Gönderen Konu: BEBEĞİMİN GENEL BAKİMİ  (Okunma sayısı 1822 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
BEBEĞİMİN GENEL BAKİMİ
« : Şubat 03, 2008, 05:45:00 ÖS »

BEBEĞİMİN GENEL BAKİMİ

YENİDOĞANDA CİLT BAKIMI

Deri birçok rolü ve fonksiyonu olan yaşamsal bir organdır. Toksin ve infeksiyonlara karşı bariyer, ısı dengesi, su ve elektrolit dengesi, yağ deposu, yalıtım ve dokunma duyusunu sağlar. Bu fonksiyonlar doğumdan itibaren bazı değişikliklerle sağlanır. Değişikliklerin en yoğun olduğu dönem doğumdan sonraki ilk iki yıldır. Aköz fakat steril atmosferden patojenlerden zengin kuru ortama geçiş yenidoğan derisinde dramatik bir değişim oluşturur. Epidermal bariyerin bütünlüğü su kaybı ve mikroorganizma direnci için önemlidir. Temel deri bakımının amacı travmatik yaralanmaları azaltmak, olgunlaşmamış bariyer fonksiyonunu korumak, deri bütünlüğünü sağlamaktır.

VERNİKS KAZEOZA

Verniks kazeoza anne karnındaki dönemde fetusu koruma görevinin yanısıra antioksidan, yara iyileşmesini kolaylaştırma, su geçirmezlik özellikleri de olan fizyolojik bariyerdir. Doğumda deri verniks kazeoza ile kaplıdır. Bu beyazımsı yağlı tabaka tüm vücudu örtebilir veya sadece kıvrım bölgelerinde var olabilir. Doğumu izleyen saatlerde kurur ve dökülür. Rengi anne karnındaki dönemdeki problemleri yansıtabilir.
Verniks kazeozanın kaldırılması: Genellikle doğumdan hemen sonra bebek yıkanmadan önce temiz bir havlu ile silinir.

ISI DENGESİ

• Zamanında doğan bebeklerde ilk üç gün içinde ısı dengesinin sağlanmasına yönelik işlemler başlar.
• Terleme ilk olarak alında başlar ve daha sonra gövde ve ekstremitelerde ortaya çıkar. Preterm bebeklerde yaşamın ilk günlerinde ısıya karşı terleme görülmez.
• Deri vücudun ısısını kontrol etmede yardımcı olur. Çok küçük çocuklarda, aşırı sıcak ya da soğukla başa çıkmada ısı kontrolü daha zordur.
• Üşümemesi için ne kadar giydireceğinize gelince; yetişkinlere göre bir kat fazla giysi giydirilmesi, uykusu sırasında üzerinin örtülmesi yeterlidir.
• Çok küçük bebeklerde el ve ayaklar soğukta mavi benekli bir görünüm alabilir. Bu önemli bir sorun değildir. Ancak, soğukta el ve ayakları örtmek bu durumu önleyecektir.
• Giyimli olduğu halde elleri soğuksa üşüyor olabilir, kolayca terliyorsa fazla giydirilmiş olabilir. Koltuk altından derece ile ölçülen vücut ısısı 36-36.5°C ise üşümüyor demektir.
• Bebeğinize kundak yapmayınız. Kundak doğumda normal olan bebeğin kalçasında çıkıklığa yol açabilir. Bunun yerine bebeğinize onlar için yapılmış zıbın, tulum, pijama şeklinde giysileri giydiriniz. Bazen bebeklerin kaburga kemiklerinin batmaması için göğüs çevresine sıkı sıkıya bir sargı yaparlar. Bunu da yapmayınız, bu sargılar bebeğinizin nefes alıp vermesini güçleştirir. Bebeğiniz için çarşıdan aldığınız giysileri paketini ilk siz açsanız bile yıkamadan giydirmeyiniz. Pamuklu, yumuşak dikişli, rahat ve kolay yıkanıp ütülenebilen, tüylü olmayan kumaşlardan yapılan bebek giysilerini ve battaniyelerini tercih ediniz. Bebeğinizin giysi ve battaniyelerini, havlu ve nevresimlerini sabun veya sabun tozu ile yıkayınız ve ütüleyiniz. Çamaşır makinesinin son durulama işleminde suya herhangi bir kimyasal madde ilave etmek gerekmez.

SAÇ VE TIRNAK BAKIMI
Lanugo:
Prematürelerde özellikle sırt, omuzlar ve yüz lanugo denilen kıllarla kaplıdır. Bu kıllar normalde doğumdan bir ay önce anne karnındayken dökülür ve yerine zamanında doğanlarda görülen daha kısa lanugo çıkar. Saçlar gibi bunlarda ilk aylar içinde yerlerini vellus kıllara bırakırlar. Kalıtsal bir hastalık olan konjenital hipertrikozis lanuginozadan ve hipertrikoz ile seyreden hastalıklar ayırt edilmelidir.

