Çocuk sağlığı ve hastalıkları
Sağlık açısından tehdit edici düzeydeki hava kirliliği yüzyılımızın en önemli sorunlarından biridir. Akciğerlerin gelişimi büyük oranda doğum sonrasında ve erken çocukluk döneminde gerçekleştiği için ve fizyolojik yapılarından dolayı çocuklar hava kirliliğinden erişkinlere göre daha çok etkilenirler. Çocuklar zamanlarının çoğunu bina içlerinde geçirdikleri için okul ve ev içi hava kirliliği öneme sahiptir. Astım, prematüre doğumlar, düşük doğum ağırlıkları, akciğer gelişim defektleri, bebek ölümleri, kanser ve pek çok immünolojik, nörolojik, üremeyle ilgili ve SOLUNUMSAL hastalıklar ile hava kirliliği arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır.
Çocuklar bir dakikadaki solunum sayılarının daha hızlı olması ve fiziksel aktivitelerinin daha çok olması nedeniyle erişkinlere kıyasla daha fazla solunumsal toksik maddeye karşılaşır. 189 adet tehlikeli hava kirletici madde tanımlanmıştır. Bu hava kirletici maddeler kusma gibi akut hastalıklara, kanser gibi kronik hastalıklara, ayrıca immünolojik, nörolojik, üremeyle ilgili, gelişimsel ve solunumsal hastalıklara yol açarlar.
Çocuklar zamanlarının çoğunu bina içlerinde geçirdikleri için okul ve ev içi hava kirliliği bizim için daha da önem kazanmaktadır. Soğuk ülkelerdeki binalarda merkezi ısıtma sistemi ve sıcak ülkelerde soğutma sistemlerinin sık kullanıma geçmesi nedeniyle bina içi hava değişimi ve temiz havanın bina içine girişi kısıtlı hale gelmiştir. Bu nedenle bina içi hava kirliliğinin önemi artmıştır.
Bina içi hava kirliliğine neden olan etkenler yemek pişirmek için kullanılan yakıtlar, pişirme sonrasında açığa çıkan duman, modern bina yapım maddeleri, izolasyon maddeleri, koruyucu maddeler, mobilya boyaları, temizlik maddeleri, kişisel bakım ürünleri, evde beslenen hayvanlar, hava temizleme cihazlarının kullanımıdır. Hava temizleme cihazları küfler, mantarlar, bakteriler gibi biyolojik ürünler yanında toz ve mineral lifler gibi çeşitli kirletici maddelerin ev içine yayılmasına neden olurlar. Ayrıca bina içi hava kirliliğine neden olan ve sağlığı tehdit edici çok önemli bir faktör de çevresel sigara dumanıdır.
Bina içi hava kalitesine iyi diyebilmemiz için sıcaklığın 19-23ºC arasında olmalı, Bina içi nem oranının %70’den yüksek olması küf mantarı oluşma riskinin artırır.
Hasta Bina Sendromu (HBS): Belli bir binada yaşarken veya çalışırken ortaya çıkan ancak bu ortamdan uzaklaşınca kaybolan semptomlar “Hasta Bina Sendromu” olarak adlandırılır. Ana semptomlar gözlerde yanma ve sulanma, burun tıkanıklığı, akıntısı ve hapşırma, boğazda kuruluk, letarji, baş ağrısı ve bazen astımdır. Baş ağrısı genelde alnın iki tarafında ve göz arkalarında, zonklayıcı olmayan ağrılardır.
Son zamanlarda yapılan çalışmalarla HBS semptomları ve bazı mantar tipleri arasında ilişkisi olduğu gösterilmiştir. Küf mantarları en iyi bilinen allerjenlerdir, fakat belli bazı mantarlar çok daha ciddi sağlık problemlerine yol açabilir, mantarlar gibi çoğalmak için neme gereksinim duyarlar.