Gönderen Konu: ZİGOTUN YARIKLANMASI  (Okunma sayısı 3006 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı crazyrdgül

  • Deneyimli Üye
  • *
  • İleti: 264
  • Rep Gücü : 15
  • Cinsiyet: Bayan
  • şu dilime kolay ama yüreğime zor bi durum??????
    • Profili Görüntüle
ZİGOTUN YARIKLANMASI
« : Şubat 20, 2008, 03:36:43 ÖS »

ZİGOTUN YARIKLANMASI
Zigotun peşpeşe mitozla bölünmesi sonucu yeni hücrelerin oluşması olayına yarıklanma denir. İlk mitoz bölünme sonucu oluşan iki yavru hücreye blastomer denir. Zigot 12-16 blastomerlik döneme ulaştığında, görünümü duta benzediğinden morula adı verilir. Döllenmeden bu yana 3 gün geçmiştir (1). Morula uterusa ulaştıktan sonra yapısında değişmeler başlar. Ortasında sıvı toplanır, hücreler kenara doğru itilir. Bir grup blastomer yassılaşarak kenara doğru itilirken, diğer bir grup bir noktada kitle halinde kalır. Bu yapı taşlı yüzüğe benzetilebilir. Yüzüğün halkasını oluşturan yassı hücrelere Trofoblast ya da dış hücre kümesi, yüzüğün taşını oluşturan yuvarlak hücre kümesine de embrioblast ya da iç hücre kümesi denir. Embrioblastlardan embrio, trofablastlardan ise plasenta ve memranlar gelişecektir. 1-2 haftalık olan bu oluşuma blastosist adı verilir (2).
Bütün bu değişme ve farklılaşmaları geçirerek uterus boşluğuna inen hücrelere embrio denir. Fertilizasyondan yaklaşık 7 gün sonra embrio uterus duvarına yerleşir (gömülür), bu olaya implantasyon adı verilir. Bu yerleşme uterusun fundus kısmının ön ya da arka duvarında olur (3).
İmplante ovumun çevresini saran ve corpusluteumdan salgılanan progesteron hormonunun etkisi altında olan endometriumda, büyük değişiklikler meydana gelir.
Stroma hücreleri büyür, grandlar kalınlaşır ve uzar. Gebelikte bu yapıdaki endometrium desidua adını alır. Bu sırada trofoblast hücrelerinden proteolitik (protein yıkıcı) ve sitolitik (hücre yıkıcı) enzim salgılanır. Bu enzimleri gland ve troma hücrelerini yıkarak implantasyon sürecinin devamını sağlarlar.
Ovumun üzerini örten desiduaya Desidua kapsularis, altındakine Desidua basalis, uterusu saran desuduaya da Desidua vera denir. İmplantasyon sırasında ovum, desidual maddeleri absorbe ederek, beslenmesini sağlar. Daha sonra beslenme meterrel kan yoluyla olur (2).
İmplantasyondan sonra trofoblastların hızla çoğalmasıyla üç tabaka şekillenir. Dış veya sirisityotrofoblast tabakası, iç veya sitotrofoblast tabakası ve ince bir bağ dokusu olan mesoblast. Mesoblast tabakasından, plesentanın destek dokuları ve damar sistemi şekillenir.
Sinsityal hücrelerden, embrionun beslenmesi için glikoz ve protein sentez edilir. Aynı zamanda implantasyondan hemen sonra, bu hücre dizisinden Karyonik Gonodotrop hormonu da salgılanır. Bu hormon korpus luteumun devamını dolayısıyla estrojen ve progesteron salgılanmasını sağlayarak, endometriumun yıkılmasını önler. Sitotrofoblastan ileride plasenta şekillenecektir.
8. Gün
7. günün sonunda embrioblastın blastosel boşluğuna bekan iç yüzündeki bir grup hücre farklılaşarak tek sıralı kübik hücrelerden oluşan hipoblast tabakası oluşur. Hipoblast üzerinde yine embrioblastan farklılanan tek sıralı ve yüksek plazmatik hücrelerden epiblast tabakası oluşur. Hipoblast ve epiblast tabakaları yassı birer disk oluşturarak birlikte iki laminalı embriyon diskini oluşturur (1).
