Gönderen Konu: DOLAŞIM SİSTEMİ  (Okunma sayısı 3769 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
DOLAŞIM SİSTEMİ
« : Ekim 10, 2007, 01:07:37 ÖS »

DOLAŞIM SİSTEMİ


Canlılık olayları için gerekli besinleri ve oksijeni hücreler kandan alır. Hücrelerde oluşan atık maddelerden karbon dioksidi hücreler kana verir. Karbon dioksit kan yolu ile akciğere gider. Hücrelerde karbon dioksitten başka zararlı maddelerde oluşur. Hücreler bu zararlı maddeleri de kana verir. Bu zararlı maddeler dışarı atılmak üzere kan yolu ile böbreklere gider.

Dolaşım Sistemi Organları:

İnsanlarda dolaşım sistemi; kalp, kan, kan damarları, lenf ve lenf damarlarından oluşmuştur.

Kanın Yapısı ve Görevleri:

Kan; plazma ve kan hücreleri olmak üzere iki gurupta incelenir.

Plazma:

Büyük bir kısmı (% 90) sudur. İçinde erimiş halde besin maddeleri bulunur. Bunlar proteinler, amino asitler, mineraller, vitaminler vb. Bunların dışında, mikroplara karşı koyan antikorlar ve pıhtılaşmayı sağlayan fibronojenler bulunur.

Kan Hücreleri:
. Alyuvarlar (eritrositler)
. Akyuvarlar (lokositler)
. Kan pulcukları (trombositler)

Alyuvarlar: 1 milimetre küp kanda 4-5 milyon civarındadır. Çekirdekleri yoktur. Ortalama ömürleri 120 gün civarındadır. Kemik iliğinde, karaciğer ve dalakta üretilirler. Hemoglofin maddesinden dolayı kana kırmızı rengini verirler. Hücre ve dokulara oksijen taşınmasını sağlarlar. Çocuklarda çok yaşlılarda azdır. Yükseklere çıkıldıkça sayıları artar.

Akyuvarlar: 1 milimetre küp kanda 8-10 bin civarındadır. Akyuvarların çekirdekleri vardır. Lenf düğümlerinde, dalakta ve kemik iliğinde üretilirler. Görevleri vücudu mikroplara karşı korumaktır. Bunu iki şekilde yaparlar. Bunlar:

1- Mikropları Yiyerek.
2- Antikor Çıkararak.


Kan pulcukları: Alyuvarlar ve akyuvarlardan daha küçüktür. Bu nedenle ışık mikroskobunda görülemez. Kan damarları kesildiğinde dışarı akan kanın pıhtılaşmasını sağlarlar. Böylece kanamanın uzun sürmesi engellenir. 1 milimetre küp kanda 250-300 bin civarındadır.


Kalbin Yapısı ve Görevleri:

Kalp, iki akciğer arasına yerleşmiş bir organdır. Çift karlı özel bir zar ile sarılmıştır. Bu zara perikard denir. Bu zarların arasında zarın çalışmasını kolaylaştıran özel bir sıvı vardır.
İnsan kalbi dört odacıklıdır. Üsttekiler kulakçık, alttakiler karıncıktır. Kulakçıklarla karıncıklar arasında kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar, kanın kulakçıklardan karıncıklara geçmesine izin verirler. Ancak kanın karıncıktan kulakçıklara gitmesine engel olurlar.

KALBİN ŞEKLİ

Kanın vücuda dağılmasını sağlayan damarlar vardır. Kan bu damarlar ile gerekli yerlere gönderilir. Kalbin sol odacıklarında temiz kan, sağ odacıkların kirli kan bulunur. Kan kalbe, kulakçıklara açılan büyük toplardamarlardan gelir. Kalp kasılıp gevşeme hareketi yapar. Kuvvetli kaslardan yapılmış karıncıklar kasıldığı zaman içindeki kanı atardamarlara iter. Bu kasılma hareketinden kalp sesi oluşur. Karıncıklar gevşerken kulakçıklardaki kanı emer. Kulakçıklarda toplardamarlardan kan çeker. Kalp kası çizgili kastır. Fakat isteğimiz dışında çalışır. Kalp insanlarda normal olarak dakikada 72-80 kaz kasılır ve gevşer.

Damarlar:

Vücutta kanın dolaşmasını sağlayan damarlar, düz kaslardan yapılmıştır. Atardamarlar, toplardamarlar ve kılcal damarlar olmak üzere üç çeşit damar vardır.

Atardamarlar: Kanı kalpten diğer organlara taşıyan damarlardır. Atardamarların iç çeperleri bir lastik boru gibi düzdür. Çeperleri geniş, esnek ve sağlamdır. Atardamarlar genellikle temiz kanı vücuda taşır. Sadece akciğer atardamarı kirli kanı akciğere taşır.

