Gönderen Konu: Belsoğukluğunun Hakkında Merak Ettikleriniz  (Okunma sayısı 1766 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
Belsoğukluğunun Hakkında Merak Ettikleriniz
« : Haziran 18, 2008, 06:28:23 ÖS »

 G O N O R E
       Merhabalar,
       Ülkemizde Bel Soğukluğu hala ciddi bir sorun...
       Bu konudaki bilgilerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

       Bel soğukluğu yani Gonore, cinsel yolla bulaşan ve esas itibarıyla idrar yollarının son kısımlarında, idrar yolu çevresi salgı bezlerinde, gözde ve kadında rahim ağzı başta olmak üzere genellikle üreme organlarında yerleşerek akıntılı iltihaba neden olan bir hastalıktır.

       En sık rastlanılan cinsel yolla bulaşan hastalıktır.

       Etken Neisseria Gonorrhoeae adı verilen bir bakteridir. 1879''da Neisser tarafından bulunduğu için bu ad verilmiştir. Neisseria Gonorrhoeae için tek doğal bulaşma kaynağı insandır. Kuru ortamda çok kısa bir sürede ölür ve insan dışında uzun süre canlı kalamaz.

       Gençlerde daha fazla görülür.

       Belirti vermeyen taşıyıcılar bulaşıcılık açısından önemlidir.

       Her yıl dünyada 60 milyon yeni bel soğukluğu hastasının ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. A.B.D.''de her 30 saniyede bir kadının bel soğukluğuna yakalandığı ileri sürülmektedir.

       Hastalık en sık Güney ve Güneydoğu Asya''da görülmektedir. Son yıllarda Sovyetler Birliği''nin dağılmasından sonra ortaya çıkan bağımsızlıklarını yeni kazanmış devletlerde de hastalığın giderek arttığı bildirilmektedir.

       Kadınlarda en çok rahim ağzında yerleşir. Dokuların yapısı nedeni ile vajina dokusunda bakteri yerleşemez. Rahim ağzı yani serviks dışında sırasıyla ürethtra ve vajinanın hemen girişinde her ki yanda yer alan bartholin bezlerini tutar. Kadın hastaların % 80''inde herhangi bir belirti vermez ve sessiz seyreder. Ama bazen hazneden sümüğümsü, koyu renkli ve kötü kokulu sarı-yeşil iltihaplı akıntı, adet düzensizliği yani düzensiz kanama, iki adet arasında kanama, sık ve yanmalı idrara çıkma ile seyredebilir. Akıntıdan sonra en sık görülen yakınma ise kasık ağrısıdır. Beraberinde nadiren kaşıntı da olabilir. Öğleden sonra ve akşam çıkan ateş görülebilir. Bartholin bezi tutulmuş ise vajina girişinde oldukça ağrılı bir şişlik yani bartholin absesi olabilir. Rahim iltihabı ve tüplerde tıkanma sonucu kısırlığa yol açabilir. Kronikleşen vakalarda belirtiler görülmeyebilir. Ama genelde kadınlar taşıyıcıdır. Gonorenin en önemli komplikasyonu pelvik iltihabi hastalık ( PİD ) yani enfeksiyonun tüplere ve yumurtalıklara kadar ilerlemesidir.

       Erkeklerde ise ani ve rahatsız edici cerahatli sarımtırak renkte idrar sonrası veya sürekli akıntı ve idrar yaparken yanma ve sızlama ile kendini belli eden bir hastalıktır. İlerlemiş durumda testislerde şişlik ve kısırlık yapabilir. Erkeklerde idrar yollarında, makat içinde veya ağız içinde iltihabi belirtiler olabilir. Erkek hasta tedavi edilmediğinde meni yollarında iltihap ve bunun sonunda da kısırlık ortaya çıkabilir. Erkeklerde hastalık bazen hiçbir belirti olmadan seyreder.

       Her iki cinste, cinsel birleşme sırasında ya da cinsel organlarda sürekli ağrı, makat veya perine yani bacakların arasında kalan ve üreme organlarını örten kas dokusunda apseler vb. görülebilir.