Embrioblast ve sitotrofoblast arasında amniyon boşluğu oluşmaya başlar.(Epiblast hücreleri içerisinde).
9. Gün
Blostosist endometriuma tam olarak gömülmüştür. Gömülme yeri fibrin tıkaçla kapatılmıştır. Amniyon boşluğu daha da gelişmiştir. Hipoblast hücreleri Hauser zarını oluşturmak üzere blastosist boşluğunu döşüyorlar. Oluşan boşluğa ekzosolom boşluğu (Yolk-Sak) denir. Sinsityotrofoblast tabakasında laküne denen boşluklar oluşur. Laküne içerisinde sinsityotrofoblast etkisiyle yırtılmış damarlardan ortaya çıkan kan ve bezlerden oluşan salgıyla doludur (1).
10. Gün
Lakünalar birleşmeye başlar. Sitotrofoblast kökenli bir grup hücre stotrofoblast tabakası ile amniyon ve ekzosolom boşluğu arasında çoğalarak ekstra embriyonik mezoderm denilen gevşek bir doku oluşturur. Amniyon boşluğu, emniyon kesesi; eksosolom boşluğu, primer vitellus kesesi adını alır(1).
11-12 Gün
Sinsityotrofoblastların kemirici işlevleriyle çevre damarlardaki anne kanı bu lakünalar ağına akar ve dolanmaya başlar. Böylece ilkel uteroplasental dolaşım başlamış olur. 12. günde ekstraembrionik mezoderm tabakasında yer yer boşluklar izlenir.


13. Gün
İmplantasyon bölgesine yakın lakünalardan uterus boşluğuna bazen kan sızar, buna implantasyon kanaması denir.
Ekstraembriyonik mezoderm içerisindeki boşluklar birleşerek koryon boşluğunu oluşturur.
Amniyon ve vitellus keselerinin koryona yapıştığı kısma bağlantı sapı denir(1). Anne ve embrio arasındaki bağlantıyı sağlayan parmak şeklinde oluşumlar meydana gelir. Bunlara koryon villusları denir (2). 13. günde sekonder (kalıcı) vitellus kesesi gelişir. Primer vitellus kesesi boğumlanarak, abembriyonel kutupta, koryon boşluğunda ekzosölomik kistler adı verilen küçük parçalara ayrılır (1).
14. Gün
Sekonder vitelluskesesi gelişmesini tamamlar ve ekzosölomik kistler ile irtibatını keser (1). Embrionun kaudal ve kranial bölümleri belirginleşir. Bağlantı sapının bulunduğu taraf kaudal kısım, diğer taraf kronial kısımdır (1).
Üçüncü Haftada Gelişen Önemli Yapılar Şunlardır:
1. Haftada hipoblast, 2. haftada da epiblast oluşmuş ve iki laminalı embriyon diskinin meydana gelmesinden sonra, 3. haftada hipoblast ve epiblast tabakalarının arasında üçüncü bir tabaka olan mezoderm tabakası gelişir. Mezodermin gelişmesiyle, artık hipoblasta → endoderm, epiblasta → ektoderm adları verilir.
Endoderm, ektoderm ve mezoderm’den oluşan üç tabakalı embriyon diskine gastrola denir. Bu olaya da gastrolasyon denir. Gastrulasyon esnasında oluşan diğer iki çok önemli yapı, primitif çizgi ve notokord oluşmasıdır.
3. haftanın başında 15-16. günlerde embriyonun kaudal tarafında ve diskin darsal yüzünde bir grup epiblast hücresi çoğalıp toplanır ve diskin ortasında kalın ve şişkin çizgimsi bir yapı oluşturur. Buna primitif çizgi adı verilir.
