Allah (c.c), yalan, iftira,dedikodu, söz taşıma gibi kötü sözlerle insanların arasını bozup fesat çıkaran, hayatı kökünden kurutmak için nesilleri ve ekinleri mahvetmek için çalışan, zulüm, şer, fitne ve fesat duygularıyla dolu bozguncuları sevmez. Bunların, sakınılması gereken ‘’yaman, azgın, gaddar’’ düşman olduklarını haber verir. Bunlar, insanlar için, toplum için tehlikelidirler.İyiden, güzelden, doğrudan yana gözükerek, eşlerin arasını bozarlar, kardeşle kardeşin arasını açarlar, komşu ile komşuyu, arkadaşla arkadaşı birbirine düşürürler. Çünkü, bunların gönülleri, kin, nefret ve düşmanlıkla doludur. Bunlar hoşa gidecek sözlerle bozgunculuklarına kılıf hazırlarlar. Uyanları da dinlemezler. Bunlara karşı uyanık olmak lazımdır. Allah bunları asla sevmez. Rabbimiz bunların durumunu şöyle haber vermektedir..
‘’ İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta o, hasımların en yamanıdır. O, dönüp gitti mi (yahut bir işin başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. Böylesine ‘’ Allah’tan kork’’ denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevk eder.İşte ona cehennem yeter.O ne kötü yerdir.’’Ayet-i kerimeler bizi iki yüzlü insanlardan sakınmamız için uyarmaktadır. Ne kadar güzel konuşurlarsa konuşsunlar, söylediklerini incelemeden , araştırmadan karar vermememiz gerektiğini bildirmektedir. Ayrıca iş başına getirilen insanların sözlerine bakılmayıp durumlarının incelenip öyle görev verilmesi gerektiğine işaret buyurulmaktadır.Karun gibi, hazineler dolusu servete sahip olan ve bu yüzden azgınlaşan birisine yapılan bir öğütte, ‘’ dünyadan da nasibini unutma’’ tavsiyesinin yapılması, İslam’ın dünyaya ait çalışmaya ne kadar önem verdiğinin ayrı bir göstergesidir.Ancak, bu ayetten daha sonra gelen ayetlerde, büsbütün dünyaya dalmanın getireceği felaketler açıklanarak, dünya-ahiret dengesinin iyi kurulması hatırlatılmaktadır. Yine ayet-i kerimede, Allah’ın verdiği mallarla ahireti için hazırlık yapmayıp lüks ve israf içine dalanların, serveti saklayıp yoksullara haklarını vermeyenlerin, böylece insanların kalplerinde kin ve hased duygularının gelişmesine sebep olanların, yeryüzüne fitne ve fesat tohumları ekmiş olacakları uyarısında bulunulmakta ve ‘’yeryüzünde bozgunculuğu arama, Şüphesiz Allah, bozguncuları sevmez.’’ Buyurulmaktadır. Yüce Rabbimiz diğer bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: ‘’ Yahudiler, Allah’ın eli bağlıdır (sıkıdır), dediler, Hay, dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lanet olasılar! Bilakis, Allah’ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki, sana Rabbinden indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır.Aralarına, kıyamet kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür.Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Allah ise, bozguncuları sevmez.’’Bozgunculuk veya fesad tabiattaki dengeyi bozma, karışıklık çıkarma, haddi aşıp zulmetmek anlamındadır. Bozgunculuğun karşıtı ise; rahatlık, sulh, iyilik manalarını taşıyan salâh’tır. Nisa 4/128: " … Esasen nefisler, hırs ve kıskançlıklarla dolu olarak yaratılmıştır… " Yaratılışlarındaki doymazlık, hırs ve kibirle azgınlaşan insanlar, tabiattaki dengeyi bozmaya çalışmaktadır. Kan dökme ve öldürme ile birlikte gelen bozgunculuk, birçok insanı yok etmiş ve medeniyetleri de çökertmiştir. Allahü Teâlâ; yaratılış ve oluştaki olgunlaşma gereği, dengeyi bozmak isteyen bozgunculara bir zaman tanımakta; sonuçta da inançlı, adil insanların karışıklık çıkaranlara karşı, mutlak zaferi ile neticelenmektedir.