Kılcal Damarlar: Atardamarlar ile toplardamarlar arasında bulunur. Kılcal damarlar, bütün vücut hücrelerinin aralarını ağ gibi kapsar. Hücrelerle kan arasındaki alış veriş kılcal damarlarda gerçekleşir. Kandaki oksijen ve besin, hücrelere geçerken hücrelerdeki karbon dioksit ve diğer atık maddeler kana geçer. Böylece vücudumuzdaki kılcal damarlarda kan kirlenir.
Akciğerlerdeki kılcal damarlarda kandaki karbon dioksit alveollere alveollerdeki oksijen ise kana geçer. Böylece kan temizlenir.

Toplardamarlar: Kanı, diğer organlardan kalbe getiren damarlardır. Toplardamarlar, akciğerlerden temiz (oksijeni bol) kanı, vücuttan ise kirli (karbon dioksitce zengin) kanı kalbe getirir. Atardamarlardan farlı olarak toplardamarlarda kanın geriye akmasını önleyen kapakçıklar vardır.


TOPLARDAMARLARIN ÇALIŞMA ŞEKLİ


Küçük ve Büyük Kan Dolaşımı:

Kanın kalpten pompalandıktan sonra kalbe geri dönmesine dolaşım denir. küçük kan dolaşımı ve büyük kan dolaşımı olmak üzere iki çeşit dolaşım vardır.

Kalbin sağ karıncığından pompalanan kirli kanın, akciğer atardamarı ile akciğere giderek temizlendikten sonra kalbin sol kulacığına dönmesine küçük kan dolaşımı denir. Temiz kanın, kalbin sol karıncığından çıkıp vücutta kirlendikten sonra sağ kulakçığa dönmesine, büyük kan dolaşımı denir.

Küçük kan dolaşımı; kalbin sağ karıncık ventrikül denilen odacığıyla sol kulakçık denilen odacık ararsında gerçekleşir. Büyük dolaşımdan vena kanallar yoluyla sağ kulakçığa taşınmış olan kan, sağ kulakçığın kasılmasıyla sağ karıncığa pompalanır. Böylece pis kan sağ karıncığa girerek, küçük dolaşım sistemine katılmış olur. Sağ karıncık kasılarak içindeki pis kanı pulmoner delikten geçirerek,trunkus pulmonalise pompalar. Trunkus pulmonalis, biraz yukarıda sağ ve sol akciğerlere giden iki dala ayrılır. Sağa giden dala “Sağ pulmoner arter” denir. Böylece sağ karıncıktaki pis kan, özellikle oksijen yönünden zenginleşmesi için akciğere ulaşmış olur. Akciğerlere gelen kan, buradaki hava keseciklerinin duvarlarındaki (alveol aptumları) kılcal damarlara yayılır. Bu düzeyde akciğer hava keseciklerindeki temiz havayla kılcallardaki kan arasında büyük bir hızla gaz alışverişi gerçekleşir. Kan, karbon dioksidini akciğer havasına verirken, ondan oksijeni alır. Böylece vücudun karbon dioksitten zengin toplardamar kanı, akciğerlerde karbon dioksidini azaltıp oksijenden zenginleşerek; atardamar kanına, yani temiz kana dönüşmüş olur. Akciğerlerde atardamar kanı mahaline gelmiş olan kan, daha sonra pulmoner venalar denilen dört toplardamarlar aracılığıyla kalbin sol kulakçık denilen odacığına taşınır. Böylece küçük dolaşım son bulmuş olur. Sol kulakçık daha sonra kasılıp kendisine getirilmiş olan temiz kanı sol karıncığa pompalayarak, bu kanın büyük dolaşıma katılmasını sağlar.

Büyük kan dolaşımı; Sol karıncıktan başlar. Sol karıncık kasılıp içimdeki temiz kanı aorta pompalar. Aorta ve ondan kaynaklanan pek çok uç dal, bu kanın dokular yüzeyindeki kılcal damarlara ulaşmasını sağlar. Kılcal damarlar düzeyinde dokuyla temiz kan arasında madde alışverişi gerçekleştikten sonra kan, kılcalları terk edip toplardamarlara girer. Toplardamarlardaki kan halk arasında pis kan olarak bilinir. Vücuttaki tüm toplardamarlar, sonunda “Vena kava süperior” ya da “Vena kava inferior” a boşalırlar. Vücudun tüm toplardamar kanını toplatan bu iki büyük toplardamar sonunda kalbin sağ kulakçık denilen odacığına açılır. Böylece büyük kan dolaşımı tamamlanmış olur.

