ONU ÇOK SEVDİM!
Hoca efendi mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi. O anda 50 yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam, “Onu ne kadar çok sevdim!” diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı. Yaşlı adamın sesi merasimin sessizliğini bozmuştu. Mezar başındaki diğer aile üyeleri ve dostlar şok olmuşlardı. Yetişkin çocukları alı al, moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar: “Tamam baba! Seni anlıyoruz!” Yaşlı adam gözlerini dikmiş, kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu. Merasime devam edildi. Sonunda aile fertleri kefenin üstüne toprak atmaya başladı. Yaşlı adam hariç hepsi sırasıyla toprak attılar. İhtiyar hâlâ “Onu ne kadar çok sevdim!” diye sesli sesli konuşuyordu. Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler ama o devam etti, “Onu çok sevmiştim!” Kalabalık, mezarlığı terk etmeye hazırlanırken yaşlı adam gitmemekte direniyordu. Gözlerini mezara dikmiş, bakıyordu. Hoca efendi yaklaştı: “Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum ama gitme zamanı geldi. Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız” dedi. Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kere daha “Onu ne kadar çok sevdim!” diyerek söylendi ve ekledi: “Beni neden anlamıyorsunuz? Ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim!”