ADAM OMLAK
Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Hızlı adımlarla yürüyor, bir şeye canı sıkıldığı nefes alışından belli oluyordu. Biraz duraksadı ve yıllar öncesini hatır-ladı. O zaman oğlu daha 14 yaşında idi. İyi bir eğitim alması için elinden gelen gayreti göstermesine rağmen oğlunun tavırlarını hiç beğenmiyordu. Hatta bir gün “oğlum sen adam olmazsın” demişti. İşte aradan yıllar geçmiş oğlu da vali olmuştu. Nasıl oldu ise oğluna bu haber gece gelmiş o da apar topar babasını huzuruna getirtmiş ve “Baba bak sen adam olamazsın dedin ama ben vali oldum” demişti. Yaşlı adam da: “Oğlum vali olmuşsun ama adam olamamışsın, eğer adam olsaydın yaşlı bir adamı gece yarısı rahatsız etmeyecek kadar düşünceli, babanı ayağına getirtmeyecek kadar edepli ve makamın büyüdükçe daha da mütevazileşecek kadar da olgun olurdun” diyerek hışımla kapıyı çarpmış kendine ancak sokağın ortasına gelebilmişti.
Söz ve davranışlarında ölçülü bir evlat yetiştire-memiş olmaktan dolayı üzgündü. Oysa ne kadar isterdi, hem iyi bir eğitim almış hem de edebiyle herkese örnek olacak bir evlat yetiştirebilmiş olmayı. “Ne yapalım” dedi, “ALLAH edep versin.”