5/64: … Allah, bozguncuları sevmez.
13/25: … Yeryüzünde bozgun çıkaranlara lânet olsun.
16/88: … Bozguncuların azablarını kat kat arttıracağız.
Cenâbı Allah, bozguncuları sevmez. Onlar Dünyada ki sınavlarını kaybetmişlerdir. Azab çekerek sonsuz rahmetten mahrum bırakılacaklar, ahiret hayatları da cehennemlik olacaktır. Orada korkunç bir azab onları bekliyor.
7/85: … Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın…
29/36: … Bozgunculuk yaparak ülkenin huzurunu kaçırmayın
Bozgunculukla insanların huzurunu kaçırmayın ve ülkeyi bir kargaşaya sürüklemeyin. Hep yardımlaşın ve sulh için çalışın.
2/30: … Rabbin meleklere: "Ben Yeryüzünde bir halife yaratacağım." dediği zaman, melekler: "… Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?…
30/41: … İnsanların elleriyle kazandıkları yüzünden denizde ve karada bozgunculuk ortaya çıktı. Umulur ki dönerler. İnsanların; yaratılış düzeni ve İlâhî Yasa’ların aksine hareket ederek, işledikleri kötü fiillerinden dolayı tabiatta dengesizlikler, uygunsuzluklar meydana geldi. Denizlerin kıyıları molozlarla dolduruldu, suları da türlü zehirli atıklarla kirletilerek yapısı bozuldu, havada ki ozon tabakası da delindi. Aynı şekilde karaların da düzeni bozguna uğradı. İnsanların sosyal yaşamında da; ahlaksızlık, adaletsizlik, şirk, ihanet, yalancılık, inkârcılık, ihtiras, cehalet sebebiyle bozgunculuk had safhada yaygınlaştı. Mü’minun 23/71: " Eğer Allah, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı; göklerde, Yeryüzü de, bunların içindekiler de bozguna uğrardı… "
" Umulur ki dönerler " Yani bozgunculuk yapanlar, çok büyük bir günah işlemekteler. Ancak onların bu amelden (çalışmadan) dönmeleri umulur. Önce tövbe ederek iman etmeleri, İlâhî Yasa’lara uymaları, kötü çalışmalarının yerini salih amellerin alması gerekir. Ancak o zaman kurtuluşa erişebilirler. 2/217: … Fitne, bozgunculuk öldürmekten daha kötüdür.
Bozgunculuk, Allah katında çok ağır bir günahtır. Çünkü fitne ve bozgunculuk, kan dökmeyi ve öldürmeyi beraberinde getirir. Böylece birçok masum insan hayatlarını kaybederler. Kasas 28/4: " Firâvun memleketin başına geçti ve halkını guruplara ayırdı. İçlerinden bir topluluğu güçsüz bularak horlayıp eziyordu. Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozguncunun biriydi. " İşte yaratılış düzenini bozan buzulmün, karışıklığın durdurulması, yaratılışın korunması gereğidir. Allahü Teâlâ; bunun için bozgunculara hiçbir zaman sonsuz fırsat vermemiş ve onların bu zulmünü bir gün mutlaka sona erdirmiştir. Bakara 2/251: " (Davûd ve beraberindekiler) Allah’ın izniyle (zulmeden Calût ve ordusunu) tamamen bozguna uğrattılar… Eğer Allah, insanların bir kısmını diğer bir kısmı ile önleyip savmasaydı, Yeryüzü muhakkak karışıklığa uğrardı… " Ayetle ilâhî bir prensip belirtilmiştir.