       Mikrop kana karışırsa, deride kanamalı yaralar, eklem iltihapları, kalp kası iltihabı ve menenjit gibi yaygın hastalıklara yol açabilir. Eklem ağrıları ve şişlikleri görülür. Tek bir eklemde belirtiler olmaz. Ağrılar gezici tiptedir. Bir eklem düzelir belirtiler bir diğerinde başlar. Buna gezici eklem ağrıları adı verilir. Nadiren gonokoka bağlı boğaz enfeksiyonları gelişebilir.

       Karın içi iltihaplarına, kısırlığa ve üreme organlarında apselere neden olan bu hastalığın kuluçka süresi yani mikropla temastan sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkması arasında geçen süre 2-8 gündür.

       Gebe kadından doğum kanalından bebeğe bulaşabilir. Yeni doğan bebekte körlük ve zatürre gibi hastalıklara yol açabilir. Doğum sırasında bebeklerin gözüne bulaşarak körlüğe yani Ophtalmia Neonatorum''a neden olabilir. Bu tip enfeksiyonu engellemek için doğduğu anda bebeklerin gözüne antibiyotik damlatılmalıdır.

       Gebelik sırasında anne karnındaki bebeği etkileyerek hastalıklara neden olabilir.

       Tanı
       Servikal ve vajinal akıntıdan hazırlanan yayma preparatın mikroskopta incelenmesi ile konur.
       Vajen kültürü alınmasının en faydalı olduğu durum gonoredir. Kültürde gonokokların üretilmesi tanı için yeterlidir.Klinik olarak tanı konmuş olsa bile bunun kültür ile doğrulanması gerekir.
       Hastalığın tanısı hekim tarafından konulmalıdır.

       Korunma
       Korunmanın en etkili yolu hastalık riski taşıyan şüpheli kişilerle yani hayat kadınları, hayat kadınlarıyla birlikte olduğu bilinen kişiler, çok sayıda partneri olan ya da olmuş kişiler ile ilişkiye girmekten kaçınmaktır.
       Hastalıktan korunmanın başlıca yolu tek eşliliktir.
       Diğer bir yöntem de kondom yani prezervatif kullanmaktır. Prezervatifler arasında lateks yapılı olan ve spermisit içerenler tercih edilmelidir. Çünkü spermisitlerin aynı zamanda mikroorganizmaları etkisiz hale getirebilme özellikleri de bulunmaktadır. Prezervatif bir kez kullanılmalı ve ilişki sonrası çıkartıldıktan sonra poşete koyularak atılmalı ve eller sabunlu suyla yıkanmalıdır.
       Cinsel temastan sonra vaginal antiseptik kullanılmalıdır.
       Korunma yollarından bir diğeri de yukarıdaki belirtileri tanımak ve kişide ya da eşinde görüldüğü taktirde derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmaktır. Ne kadar etkili korunma olursa olsun herkes risk altındadır. Bu nedenle erken tanı ve tedavi hem kişinin sağlığının tekrar oluşturulması hem de hastalığın daha çok bulaşmasının engellenmesi açısından önemlidir.
       Gonore vakaları ve cinsel eşleri, hastalık tam tedavi oluncaya kadar cinsel ilişkiden kaçınmalıdır.
       Alkol ve uyuşturucudan uzak durulmalıdır.
       Hamileler doğum öncesi dönemde düzenli sağlık kotrolü yaptırmalıdırlar.
       Cinsel ilişkide bulunmamak da bir korunma yolu sayılabilir tabi.J))

       Tedavi
       Penisilin.
       Mikrop, bilinçsiz ve recetesiz antibiyotik kullanımına bağlı olarak bazı antibiyotiklere karşı direnç kazanmıştır. Bu nedenle hekim recetesi dışında antibiyotik kullanımından sakınılmalıdır.
       Antibiyotik kullanımından bir hafta sonra kültürler tekrarlanarak enfeksiyonun geçtiği teyit edilmelidir.
       CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIĞI OLANLARIN EŞLERİNİN DE MUTLAKA TEDAVİ EDİLMESİ GEREKİR.