Gönderen Konu: Masanız Küçük mü? Dert Etmeyin!  (Okunma sayısı 1135 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
Masanız Küçük mü? Dert Etmeyin!
« : Ocak 09, 2009, 03:43:01 ÖS »

Masanız Küçük mü? Dert Etmeyin! 




BÜYÜK SOFRALARIN SIRRI


Evimizde düzenlediğimiz yemek ya da partilerde misafirlerimizi masaya nasıl sığdıracağımız düşüncesi ile kıvranırız. Çoğumuzun, 8 kişinin rahat bir şekilde oturabileceği bir masası vardır, bu tür masalarda stratejik bir yerleştirme yapıldığında 10, hatta 12 kişi bile ağırlayabilirsiniz. İşte size; bir yapboz gibi arada hiç boşluk bırakmadan doğru parçayı doğru yere oturtmanızı sağlayacak pratik öneriler?

Misafirlerinizin saltanat koltuğu gibi yemek sandalyelerine ve sofrada 45 cm'lik boş alana ihtiyacı yoktur. Ve tabii ki insanların birbirine yakın oturduğu sofralar, her zaman için daha eğlenceli ve samimi olur.

Adım 1: Mobilya hazırlığı


Masayı duvardan uzaklaştırın, böylelikle misafirleriniz yerlerine rahatça girip çıkabilecekleri bir alana sahip olur. Sandalye boyutu ve yerleşimi çok önemlidir. Yemek sandalyeleriniz 60 cm'den daha genişse daha dar olanlarını almayı deneyin. Yuvarlak masalarda 8 sandalyenin arasına katlanır sandalyeler, küçük boyutlu sandalyeler ya da tabureler serpiştirin.

Eğer masanız dikdörtgense, 4 yemek masası sandalyesini, masanızın uzun kenarı boyunca sıralayın, daha sonra iki tabure veya katlanır sandalyeyi masanın iki ucuna yerleştirin. Her zaman en kötü sandalyeyi kendinize veya eşinize/yakın arkadaşınıza ayırın, en iyi sandalyelerinizi de en yaşlı ve daha az samimi olduğunuz misafirlerinize verin.

Misafirlerinizin göreceği ilk şey tabureler olmamalı. Bu nedenle taburelerinizi masaya oturulacağı zaman ortaya çıkarın. Banklar hayat kurtarabilir ancak sadece arkalıksız olanların, misafirlerinizin diğer misafirlerinizi rahatsız etmeden yerlerine girip çıkmalarını sağlayabileceğini unutmayın.

Adım 2: Az çeşit servis yapın

Üç tabaktan daha fazlası her zaman için bir kabusa dönüşebilir. Salata, ekmek ve tereyağı tabaklarını bir kenara bırakın, etkileyici gümüşlerinizi veya geniş altlı kadehlerinizi sofranızda sergilemeyi unutun. Bir şarap bardağı, bir su bardağı ve herkese birer çatal, bıçak, tatlı çatalı ve yemek kaşığı bütün misafirleriniz için yeterli olacaktır. Peçeteleri çatalın sol tarafına değil, her bir yemek tabağının ortasına bırakın, fakat şarap bardaklarının içine koymayın. Sonuçta burası eviniz, beş yıldızlı otel değil.

Eğer çorbayla başlayacaksanız, çorba kaselerini, yemek tabaklarının üzerine koyun. Çorbayı önünüzdeki büyük bir çorba kasesinden servis yapın ve misafirlerinizden kaseleri elden ele dağıtmalarını rica edin. Aynı tekniği ana yemek için de uygulayın, önünüze iki servis tabağından daha fazlasını koymayın. Sıkışık bir masada dolu tabakları elden ele geçirmeyin; kişiler arasında yarım santimlik dirsek boşluğu olan bir sofrada servis yapılan yemekler için savaşmayı kim ister kiş Önerimiz, et ve sebze güveci gibi hepsi büyük ve tek bir tabaktan servis edilebilen yemekleri tercih edin.

Adım 3: Misafirlerinizi hoş tutun

Amacınız, ne kadar sıkışık bir sofra olursa olsun misafirlerinizi memnun etmek ve rahat etmelerini sağlamak olmalı. Ancak sıkışık bir yemek sofrası söz konusuysa bu çabanızı ikiye katlamanız gerekiyor. Lambaları söndürün ve odanın her tarafına bolca mum yerleştirin. Daha önceden ayrı tabaklara hazırlamış olduğunuz lezzetli ve yaratıcı tatlınızı servis yapmayı da unutmayın. Herkesin yerini kartlara yazın ve kartları peçetelerin üzerine yerleştirin. Son olarak misafirlerinize karşı anlayışlı olun çünkü bu, onların rahatını gerçekten önemsediğinizi gösterir.
 


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..