, termodinamik ise geleceği ele alır (zaman iki yönlü aksaydı geçmişi de alacaktı), o eylemin gelecekteki sonuçlarıyla şimdinin bir karşılaştırmasıdır, birimi de karşılaştırma yaptığınız his, madde her neyse odur.

Şimdi biraz açalım.. En basitinden sigarayı bırakma eylemi çoğu kişi için termodinamik açıdan istemliyken, kinetik açıdan çok istemsizdir, aktifleşme enerjisi çok yüksektir. Tek boş gününüz olan pazar günü yatmak yerine bulaşık yıkayıp yerleri temizlemek de keza öyledir. Bunlar tipik birer kinetik-termodinamik karşıtlığıdır ve de kimyadaki gibi sonuca sıcaklık, sterik etki filan değil beyniniz karar verir. Benzer şekilde yatırım en genel anlamıyla termodinamik bir kavramdır, dinlerdeki cennet/cehennem kavramları da öyle.. Öte yandan Ölü Ozanlar Derneği'nin carpe diemi (anı yaşa veya bugünü yaşa) kinetiğe bir örnektir, yine Duman'ın hayatı yaşa'sı kinetik kontrol altındadır (zaten hallerinden belli olmuyor mu)... Bunun gibi sayısız örnek bulabiliriz ama bunlar bu ikilinin her zaman karşıt olduğu izlemini vermemeli.. Mutlu bir azınlık kinetik ve termodinamiği beraber yaşar, sevdiği işi yapıp, maskelerden uzak yaşarlar...

Şimdi anlamsız bir yazıyı anlamlandıralım; insan beyni eylemlerinin sonuçlarını bir şekilde (tecrübelerden veya mantıkla) öngörebilir ve bu öngörüler o anın gidişatını etkiler; dolayısıyla deneme/yanılmaya bazen rastlansa da çoğunlukla rastlanmaz... Peki ya zavallı moleküllerimiz napsın? Allahtan bizim gibi yavaş değiller de deneme yanılmaya çok zaman harcamıyorlar (veya bazen harcıyorlar)...

Son olarak Kavafis'in İthaka şiiri (her ne kadar Nicolaou onu kitabında salak saçma bir amaçla kullansa da) bu problemi çözmede yardımcı olabilir, ilgilenenlere duyrulur....