Gönderen Konu: Şark Çıbanı  (Okunma sayısı 1342 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
Şark Çıbanı
« : Şubat 02, 2008, 01:42:27 ÖS »

      Şark Çıbanı (Deri Layşmanyozisi):

     Hastalığın bir doğu kökeni olmakla birlikte, doğuyla batının sınırı çok net olmadığı için, her ulus kendinden daha doğudan bir isim yakıştırmıştır. Antep Çıbanı, Halep Çıbanı, Delhi Çıbanı gibi değişil isimlerle de anılmaktadır. Orta ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Asya yaygın olduğu alanlardır. Ülkemizde de geleneksel olarak şark çıbanı izleri, doğu kökenli yurttaşlarımızın ”alamet-i farikası” gibidir. Fakat son zamanlarda ulaşımın kolaylaşması, turizmin gelişmesi, hem insanların hem de hastalığı taşıyan böceklerin bir yerden bir yere gidişini, dolayısıyla hastalığın da görülebilme olasılığını arttırmış ve bölgesellik özelliğini azaltmıştır.
     Hastalığı yapan parazit (Layşmanya Tropika) bir hücreli bir hayvancık olup, ”Tatarcık” adı verilen irice sineklerin ısırmasıyla bulaşır. Bu sinekler, hayvanları başka insanlardan veya bazı kemirgenler, köpek, çakal, tilki gibi hayvanlardan alıp, hiç bir ücret talep etmeksizin, emdiği kan karşılığında (boğaz tokluğuna) insanlara taşır. Isırılan bölgede parazitin tipine ve hastanın direncine göre, altı aydan bir kaç yıla kadar olabilen (genellikle bir yıl gibidir ve bu nedenle ”Yıl Çıbanı” adı da verilir) bir süre içerisinde iyileşir. Önce bir kızartı, sonra yerinde bir yara ve kabuklanma oluşur, geçerken de çok karakteristik izini bırakır. Tedavide erken davranılırsa iz bırakmadan iyileşme şansı olabilir.