Kısa süre sonra primitif çizginin ortası boyunca uzanan bir oluk ya da yarık oluşur, buna da primitif oluk adı verilir. Primitif çizginin kronial ucunda hafif bir kabarıntı dikkati çeker, buna primitif düğüm adını veriyoruz. Bu düğümün ortasında da, primitif oluğun hafif çökmesiyle oluşan primitif çukur bulunur.
Primitif çizgi, epiblast hücrelerinin çoğalıp o yörede toplanmalarından, primitif oluk ise çoğalan epiblast hücrelerinin, o bölgede şekil değiştirip içeriye doğru çöküp göç etmelerinden oluşur. Bu çökme olayına invaginasyon adı verilir.
Gelişmenin 14-15. günlerinde, primitif çukur ya da oluktan geçen bir enine kesitte, primitif çizgiden bölen alan epiblast hücreleri hipoblast hücreleri ile yer değiştirir ve intraembriyonik (kalıcı) endodermi oluştururlar. 16. günde ise, yine şişe biçimli epiblast hücreleri bu kez epiblast ve kalıcı endoderm tabakaları arasına göç ederek embriyonik mezodermi (intraembriyonik mezoderm) oluştururlar.
Primitif çizgiden bölen alan embriyonik mezoderm tabakasındaki hücrelere mezenşim hücreleri adı da verilir. Mezenşim hücreleri yayılma, çoğalma ve birçok farklı hücre tiplerine farklanabilme yeteneğine sahiptirler (kemik, kıkırdak, kas ya da bağ dokusu hücresi gibi). Gevşek bir doku oluşturarak embriyoya destek sağlarlar.
Notokordun oluşması
16. günde, primitif çizginin kronial ucunda bulunan primitif çukurdan invagine olan bir grup epiblast hücresi, diskin sefalik yani baş bölgesine doğru göç ederek, primitif çukurdan prokordal plağa kadar ulaşan ve notokard uzantısı adı verilen bir uzantı yaparlar. Notokord uzantısı ile birlikte, primitif çukurda bu uzantı içinde ileriye doğru uzayarak, bir lümen oluştururlar, böylece notokord kanalı oluşur. Sonuçta, notokord uzantısı, primitif çizgiden prokordal plağa kadar uzanan top benzeri bir kolon biçimindedir. Bu uzantı,sefalik uçta prokordal plaktan daha ileriye gidemez, çünkü bu bölgede, endoderm ve ektoderm birbirine sıkıca yapışmış ve orofaringial membranı oluşturmuştur. Aynı şekilde, primitif çizginin kaudal ucunda da, yine endoderm ve ektoderm tabakası sıkıca kenetlenerek, kloaka membranını oluştururlar.
Orofaringeal membran, gelecekte oluşacak olan ağız bölgesini, kloaka membranı ise anüs bölgesini belirleyecektir.
Notokordun Görevleri
1. Embriyonun ilkel eksenini oluşturur ve ona diklik sağlar.
2. Çevresinde ileride kolumna vertebralis gelişir ve notokord dejenere olarak intervertebral disklerin nükleus pulposus denilen kısımlarını oluşturur.
3. Üstündeki ektodermi indükleyerek, MSS başlangıcını oluşturan nöral plak adlı yapının gelişmesinde rol oynar.
Allontois Kesesi
Gelişmenin 16. gününde, kloaka zarının gelişmesiyle eş zamanlı olarak vitellüs kesesinin kaudal duvarının,bağlantı sapı içine doğru uzanan bir divertikülü olarak dikkati çeker. Bu kese sürüngenler ve kuşlarda idrar depo yeri olarak görev yapar. İnsanda küçüktür ve erken dönemde kan yapımına, geç dönemde de mesanenin gelişimine katılır.
Embriyo kuyruk yönünde kıvrılırken allantois kesesinin bir kısmı embriyon içinde, bir kısmı da bağlantı sapı içinde kalır. Bağlantı sapı içindeki göbek bağı tam oluşunca silinir. Vücut içinde kalan kısmı ise, erginde idrar kesesi ile göbek arasında önce urakus denilen yapıyı sonrada median umblikal ligamenti yapar.
