Gönderen Konu: Aşk Mı Daha Önemli Güvenmek Mi?  (Okunma sayısı 1858 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı P.u.S.u

  • Katılımcı Üye
  • *
  • İleti: 226
  • Rep Gücü : 106
  • Cinsiyet: Bay
  • Hayırlı Cumalar Dilerim
    • Profili Görüntüle
Aşk Mı Daha Önemli Güvenmek Mi?
« : Haziran 02, 2009, 06:53:20 ÖS »

Tutkulu ama belirsizliklerle dolu bi aşk mı yoksa dingin ama huzurlu bir ilişki mi? Kararsız kaldıysanız yazımızı mutlaka okuyun.

Siz de aşk ve güveni aynı erkekte bulabilen şanslı azınlıktan mısınız? Aşk hayatınız heyecan ya da güven vaat eden ciddi bir yol ayrımına geldiyse harekete geçmeniz gerekir. Bunun için yapmanız gerekenleri bilmek istiyorsanız yazımızı okumaya başlayın.

İçinizde uzun zamandır bir sıkıntı var. Sık sık aklınıza takılan ve içinden bir türlü çıkamadığınız bu sıkıntının kaynağı belli aslında. Birkaç gün önce, birlikte olduğunuz erkeğe duyduğunuz heyecanın artık kaybolduğunu ve gözlerinizin yeni tanıştığınız o yakışıklıyı aradığını fark ettiniz. Birlikte olduğunuz erkeğe güveniniz tam. Kalbinizin başkası için çarptığını hissettiğinizde yanlış karar vermemek için kendinize biraz zaman verdiniz. Sonuçta gördünüz ki ayaklarınız sizi, aşkı yeniden hatırlatan adamın kapısına götürüyor. Onun yanındayken heyecandan tir tir titriyorsunuz. Gün boyu yaşamınızdaki bu yeniliği düşünüyorsunuz.

Fakat diğer yandan hayatınızda kollarında huzur bulduğunuz biri var. O size aşkın şiddetli ateşi yerine sakin bir deniz kenarı vaat ediyor. İlişkinizde her şey belirli sizin için. Sırtınızı yaslayabileceğiniz kendinden emin bir gövdesi ve sizi teskin eden bir ses tonu var. Diğeri ise; adı aşk olduğundan bir o kadar cesur, özgür ve belirsiz... O halde bu durumda ne yapacaksınız? Aşkın tılsımı ile güvendiğiniz adam arasında kaldıysanız önerilerimize kulak vermenizi tavsiye ediyoruz.

Sakin olun

Kadınlar güven duymadıkları bir adamla birlikte yaşamak yerine yalnız kalmayı yeğlerler. Bunun için; bir kadını güven duygusundan alıkoyan tek şey aşktır. Aşkın getirdiği heyecan ve bilinmezlik aslında çoğu kadını tedirgin eder. Yeni bir aşk kapınızdayken eliniz kolunuz bağlı kaldıysa öncelikle sakin olmalı ve ardından derin bir nefes almalısınız. Bu aşamada kendinizle ve ne istediğinizle ilgili bir değerlendirme yapmanız gerekiyor.

Bundan sonra yaşamınızı nasıl şekillendirmek istediğinizi bilirseniz hangi yöne doğru adım atmanız gerektiğini kararlaştırabilirsiniz. Burada önemli olan nokta kendinizi tanımanız ve hayatınızda nasıl bir erkek olmasını istediğinizi bilmenizdir.

İki erkeği kıyaslayın

Uzun zamandır birlikte olduğunuz partnerinizle hayatınıza yeni giren erkeğin fiziksel çekiciliklerinin farklı olması çok doğaldır. Sizin için önemli olması gereken şey; aşkı ve güveni size sunan bu iki erkeğin karakteristik özellikleridir.

Birlikte olduğunuz adam; sakin, ağırbaşlı, yaşam kriterleri belli, şefkatli, açık ve net, kısacası evlenmek için ideal biri olabilir. Oysa diğeri; kokusu ve teniyle farklı, gizemli ve sürprizli, tavırları çoğu zaman güven vermeyen ancak bir o kadar sempatik ve çekici bir erkek modeli yansıtabilir. Şöyle bir düşününce sevgilinizi seçmenin mantıklı bir karar olduğunu söyleyebilirsiniz. Ne de olsa o sizinle vakit geçirmekten hoşlanır, yemeğe gittiğinizde oturacağınız sandalyeyi hafifçe çeker, alışverişlerinize karışmaz kısacası sizi çok rahat ettirir.