Nabız ve Tansiyon:

Nabız: Kalbin sol karıncığının kasılmasıyla kan aort atardamarına pompalanır. Atardamarlara pompalanan kan, Atardamarların çeperinde daralıp genişleme hareketi oluşturur. Kalp atışlarını atardamarların çeperlerinde oluşturduğu bu harekete nabız denir.
Parmaklarımızı bileğimize koyarsak nabzımızı hissederiz. Kalbi normal çalışan bir insanda nabız dakikada 70-80 arasında değişir.
Tansiyon:Kanın damarlara yaptığı basınca tansiyon denir. Tansiyon, tansiyon aleti ile ölçülür. Kanın kalpten damarlara pompalanması sırasındaki kan basıncına büyük tansiyon denir. Kanın kalbe dönerken gevşeme anındaki basıncına küçük tansiyon denir.

Lenf Dolaşımı:
Lenf sistemi; lenf damarları ve lenf düğümlerinden oluşur. Lenf damarlarıyla taşınan ve içinde akyuvar bulunan doku sıvısına lenf denir. Kan damarlarına göre daha ince darlı olan lenf damarları dokular arasındaki alanlara yayılmış olan kapalı uçlu lenf kılcallarıyla başlar. Doku hücreleri arasındaki kılcallarda bulunan ve çok geçirgen olan bu doku sıvısı, özel bir damar sistemiyle toplanarak lenf düğümlerine getirilir. Lenf düğümleri, lenf damarlarının kan damarlarıyla birleştiği yerdir. Burada doku sıvısı lenf damarlarında kan damarlarına geçer. Lenf düğümlerinde akyuvar üretir. Ak yuvarlar doku sıvısındaki bakterileri yok eder. Böylece doku sıvısı mikroplardan temizlendikten sonra kan damarlarına geçer. Doku sıvısındaki mikrop çok olduğu zaman lenf düğümleri şişer.( Örnek: vücudumuzda çoğalan mikropları yok eden bademciklerimiz şişer)

Lenf Sisteminin Görevleri:

- Madde alış verişinde aracılık eder,
- Doku sıvısı hücrelerinin zarlarını yıkar,
- Bağırsaktan emilen yağ asitleri ve gliserolü dolaşıma katar,
- Düğümlerde lenf sıvısı süzülerek temizlenir, mikroplar öldürülür,
- Akyuvar üretip, kana verir. Böylece savunma sistemimizin temel yapısına katkı sağlar.
- Doku sıvısını kana taşır. Kanın sıvı miktarının düzenlenmesine yardımcı olur. Bu sistemle kılcal damarlar ile doku sıvısı içerisindeki maddeler yeniden dolaşım sistemine dahil edilir.


Dolaşım Sisteminin Sağlığı ve Korunması:
Dolaşım sisteminin sağlığını korumak için düzenli ve dengeli beslenmek, temiz hava almak, spor yapmak, alkol, sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak gerekir.
Katı yağ içeren besinler, damarların iç yüzeylerinde damar serliğine neden olur. Damar sertliğinden korunmak için katı sağlı yemekler yarine, sıvı yağlı yemekler tercih edilmelidir.
Toplardamarların genişlemesi ve dolaşımın bozulması varise neden olur. Genellikle varis ayakta fazla duranlarda görülür ve ameliyatla düzelir.
Aşırı dar giyecekler dolaşımı engeller. Bu nedenle kalbin rahat çalışabilmesi için dar giysiler giyilmemelidir. Çorap lastiklerin ve kemerlerin sıkı olmamasına dikkat edilmelidir.
Kazalar sonucunda meydana gelen hafif yaralar temiz pamukla silinmeli ve gazlı bezle sarılmalıdır. Açık yaralara tentürdiyot sürülmelidir. Kanama varsa kanayan yerin üzerine temiz bir tampon koyularak sarılmalıdır.
Ağır yaralanmalarda, yaralı; en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır. Bu arada kanayan yerin üzerine gazlı bez yada temiz pamukla tampon yapılmalıdır. Tamponun üstünü temiz bir bezle iki defa sardıktan sonra düğüm yapılır. Ayrıca kalp ile kanayan yer arası bir bez yada lastikle sıkıca bağlanarak kan kaybı önlenmelidir. Bu önleme turnike denilir. Mümkünse kanayan yer kalp seviyesinden daha yüksekte tutularak kanama azaltılır.
AIDS, tetanos, kuduz, sıtma, tifüs, sarılık gibi tehlikeli hastalıklar kan yolu ile bulaşabilir. Bu nedenle enjektörler bir defadan fazla kullanılmamalıdır. Ayrıca hastaya verilecek kanın yukarıda sayılan hastalıkların mikroplarını taşıyıp taşımadığı kontrol edilmelidir.