Nörülasyon (Ektodermin İleri Farklanması)
Nöral plak, nöral katlantı ve nöral kanalın gelişmesi olayına nörülasyon denir.
Ektoderm germ yaprağı başlangıçta, sefalik bölgede geniş, kaudalde daha dar terlik biçiminde yassı bir disktir. Notokord gelişirken üzerindeki ektodermi indükler. Ektoderm kalınlaşır ve nöral plak oluşur. Böylece nörülasyon olayı başlamış olur. Nöral plağın oluştuğu bölgedeki ektoderme, nöroektoderm adı verilir.
Terlik biçimindeki nöral plak zamanla genişler ve pirimitif çizgiye doğru uzanır. 3. haftanın sonralarına doğru, nöral plağın lateral kenarları daha fazla büyüyüp yükselerek nöral katlantıları oluştururlar. Nöral katlantıların oluşmasıyla, plağın orta yöresinde nöral yarık gözlenir.
Nöral katlantılar, embriyonun gelecekteki boyun bölgesinden başlayıp, sefalo-kaudal yönde ve orta çizgide birbirlerine yaklaşarak birleşirler. Birleşme sonunda nöral tüp (23. gün) meydana gelir.
Anteriör nöroporus (25. günde)
Nöral tüp (23. gün)
Posteriör nöroporus (27. günde)
Nöral tüpten ileride SS gelişecektir.
Nöral tüpün daha geniş olan sefalik bölgesinde beyin kesecikleri, daha dar olan kaudal bölgesinde ise medulla spinalis gelişecek.
Ektoderm Ger in Tabakasının İleri Farklanması
Ektodermin ileri farklanması ile şu organ ve yapılar gelişir.
1. Santral ve periferik sinir sistemi.
2. Göz, kulak ve burun duyu epiteli.
3. Epidermis ve ondan türeyen saç, tırnak gibi ekleri.
4. Meme bezi, adenohipofiz.
5. Dişin mine tabakası.
Nöral Krista hüclerinden:
1. Spinal, kranial ve otonomik (sempatik – parasempatik) gangliyonlar.
2. Periferik sinir sistemindeki Schwan hücreleri.
3. derideki pigment hücreleri olan melanositler.
4. Böbreküstü bezi medulası.
5. belin ve omuriliği saran zarlar (Meningsler)
6. Brankial arkuslardan gelişen kas dokusu, bağ dokusu ve kemik dokusu (yüzün kas, kemik ve bağ dokuları).
7. Odon tablastlar (dişin mine tabakasını sentezleyen hücrelerdir).
8. Praganglionlar gelişir (Sinir sisteminin kavşak noktaları).
3. Haftanın Başında
Anjiogenesis (kan damarlarının gelişme süreci)
1. Vitellus kesesi
2. Bağlantı sapı
3. Karyonun ekstra embriyonik mezodermi.
Kan damarlarının gelişebileceği bu yerde:
Mezenşim hücreleri → anjioblast → ilkel endotel hücre.
Vitellus ve allontois kesesi damarlarının endotel hücrelerinden → ilkel kan plazması ve ilkel kan hücreleri.
İlkel Kalp Gelişimi
Kardiyojenik yöredeki mezenşim hücrelerinden → endokardiyal kalp tüpleri → ilkel kalp tüpü. 3.haftanın sonunda, kalp atar ve kan dolaşımı olur. İlk işlev gören organ sistemi kardiovasküler sistemdir.
Mezoderm
- Kıkırdak, kemik ve bağ dokusu.
- Düz ve çizgili kaslar.
- Kan ve lenf hücreleri.
- Kan ve lenf damarları, kalp.
- Böbrekler,ovaryum ve testisler ve genital boşaltım yolları.
- Perikard, plevra, periton, seröz zarlar.
- Dalak.
Endoderm
- Mide – bağırsak ve solunum yolları epiteli.
- Tonsilla, tiroid, paratiroid, timus, karaciğer ve pankreas parankinaları.
- İdrar kesesi ve üretranın çoğunluğunun epiteli.
- Timponik boşluk ve östeki borusunun epiteli.