Bazı bebekler fazla saçlı olarak doğarlar. Bu saçlar, tekrar yumuşak ve ince yeni saçlar çıkmadan önce ilk birkaç ay içinde dökülebilir. Bebeklerin yumuşak olan saçları, daha kuvvetli, uzun ve kalın olan yetişkin saçlarından farklıdır.

Bazı bebekler çok az saçla doğarlar. Bu saçlar giderek normal büyüme düzenine döner ve ilk bir ya da ikinci yılda dökülürler. Çocuk ve küçük bebeklerin saçlarının kesilmesi gerekmez.
Sırtüstü yatan ve hareket eden bebeklerin başlarında saç derisinin yatak çarşaflarına sürtündüğü yerlerde saçlarda seyrelme olabilir.

Küçük bebeklerin çoğunun saçlarını şampuan ile yıkamaya gerek yoktur. Eğer şampuan kullanılacaksa, olabildiğince az miktarda ve sıklıkta çok hafif bir şampuan kullanmak uygun olur. Çocuklarda, saçlı derideki yağ bezlerinin çalışma bozukluğu sonucu oluşan kabuklu deri iltihabı oldukça yaygın olup, çoğu zamanla geçer. Kabuklar, baş derisine bebe yağı ya da nemlendiriciler ile masaj yaparak çıkarılabilir.

Bebeklerde saç rengi oldukça çeşitlilik gösterir. Bazı bebeklerin saçları doğduklarında koyudur. Bu saçlar daha sonra dökülerek yerlerine açık renkli saçlar çıkar. Tersi daha az yaygındır. Kızıl saç, saçların normal büyüme düzenine girdikleri altı ya da dokuz aya kadar belirgin olmayabilir. Ayrıca, saç rengi, bebek büyüdükçe de değişebilir. Bu bağlamda, sarışın çocukların saçları genellikle sekiz yaş civarında koyulaşır.

Bebeğin tırnağını, ona özel bir bebek tırnak makası ile kesebilirsiniz. Uzamış tırnaklarıyla bebek, yüzünü ve gözünün kornea tabakasını çizebilir. Bebek tırnak makasıyla tırnağın keskin ve sivriköşeleri de ince bir törpüyle yumuşatın. Bu işlemi yaparken yanınıza bir yardımcı almalısınız.
Bazen tırnak altındaki deri tırnağın ilk gelişimi sırasında yeterince düz olmayabilir. Bu durumda tırnak deriye batar ve el ya da ayak parmağının ucunda şişlik veya kızarıklık oluşabilir. Bu, tedaviye gerek kalmadan tırnak büyüdükçe zamanla geçecektir.
GÖZ BAKIMI:
Doğumu takip eden günlerde gözlerde çapaklanma, akıntı ve kızarıklık ile kendini gösteren konjonktivit (göz iltihaplanması) ile de sıkça karşılaşılır. Bunun nedeni yeni doğan bebeklerde üretilen göz yaşını burun içine akıtan kanalın drenajının bazen yeterli olmamasıdır. Doğum sonrası göz bakımını yaparken günlük kaynamış ılınmış su ile ıslatılmış lokmalar halinde pamuk parçalarını kullanabilirsiniz. Önce ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp temiz havlu ile kurulamayı unutmayınız. Islattığınız pamuk lokması ile bebeğin gözünü pınarından başlayıp kuyruğuna kadar yumuşakça bir kerede siliniz. Diğer göz için yeni bir pamuk lokması kullanınız. Bu bakıma rağmen bebeğinizin gözü çapaklanıyor, sulanıyorsa doktorunuza başvurunuz.
KULAKLAR VE BURUN BAKIMI:
Temizlik ve bakım için pamuklu çubuk ve benzeri şeyler kullanmayınız. Bunlar bebeğin kulaklarını ve burnunu tahriş edebilir. Bir parça kaynatılmış ılık su ile ıslatılmış pamuk veya yumuşak bir peçete ile kulakların ve burunun giriş delikleri silinebilir.

DİĞER
Miliarya (İsilik):
Derideki küçük ter bezi kanalları olan gözeneklerin sıcak ve nemli havaya ve yüksek ateşe bağlı aşırı terleme sonucu tıkanması ile oluşur. Sıcak ve nemin fazla olduğu ortamlar, geçirgenliği olmayan giysiler miliarya oluşumunda önemli rol oynar. Aşırı nemlendirici kullanma, sabun ve deterjanlar sorunu daha da artırabilir. Tıkanıklık düzeyine göre farklı döküntüler gelişir. Daha hafif olan isilik küçük ve kolayca patlayıp ince pullar oluşturan su kabarcıkları halinde görülür. Daha ağır vakalarda, kaşıntılı ve su toplayan kırmızı döküntüler oluşabilir. Bu döküntüler sıcakta karıncalanma veya kaşınma hissi yaratabilir. En yaygın olarak alın, yanaklar, gözkapakları ve bazen de burunda oluşur. Ayrıca, bel lastikleri gibi giysi malzemelerinin ter bezlerini tıkadığı yerlerde de görülebilir.

