Üsüyorum...
yüregim üsüyor...
uzun bir mektup yazmak gecti icimden bu aksam, satirlara mürekkep gibi akmak istedim, gözyaslarimla sulamak istedim kelimelere dönüsen duygularimi, en güzel renkte acsin diye beyaz sayfada yüregim... oynatmak istedim kalemi parmaklarimin arasinda, satir satir kalbimi dökmek istedim, eritip yüregimi masanin kösesinde duran kirmizi mumun üzerine, hic sönmezcesine yazmak istedim sabaha kadar... eridikce yanmak, yandikca erimek istedim, yazdikca satirlarda kaybolmak istedim...
uzun bir mektup yazmak gecti icimden bu aksam... yüregimden bahsetmek istedim, kime neden kirildigimdan, kimin beni neden yanlis anladigindan, neden her aksam agladigimdan, neden sustugumdan... yüregimdeki yaradan bahsetmek istedim... kime yazacagim sorusu aksamin geceye dam tuttugu anda vazgecirdi beni bu fikirden... kime yazacaktimki....
adres bölümüne kimin adini yazacaktim, kac kurusluk pul yapistiracaktim, hangi zarfa yüregimi sigdiracaktim...
Saat gece yarisi, kapina geldim...
Yüregim üsüyor, yangin yeri yüregim...
ac ne olursun bekletme beni...
anlatamadim kendimi... bana verdigin konusma nimetini sükrüyle eda edemedim...
bagisla beni...
anlasilmayi bekledim... heyhat... sen dururken neden baska kapilar caldim...
sana ne uzun bir mektup yazmam nede yanlis anlasilmaktan korkmak gerekir...
kalbimle benim aramda olan sen degilmisin, sah damarimdan daha yakin olan sen...
yüregim sana ayan, her kalbimin carpmasi sana halim beyan...
beni sen anliyorsun ya...
neyleyim dili ,neyleyim kelimeleri...
beni yalniz birakma ne olur kapina geldim bekletme beni,
yalnizlikdan cok ürküyorum, kime bel bagladiysam karanliga itti beni...
bagisla beni, artik senden baska kimseye dayamam sirtimi, asami attim Rabbim...
hakikata daldir beni...