"Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık" (Kamer Suresi, 49) ayetiyle haber verildiği gibi, Allah canlı cansız tüm varlıkları kaderleriyle birlikte yaratmıştır. Allah'ın belirlediği bu kader dışında hiçbir varlığın gerçekleşecek olan bir iyiliği ya da kötülüğü engellemeye ya da tersine çevirmeye gücü yetmez.
"...Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir. " (Ahzab Suresi, 38)
Yüce Allah'ın kulları için bir öğüt verici ve rehber olarak indirdiği Kuran'da emredilen güzel ahlakı bilmeyen ve bu nedenle birçok konuda yanlış ve eksik bilgiye sahip olan kişilerin en büyük yanılgıya düştükleri konulardan biri kader gerçeğidir. İnsanların kaderin gerçek anlamını her konuda doğruyu gösteren Kuran'dan öğrenmemeleri, kaderi kavramanın kendilerine kazandıracağı rahatlık ve huzurdan da mahrum kalmalarına neden olmaktadır.
Kader, Allah'ın yarattığı her canlının geçmişte yaptığı ve gelecekte yapacağı herşeyi, her hareketi, düşünceyi, konuşmayı en ince ayrıntısına kadar bilmesi ve kontrol etmesidir. İnsanlar daha doğmadan, hayatları boyunca görecekleri ve yaşayacakları herşey Allah Katında belirlenmiş ve planlanmıştır. Allah, herşeyi bir kader dahilinde yarattığını "Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık" (Kamer Suresi, 49) ayetiyle bildirmektedir. İnsan hayatı boyunca Allah'ın kendisi için dilediği ve yarattığı olaylarla karşılaşır ve tamamen Allah'ın dilediği bir şekilde hayatını sürdürür. Allah bu gerçeği ayetlerinde şöyle bildirmektedir:
"Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır. Küçük, büyük herşey satır satır (yazılı)dır." (Kamer Suresi, 52-53)
Yüce Allah'ın ayetlerde bildirdiği üzere, tüm insanlar tamamen Allah'ın kontrolü ve hakimiyeti altında yaşamaktadırlar. Bir başka ayette ise Allah, tüm insanların Rabbimiz'in belirlediği kader doğrultusunda bir yaşam sürdüklerini şu şekilde haber vermektedir:
"Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Müminleri Kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir." (Enfal Suresi, 17)
Bu nedenle, insanın dilediklerini değiştirmesi, kaderinin dışına çıkması söz konusu değildir. İnsanların kaderleri, kaderleri dahilinde karşılaştıkları herşey ve verdikleri her tepki, Allah'ın bir 'emri'dir. Allah bu gerçeği "...Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir" (Ahzab Suresi, 38) ayetiyle bildirmiştir. Bu yüzden tüm insanlar kadere teslim olmak durumundadırlar. İnsanlarla beraber tüm canlılar Allah'ın belirlediği kadere göre yaşamaktadırlar.
Kaderde Belirlenmiş İmtihan Gerçeği
İnsanların içerisine düştükleri bir diğer yanılgı ise, kendileri için neyin iyi, neyin kötü olduğunu tam olarak bilememeleri ve bunun sonucunda katlandıkları sıkıntıdır. Kuran ahlakının gerektirdiği gibi düşünmeyen insan, kendisi için neyin iyi, neyin kötü olabileceğini de tam olarak bilemez. Bu yüzden de, karşılaştığı olumsuz gibi görünen bir olayın aleyhine olduğunu düşünmekle yanılgıya düşmüş olacaktır. Çünkü Allah, imtihanın bir gereği olarak insanları hem hayırla hem de şerle imtihan etmektedir. Allah, tüm bu olayları insanları denemek için bir hikmet üzerine yaratmaktadır. Allah bu sırrı Kuran'da şöyle haber vermektedir:
"...Biz sizi şerle de hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz. " (Enbiya Suresi 35)
Bu gerçeğe iman edip Allah'ın rızasına uygun hareket eden insan için, karşılaştığı her olay hayırlı bir sonuca vesile olur. Allah diğer bir ayetinde her olayı insanın görebildiği ve göremediği pek çok hikmetle birlikte yarattığını şöyle bildirmektedir:
"...Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. " (Bakara Suresi, 216)
Ayette bildirildiği gibi kişinin sevdiği ya da sevmediği, hoşlandığı ya da beğenmediği herşeyde aslında kişinin kendisi için bir iyilik gizlidir. Çünkü insanın başına gelen her olayı, herşeyi bilen Allah planlamıştır. İnsanı yaratan Rabbimiz, insanın kendisi için neyin iyi neyin kötü olduğunu da en iyi bilendir. Bunun aksini düşünmek Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edememek olacaktır ki, bu da insana kayıptan ve mutsuzluktan başka bir şey kazandırmaz. Bu nedenle insanın yapması gereken, kendisini daima iyiye yöneltecek olan, Allah'ın kendisi için belirlediği kadere teslim olmaktır.
Kadere Teslimiyet
İnsanlar, olayları doğru değerlendirmedikleri zaman, karşılaştıkları her olaya olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşarak umutsuz ve karamsar bir yapıya bürünürler. Bundan kurtulmanın tek yolu ise kadere tam anlamıyla teslim olmak, her olaydaki hikmetli yönleri görebilmeye çalışmaktır.
Başlarına gelen herşeyin kendileri için bir deneme olduğunun ve Allah'ın herşeyi hayırla yarattığının farkına varamayan ve Alah'a ve kadere teslimiyet içerisinde olmayan insanlar, hoşlarına gitmeyen olaylarla karşılaştıkları zaman şuursuzca isyan edebilirler. Bu da bu kimselerin sıkıntılarını ve huzursuzluklarını daha da artırır. Kaynağını bilmedikleri, sebebini anlayamadıkları olaylarla karşılaşmak ve bunun sonucunda yaşadıkları sözde sıkıntı, gerçekte Allah'ın inkar edenlere dünya hayatında verdiği bir karşılıktır. Böylece Allah'ı gerektiği gibi tanıyıp takdir edemeyen, O'na kulluk etmekten kaçınan insanların azabı daha dünyadayken yavaş yavaş başlamış olur. Allah Kuran'da bu gerçeği şöyle bildirmektedir:
"Andolsun, Biz onlara belki (inkarcılıktan) dönerler diye o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız." (Secde Suresi, 21)
Unutulmamalıdır ki insanın kadere olan inancı, güveni ve Allah'a olan teslimiyeti ne kadar güçlüyse, duyacağı rahatlık, huzur ve güven de o derece büyük olacaktır. Bir ayette "... Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder..." (Hac Suresi, 40) şeklinde bildirilmesi, olayların mutlak surette inananların lehinde sonuçlanacağını haber vermektedir. Çünkü Allah iman edenlerin dostu ve velisidir. Allah'ı vekil edinen, yalnızca O'na dayanıp güvenen müminler dünyada ve ahirette bu yardımın mutlaka kendilerine ulaşacağını hiçbir zaman unutmazlar. Özellikle de ilk bakışta aleyhlerine gibi gerçekleşen bir durum söz konusu olduğunda, bu ahlaklarında kararlılık gösterir, bunda bir hayır olduğunu bilirler. Bu nedenle müminler Allah'ın izniyle dünya hayatındaki imtihanları süresince hem dengeli bir ruh haline sahip olur hem de karşılaştıkları olayların hayır ve hikmetlerini daha iyi görürler. Müminlerin tüm olaylar karşısında sahip olmaları gereken ahlak Kuran'da şöyle bildirilir:
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)