Bazı çiftler son çare olması gereken kürtajı doğum kontrol yöntemi olarak düşünüyor, oysa kürtajın çok ciddi yan etkileri olabiliyor.
Türkiye''de her yıl 1 milyon 900 bin gebelik oluşuyor ve bunların 285 bini kürtajla sonuçlanıyor. Kürtaj vakalarının en sık 20-24 yaş grubundaki kadınlar tarafından gerçekleştirildiğini belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tıraş, kürtajın tıbbi riskler içeren bir operasyon olduğuna dikkat çekiyor.
En son çare olmalı
Kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olarak uygulanmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Bülent Tıraş '' Kürtaja en çok geri çekilme, takvim sayma gibi etkin olmayan geleneksel yöntemleri kullanan çiftlerde rastlıyoruz. Geleneksel yöntemlerin koruma oranı yüzde 15 ile 50 arasında değişiyor. Yani neredeyse her iki ilişkiden birinde hamile kalma ihtimali var''diyor.
Riskleri var
Kürtajın kolay bir operasyon olmadığını söyleyen Tıraş, ''Kürtaj bir çok tıbbi risk taşıyor. En önemlisi genel ya da lokal anestezi kullanılarak yapılan bir operasyon olması. Bir diğer risk ise kanama. Kanamanın durdurulamadığı durumlarda hayati tehlike söz konusu. Enfeksiyon da önemli risklerden bir diğeri. Kürtaj işlemi sağlıklı koşullarda yapılamazsa ve kişi enfekte olursa sonrasında daha ağır enfeksiyonlar gelişebiliyor.
Depresyon sebebi
Kürtaja bağlı olarak rahimde ve tüplerde yapışma ya da tıkanıklıklar görülebilir. Her iki durum da kişinin bir daha çocuk sahibi olmasını engelleyebilir, çok özel endoskopik ameliyatlarla rahimin açılması gerekebilir. Kürtaj işlemi sırasında rahim delinebilir ve ağır kanamalar ortaya çıkabilir. Özellikle ilk gebeliklerde kürtaj önerilmiyor. Tıbbi risklerin yanı sıra kürtaj sonrası bazı kadınlarda suçluluk duygusu, depresyon görülebiliyor'' dedi.