4. Haftada
Bu haftanın özelliği embriyonun ölçülerinde hızlı bir büyüme gözlenmesidir. 4. haftanın sonunda 28 somitlik embriyonun genel görünümü. Somitler – yutak yayları (faringeal arkus).
Embriyonun yaşı → somit sayısıyla ifade edilir.
5. Haftada
Baş gelişimi diğer bölgelerden daha hızlıdır. Beynin hızlı gelişimine bağlıdır. Üst ekstremite tomurcuklarında el plaklarının oluşumu görülmeye başlar. Bacak tomurcuklarının belirmesi kollardan daha geç olur.
6. Haftada
Kol tomurcukları ilk kez perikardiyal şişkinliğin dorsalinda 4. servikal ile 1. torasik somitler hizasında yer almıştır. Bacak tomurcukları kollardan daha sonra lumbar ve üst sakral somitler hizasında, göbek bağının birleşim yerinin kaudalinde belirir.
7. Haftada
El plaklarındaki parmak uzantıları arasında çentikler belirir (3-7 hafta araları 1. kaynaktan alınmıştır).
İkinci Ay
Bu ayda beyin gelişir. Baş vücuda göre daha büyük bir görünüm kazanır. Dana önce diğer memelilerin embriolarından farkı olmayan embrionun, ikinci ayın sonunda insan embriosu olduğu ayırt edilir. İç ve dış yapıların hızla geliştiği bu dönem, yapısal anormalliklerin ortaya çıktığı bir dönemdir. Omfolosel (abdominal duvarda defekt), gastrosis (umblikal kord tabanında defekt), yarık damak ve yarık dudakta bu haftalarda ortaya çıkar. Kalp kapak ve septalarının geliştiği bu ayda kalp defektleri de gelişebilir.
5. ci haftada böbrekler şekillenmeye başlar. İmperfore anüs, ürorektel septumdaki bir anormallik ile ilişkili olan bu haftalarda ortaya çıkan bir diğer anormalliktir.
Dış genitallerin, ilkel biçimde kol ve bacakların, göz, burun ve kulakların belirlenmeye başladığı bu ayın sonunda fetusun boyu 4 cm. kadardır. 2. aydan sonra cinsiyet farklılaşır.
Üçüncü Ay (6-12 haftalık)
Bu ayda embrionel devre biter, Fetal devre başlar. Fetus artık bir insan şeklini almıştır. Embrionel hayatta oluşan vücut yapıları, fetal hayatta büyümeye ve olgunlaşmaya başlar. Bundan dolayı fetus birçok teratojene karşı embriodan daha az risk altındadır.
Dış genitaller erkek ve dişiliğe farklanmıştır. Fetal hareketler başlar, kemikleşme görülür. 12 haftalık fetusun boyu 9 cm.dir. baş vücudun 1/3’ini yapar.
Dördüncü Ay (13-16 haftalık)
Fetal hareketler anne tarafından hissedilir. Bu periodda beyinde çok sayıda sinir hücresi hızla artar. Bu nedenle bu period önemlidir. Bir teratojen, (Örneğin rubella) bu periodda sinir hücrelerindeki gelişmeyi durdurarak zihinsel kapasiteye zarar verebilir. Kemikleşme yaygınlaşır, bağırsaklarda mekonyum, vücutta lanuğa, başta saç görülür. Fetus dördüncü ayın sonunda 16 cm. uzunluğundadır.
Beşinci Ay (17-20 haftalık)
Fetal hareketler kuvvetlenmiştir. Kemik iliği artar. Fetusun karaciğeri Fe depolamaya başlar. Bebek doğduktansonra ilk yılında bu Fe deposunu kullanır. Bu nedenle anneye gebeliğin ikinci yarısında Fe preperatları verilmektedir.
Tüm vücutta verniks kazeoza şekillenir. Bu madde beyaz, yağlı, peynirimsi görünümündedir. Fetal sutaköz glandların yağ sekresyonundan ve epidermal hücrelerin salgılarından şekillenir. Fetusun derisini (emniyotik mayi’nin) etkisinden korur. Doğduktan sonra da vücut ısısını korur. Bu ayda Fetus ortalama 25 cm. boyunda, 500 gr. ağırlığındadır.
