Deprem, yer sarsıntısıdır. İnceleyen bilim sismoloji, ölçen alet sismoğraftır. Şiddeti Richter Ölçeğine göre belirlenir.
Depremin kaynağını aldığı yere İç merkez (Hiposantr),yer yüzünde buna en yakın noktaya da dış merkez (Episantr) denir.
Okyanus veya deniz diplerinde olan depremin etkisiyle dev dalgalar oluşur. Bunlara Tsunami denir.
Oluşumlarına Göre Depremler
1)Çöküntü Depremleri: Yer altındaki mağaraların veya maden ocaklarının çökmesi ile oluşan depremlerdir.
2)Volkanik Depremler : Volkanizma olayı sonucunda etkili olan depremlerdir.
3)Tektonik Depremler: Kıta ve dağ oluşumu hareketleri sırasında yer kabuğunda meydana gelen sıkışma ve kırılmalar sırasında olur. En fazla görülen deprem çeşididir. Etki alanı çok geniştir.
Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Türkiye’deki Deprem Bölgeleri
1)Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı: Saroz körfezinden başlar, Marmara denizinden geçtikten sonra Kuzey Anadolu Dağlarının güneyini takip ederek Van Gölünün kuzeyine doğru uzanır.
2)Batı Anadolu Deprem Kuşağı: Güney Marmara’dan başlar Ege Bölgesindeki çöküntü ovalarını takip eder.
3)Güney Anadolu Deprem Kuşağı: Hatay’dan başlar, Güney Anadolu Toroslarını takip ederek Van gölünün güneyine doğru devam eder.
Deprem Tehlikesinin En Az Olduğu Alanlar:
1)Konya, Karaman, Taşeli Platosu ve İçel çevresi.
2)Mardin-Şırnak çevresi.
Dünya Üzerindeki Deprem Bölgeleri
1)Atlas Okyanusunun orta kesimi,
2)Akdeniz ve çevresi
3)Büyük Okyanus çevresi (En fazla bu bölgede görülmektedir. Sebebi katı haldeki yerkabuğunun (Sial) ince ve zayıf olmasıdır.)
Deprem Tehlikesinin Az Olduğu Yerler
1. K.Batı Avrupa-Grönland adası
2. Asya'nın kuzeyi (Sibirya)
3. Kanada'nın K.Doğusu
4.Güney Afrika
Depremlerin Meydana Getireceği Zarar Derecesinde;
1)İç ve dış merkezlere olan uzaklık,
2)Depremin süresi ve şiddeti,
3)Zeminin özelliği,
4)Konutlarda kullanılan yapı malzemesinin özelliği etkilidir.
Depremlerden Korunma Yolları
1)Fay hatları üzerinde büyük yerleşim merkezleri kurulmamalı ve yüksek katlı binalar yapılmamalı.
2)Binalardaki yapı malzemesi ve yapı tekniği sarsıntılara dayanıklı olmalıdır.
3)Deprem konusunda halk eğitilmelidir.
4)Binaların yapıldığı zemin sağlam olmalı. Yer altı suyu bakımında zengin olan alüvyal alanlara çok katlı bina yapılmamalıdır.
5)Deprem sırasında merdiven ve tavan boşluklarında durulmamalı. Bina içinde üzerimize düşüp altında kalabileceğimiz mobilya ve eşyalardan uzak durulmalıdır.
6)Bina dışında ise ağaç, duvar ve elektrik telleri gibi devrilebilecek şeylerden uzak durmalıyız.
7)Deprem sırasında mümkünse, yanan sobalar söndürülmeli,elektrik ve su kapatılmalıdır
Kapalı Havza: Sularını denizlere kadar ulaştıramayıp kuruyan veya göle dökülüp kalan
akarsulardır. Kapalı havzaların oluşmasında; yer şekillerinin oluşumu ve iklim etkilidir.
Kapalı havzalar genellikle iç kesimlerde, kurak iklim bölgelerinde görülür. Açık havzalar
ise kıyı kesimlerde ve nemli iklim bölgelerinde görülür.
Türkiye’deki başlıca kapalı havzalar; Van gölü, Tuz gölü, Göller yöresi, Konya ovası, Eber kapalı havzası gibidir.
Kapalı Havza: Sularını denizlere kadar ulaştıramayıp kuruyan veya göle dökülüp kalan
akarsulardır. Kapalı havzaların oluşmasında; yer şekillerinin oluşumu ve iklim etkilidir.
Kapalı havzalar genellikle iç kesimlerde, kurak iklim bölgelerinde görülür. Açık havzalar
ise kıyı kesimlerde ve nemli iklim bölgelerinde görülür.
Türkiye’deki başlıca kapalı havzalar; Van gölü, Tuz gölü, Göller yöresi, Konya ovası, Eber kapalı havzası gibidir.
Boğaz (yarma ) vadi: Akarsular tarafından dağların enine yarılması sonucu oluşan ve
profilleri “u” harfine benzeyen vadilerdir. Türkiye’de en fazla Karadeniz ve Akdeniz
Bölgelerinde görülür. Kıyı ile iç kesim arasında önemli geçit yollarıdır.
