Cübn, korkaklık demektir. Gadabın, sert davranmanın lüzumlu miktarına (Şecaat) denir. Lüzumundan az olmasına, zayıf olmasına (Cübn) denir. Cübn, kötü huydur.
Korkak olan kimse, zevcesine ve akrabasına karşı gayretsizlik ve hamiyetsizlik gösterir. Onları koruyamaz. Zillete ve zulme boyun eğer. Haram işleyeni görünce susar. Başkalarının malına tamah eder. İşinde sebat etmez. Verilen vazifenin ehemmiyetini anlamaz. Allahü teâlâ, Tevbe suresinde şecaati, kahramanlığı övüyor. Nur suresinde, zina edenlere, had cezası verilmesinde merhamet olunmamasını emrediyor.
Hadis-i şerifte, (Sevgili kızım Fatıma hırsızlık ederse, elini keserim!) buyuruldu. Allahü teâlâ, Feth suresinde, Eshab-ı kiramı, (Kâfirlere gadap ederler), harpte sert davranırlar diyerek övmektedir. Tevbe suresi, 73. âyet-i kerimesinin meali âlisi, (Kafirlere karşı sert ol), yani saldırdıkları zaman korkmadır. Bir hadis-i şerifte, (Ümmetimin hayırlısı, demir gibi dayanıklı olanıdır) buyuruldu. İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık edenlere, saldıranlara karşı sert olmak lazımdır. Bunlara karşı korkak olmak, caiz değildir. Korkarak kaçmak, Allahü teâlânın takdirini değiştirmez. Ecel gelince, Azrail aleyhisselam, insanı nerde olursa olsun bulur. Kendini tehlikeye atmak da, caiz değildir. Tehlikeli yerde yalnız kalmak, yalnız yürümek, günahtır.
Peygamber efendimiz korkaklıktan Allahü teâlâya sığınmıştır. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ya Rabbi, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan sana sığınırım!)