İlk iki hafta içinde sık görülür.
Sıcak havada bebeği serin tutmak önemlidir. Bezler sık sık kontrol edilmeli ve ıslak olmaları halinde değiştirilmelidir. Bel lastiği sıkı naylon kilotlar kullanmaktan kaçınmak gerekir. Nemlendirici kullanılıyorsa, çok sık olmamak şartıyla hafif bir şekilde sürülmelidir. Sıcak havalarda koyu nemlendirici kullanmaktan kaçınınız. Cildi, ılık suyla yıkanmalıdır. İnfeksiyon şüphesi varsa antibiyotik başlanmalıdır. Kalamin veya lanolin içeren losyonlar, şeklinde zayıf etkili kortikosteroidli losyonların geçici kullanımı yararlıdır. Tekrarlayabilir.

Yenidoğan aknesi: Yenidoğanın baş boyun bölgesinde yerleşir. Anneden geçen hormonların etkisiyle ortaya çıkar. Genellikle 3-6 ay içinde kendiliğinden iz bırakmadan geçer. Bazı bebeklerde devam edebilir; bu durumda ilaç kullanmak gerekebileceğinden mutlaka dermatoloji uzmanına başvurmak gerekir.

CİLT LEKELERİ
Çiller:
Normal olarak doğumdan sonra oluşur. Pigmentlerin ürettiği boya maddeleri ile renkleri koyulaşır. Çiller, çocukluk döneminde yanaklar, ellerin üst kısımları ve dirsekle bilek arası gibi vücudun en fazla güneş gören yerlerinde normal ile aşırı güneş ışınlarına maruz kalma sonucu oluşmaktadır. Çil oluşumu iyi bir güneşten korunma yöntemi ile önlenebilir. Güneşli havada ince giysiler giydirme, şapka takma, çocuk arabasına gölgelik takma dışarıda gölgede durma güneşin morötesi ışınlarına (UV) karşı en iyi korunma yöntemleridir. Gerekli olduğunda, koruma faktörü 15 ya da daha fazla olan koruyucu bir güneş kremi, giysilerle korunmayan yüz,ellerin üst kısmı ve ayaklara az miktarda sürülebilir. Çok küçük çocuklar için, hafif bir losyon ağır bir kremden daha yararlıdır. Çocuğun derisinin çok kuru olması durumunda, krem losyondan daha etkili olabilir.

Doğumsal benler: Yenidoğanların yaklaşık %1’inde doğumsal benler vardır. Küçük ve orta büyüklükteki benler klinik fotoğraflarla izlenir, yapısındaki değişikliklere göre çıkartılabilir.
Yaşam boyu malign melanom riski %4.6-8 arasında değişmekte bunların yarısı ilk beş yaş içinde ortaya çıkmaktadır. Habis dönüşüm en çok puberte öncesi dönemde gelişmektedir. Dev doğumsal benler olabildiğince erken dönemde büyüklüğü ve yeri uygun olduğu durumlarda tamamen çıkartılmalıdır.

Hemanjiomlar (Kırmızı benler/damar benleri):
Yenidoğanların %1-2.6’sında rastlanır, kız çocuklarda erkeklerden dört kez daha fazladır ve özellikle prematüre doğanlarda sıktır. Yaklaşık yarısı doğumda vardır. Diğerleri ilk ay içinde ortaya çıkar. En çok baş ve boyun bölgesinde yerleşir. On yaş civarında çoğunda tamamen geriler, ancak yerlerinde iz ya da renk değişikliği kalabilir. Çok sayıda hemangiomun bir arada oluşu iç organ tutulumu ile giden ölüm oranı yüksek hastalıkların habercisi de olabilir.

Mongol lekesi: En sık görülen pigmenter değişikliktir. Doğulu siyah ırka mensup olanlarda daha sık görülür. Sakral bölge veya sırt alt kısım en çok yerleştiği alanlardır. Mavi-siyah tonda birkaç milimetreden 10 cm veya daha büyük çaplara uzanan yapılardır. Hemen hemen bütün mongol lekeleri puberte öncesi kaybolur.

Café-au-lait makülleri: Yuvarlak veya oval, açık kahverengi lekelerdir. Çapları birkaç mm.den 20mm’ye ulaşabilir. Sağlıklı yenidoğanda en çok gluteal bölgede tek lezyon olarak görülür. Seyrek olarak beyaz ırka mensup çocuklarda üç, diğer ırklarda beşten fazla cafe-au-lait makülü bulunur. Puberte öncesi altı veya daha fazla sayıda 0.5 cm. ve daha büyük puberte sonrası ise 1.5 cm veya daha büyük maküllerin varlığı tip 1 nörofibromatöz lehinedir
DİKKAT!
Bebeğinize bakım yapacağınız zaman ellerinizin temiz olduğundan emin olunuz.
İlk haftalarda karşılaşabileceğiniz döküntü veya sarılık gibi renk değişikliği şeklindeki cilt sorunlarınız olabilir. Cilt değişikliklerinin ne olduğunun tanımlanmasının en iyi görülerek yapılacağını unutmayınız ve dermatoloji uzmanı ile bağlantı kurunuz.


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..