Fakat aşık olduğunuzerkeğin yukarıda saydığımız özelliklerin tam tersine sahip olması mümkündür. O, mağazalardaki uzun kuyruklardan hoşlanmaz, nerede olduğunuz ve zamanınızı nasıl geçirdiğinizle çok ilgilenmez. Ortak ilgi alanlarınız ve yapacaklarınız sınırlıdır. Mesela siz daha çok şiir okumayı seversiniz, o borsayla ilgilenir. Sizin tarihi mekanlara ilginiz vardır onun araba yarışlarına...

Aslında yapınıza ters düştüğü halde neden aşık olduğunuz yeni birinin peşinden koştuğunuza bir türlü anlam veremezsiniz, işte size açıklama: Aşkta zıt kutuplar birbirini her zaman çeker. Bunun için yeterli asgari kıyaslamayı yaptıktan sonra iki erkeğin benzer durumlardaki tepkisini ölçmeye çalışın.

Her ikisini de belli bir zaman geçene kadar aramayın. Bu sürenin sonunda verecekleri tepkiden hangisinin sizi daha çok istediğini anlayabilirsiniz. Acaba hangisi sizi çılgınca özlediğini itiraf edecek?

Pişman olmaktan korkmayın

Her ne olursa olsun vereceğiniz karardan dolayı pişman olmamanız gerektiğini bilmelisiniz. Çünkü bu sizin yaşamınız ve kararlarınızın sonuçlarına katlanmak zorunda olan kişi yine sizsiniz. Bunun için yapacağınız küçük testler ve duygularınızın rehberliğinde varacağınız sonuçtan dolayı mutlu da olabilirsiniz, hayal kırıklığına da uğrayabilirsiniz. Bu sizin için oldukça önemli. Sonuçta güven duyduğunuz erkeği seçtiğinizde hayat boyu huzur içinde yaşayacağınızı kimse garanti edemez.

Öte yandan duygularınıza güvenip aşık olduğunuz erkekle birlikte olduğunuz zaman da sonsuza kadar her şey mükemmel gidecek diye bir şey yok. Eğer verdiğiniz kararların arkasında durup, olaylara cesurca yaklaşmazsanız yaşam boyu istediğiniz gibi hareket edemezsiniz. Bu durumda hayati kararlar verirken pişman olma korkusunu kafanızdan atmalı ve risk almaya hazır olmalısınız.

Zamana bırakın

Bu tür arada kaldığınız durumlarda işi oluruna bırakırsanız her şeyin rayına oturduğunu görebilirsiniz. Böylelikle hata payınız azalacak. Böylelikle erkek arkadaşınızın size ne kadar değer verdiğini ya da sizi heyecanlandıran yakışıklının neler hissettiğini gözlemleyebilirsiniz. Bu süreç içerisinde bütün taşlar yerinden oynayabilir ve seçiminiz hakkında daha sağlıklı gerekçeler öne sürebilirsiniz. Belki güven duyduğunuz erkeği gerçekten sevdiğinizi anlayacak veya aşık olduğunuz kişiye içten içe güven duymaya başlayacaksınız. Zaman içerisinde düşünceleriniz giderek daha anlamlı halde şekillenirken nasıl bir yaşam sürdürmek istediğiniz sorusuna verdiğiniz yanıt son halini alacaktır. Eğer hayatı (tabii kontrollü bir şekilde!) akışına bırakırsanız çelişkide kalmak ve ayrıntılarda kaybolmak yerine mutlu olmaya odaklanabilirsiniz. Böylece doğru erkek tanımlamalarınız ve ideal ilişki hakkındaki yorumlarınız değişecektir.

Vereceğiniz karar her ne olursa olsun mutluluğu yakalayacağınıza inanın. Çünkü bu sizin hayatınız ve en önemlisi sizin doğrunuz. En önemlisi şunu hiç aklınızdan çıkarmayın: Hayat mutluluğu bekleyecek kadar uzun değildir, mutluluğu kendiniz yaratmalısınız!


Forum Kurallarına uyalım uymayanları uyaralım : )