Kanyon Vadi: Oluşumu boğaz vadilere benzer. Fakat kalkerli arazi üzerinde oluştukları için yamaçları basamak basamak düzlüktür. Ör: Göksu vadisi ve Köprülü kanyonu. Dünyanın en
büyük kanyonu A.B.D’de Colorado kanyonudur.
Tabanlı vadi:Akarsu yatak eğiminin az olduğu alanlarda yana aşındırmanın etkisiyle oluşur.
Ör: Ege Bölgesi akarsu vadilerinde olduğu gibi.
MENDERES (BÜKLÜM): Akarsu yatak eğiminin az olduğu alanlarda , akarsuyun büklümler yaparak akması sonucu oluşurlar.
Menderesler oluşturan bir akarsuyun özellikleri
1) Yatak eğimi azdır.
2) Akış hızı azdır.
3) Aşındırma gücü azalmıştır.
4) Boyu uzamıştır.
5) Sık sık yatak değiştirir.
6) Hem aşındırma hem de biriktirme yapar.
*Akarsularda menderes olayı en fazla Ege Bölgesinde görülür.
PERİBACALARI: Volkanik arazilerde ( kalın tüflü arazilerde) sel aşındırması sonucu oluşur.
Tüfler içindeki lavlar yüzeyi kaplayarak akan sel sularının aşındırıcı etkisine karşı
altlarındaki tabakaları korurlar. Zamanla çevresine göre aşınmamış yer şekilleri oluşur.
Bunlara peribacaları denir. Ör: Ürgüp, Göreme, Avanos, ıhlara Vadisi çevresinde (Nevşehir) görülür.
KIRGIBAYIR (Badlands: Kötü arazi): Eğimin fazla , bitki örtüsünün seyrek olduğu milli,
tüflü arazilerde sel sularının araziyi çok sık bir şekilde yarması ile oluşan yer şekilleridir.
En fazla İç Anadolu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde görülür.
PLATO: Akarsular tarafından derince yarılmış yüksek düzlüklere denir. En fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür.
İç Anadolu Bölgesi: Haymana, Cihanbeyli, Obruk, Bozok, Uzun yayla.
Akdeniz Bölgesi: Taşeli ve Teke platoları.
G.Doğu Anadolu Bölgesi: G. Antep ve Ş.Urfa platoları
Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum-Kars platoları.
Ege Bölgesi:Bayat (Yazılı kaya ) platosu
Delta ovası:Akarsuların denize döküldüğü yerde taşıdığı malzemeleri biriktirmesiyle
oluşan düzlüklerdir. Ör: Çukurova, Bafra, Çarşamba, Göksu gibi.
Delta ovasının oluşabilmesi için:
1) Döküldüğü deniz sığ olmalı (kıta sahanlığı geniş olmalı) .
2) Kıyı akıntısı olmamalı.
3) Gel-git olayı kuvvetli olmamalı.
4) Bol miktarda alüvyon taşınmalı.
*Kuzey batı akarsularının hiç birisi döküldüğü yerde delta ovası oluşturamaz. Sebebi gel-git
olayıdır.
*Türkiye’de gel-git olayının etkili olmadığına kıyılarda oluşan delta ovaları delil olarak gösterilebilir.
TÜRKİYE AKARSULARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
1)Yatak eğimleri fazladır. Bunun sonucunda; *Akış hızları fazladır. *Aşındırıcı etkileri fazladır. *Enerji potansiyelleri yüksektir. *Ulaşıma elverişli değillerdir.
2)Rejimleri düzensizdir.
3)Akımları düşüktür. Yağışların az, havzalarının dar olmasından dolayı.
4)Boyları kısadır. Türkiye’nin bir yarım ada olması ve dağların kuzeyde ve güneyde kıyıya paralel olmasıdır.
5)Denge profiline kavuşmamışlardır. Türkiye’nin bugünkü yer şekillerinin yakın bir
dönemde oluşmuş olmasıdır.
6)Ulaşıma elverişli değildirler. Yatak eğimlerinin fazla , akımlarının düşük , rejimlerinin
düzensiz olmasından dolayıdır. Üzerinde kısıtlı da olsa ulaşımın tek yapılabildiği
akarsuyumuz Bartın Çayıdır.
7)Akarsularımızdan daha çok enerji üretiminde, içme ve sulama suyu elde edilmesinde yaralanmaktayız.
Fay Kaynağı: Fay hattı boyunca yeryüzüne çıkan kaynaklardır. Halk arasında bu
kaynaklara ılıca, kaplıca,çermik, içme ve maden suları denilmektedir.
Ör: Manisa (Kurşunlu, Urganlı, Alaşehir, Demirci), Denizli (Pamukkale, Karahayıt,
Sarayköy, Buldan), Kütahya (Simav),Balıkesir (Edremit, Gönen), Sivas (Balıklı Çermik)
gibi merkezlerde vardır. Bu yerlerin ortak özelliği yer yapılarının özelliğidir.
Kolay eriyebilen kayaların (kalker, jips,kayatuzu) kimyasal yolla erimesi ve tekrar
çökelmesi ile oluşan yer şekilleridir. En fazla Akdeniz Bölgesin’de görülür. Sebebi kalkerli arazinin geniş yer tutmasıdır