Kadın üreme organlarında spermle yumurtanın buluşmasını engellemek için geliştirilen cerrahi bir yöntemdir. İlk kez 1823 yılında uygulanmıştır.
Genellikle küçük bir karın kesisi ile (3-5 cm) tüplere ulaşılır ve tüpler bağlanır. Birkaç farklı bağlama çeşidi vardır. Laparoskopi ile de yapılabilmesi bir avantajdır. Ek olarak hemen doğum sonrasında veya sezaryen sırasında da yapılabilir.
Etkinliği %100'' e yakındır. Çok az bir oranda tüplerin tekrar açılabilmesi ve gebelik ihtimali akılda tutulmalıdır. Operasyon tekniği başarı oranı ile ilişkilidir.
Adet bitimini takiben gebe olunmadığından emin olunarak uygulanır. Kısa süren küçük bir operasyondur. Aynı gün taburcu edilerek 1 ay sonra kontrole çağrılır.
Her cerrahi girişim gibi bazı özellikler taşır. Enfeksiyon riski, komşu organ zedelenmesi, anestezi riskleri göz önünde bulundurulmalıdır. Dikkatli bir operasyon tekniği kullanıldığında risk çok düşüktür.
Çocuk istemi olmayan, aile planlamasını tamamlamış çiftlerde uygun bir yöntemdir. Genellikle ileri yaşta uygulanması tercih edilir. Geri dönüşümsüz bir yöntemdir. Tüp bağlanmasının geri çevrilmesi çok zor ve mikro cerrahi gerektiren, başarı oranı düşük bir operasyon olduğundan, işlem öncesi danışmanlık büyük önem taşır.
Halk arasında yanlış bilinen bir nokta tüp bağlanmasının adet miktarını etkileyebileceği veya ağrılara neden olabileceğidir. Uygun teknikle yapıldığında, yumurtalık kan dolaşımı etkilenmeyeceğinden bu endişeler yersizdir.