Altıncı Ay (21-24 haftalık)
Akciğerdeki alveolar hücreler surfaktan maddesini yapmaya başlarlar. Fetus bu ayda doğarsa nefes alır, ancak uzun süre yaşayamaz. Anneden geçen imminoglobilin düzeyi yükselir, böylece fetus ve yenidoğan hastalıklardan korunmuş olur. Kapiller sistem geliştiği için deri pembedir. Deri altı yağ dokusu gelişmeye başlar ve cilt kırışıktır. Fetus 6. ayda ortalama 30 cm. uzunluğunda, 700 gr. ağırlığındadır.
Yedinci Ay (25-28 haftalık)
Bu ayda akciğerlerde O2 ve CO2 değişimi mümkündür. Çünkü alveoller etrafındaki kopiller gelişmiştir. Surfaktan yapımı artmıştır. Bu ayda doğan fetuslar, özel ortamda yaşayabilir. Ancak yaşama şansı 1/10’dur. Beyin gelişiminin ikinci evresi 28. haftada başlar ve doğumu izleyen yıllarda devam eder. Hem destek hücreleri şekillenir hem de myelinizasyon devam eder. En erken gelişmeye başlayan ve gelişmesini en son tamamlayan organ beyindir.
Bu nedenle hem prenetal hem de postnatal dönemlerde yetersiz beslenme sonucu öğrenme güçlükleri ve zayıf motor gelişme gibi sorunlar ortaya çıkabilir. 28 haftalık fetus 35 cm. ve 1000 gr. dır.
Sekizinci Ay (29-32 haftalık)
Deri kırmızı ve kırışıktır. 40 cm. uzunluğunda, 1700 gr. ağırlığındadır. Doğarsa yaşama şansı 1/3’tür.
Dokuzuncu Ay (33-36 haftalık)
Doğarsa yaşar. 45 cm. uzunluğunda, 2500 gr. ağırlığındadır. Derialtı yağ dokusu artmıştır. Yüzde kırışıklık ve vücutta languga azalmıştır. Testisler iner. Kas tonusu gelişmiştir.
Onuncu Ay (37-40 haftalık)
Fetus tam olarak gelişmiştir. Bu ayda doğan bebekler yenidoğan adını alırlar.
Yenidoğan Bebek : olgun bir yenidoğan ortalama 50 cm. boyunda, 3200 gr. ağırlığındadır. Deri düzgün ve parlaktır. Lanuga, omuzlar hariç görülmez. Verniks kazeoza tüm vücudu kaplamıştır. Burun ve kulak kıkırdakları ve tırnakları gelişmiştir. Erkek bebeklerde testisler skrotum içine inmiştir. Oksiputo-frontal kutrun çevresi 34,5 cm, suboksipito bregmatik kutrun çevresi 32 cm’dir. Bu ölçüler doğumdan hemen sonra kaydedilen ölçülerdir. Kişisel ufak farklılıklar gözlenebilir. Erkek be eklerin baş çevrelerinin kız bebeklerinden biraz daha büyük olduğu görülmüştür. Doğum kanalının baskısı nedeni ile kafa kemikleri birbirin üzerine geleceğinden veya hematom nedeni ile Fetus başının ölçüleri değişebilir. Fetus başının diğer kutur ve çaplarından Doğum mekanizması konusunda bahsedilmiştir ( İkinci ayla onuncu ay arası 2. ci kaynaktan alınmıştır).
KAYNAKLAR
1. Genel İnsan Embriyolojisi, Doç. Dr. Erdal KARAGÖZ, s. 54-102.
2. Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği, Prof. Dr. Lâle TAŞKIN, s. 53-63.
3. İnsan Anatomisine ve Fizyolojisine Giriş, Eldna Pearl SOLOMON, Çeviren: Prof. Dr. L. Biken SÜZEN, s. 225.