Gönderen Konu: Sen benim Atatürk’ümsün  (Okunma sayısı 1232 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki
Sen benim Atatürk’ümsün
« : Şubat 15, 2008, 06:04:12 ÖS »

Sen benim Atatürk’ümsün



Düşünüyorum da eğer bu gün uygar dünya ile yarışıyorsam, bunları bana sen sağladın.
Parmaklarımın ucunda tüm evreni duyumsayabiliyorsam, yine senin öğretilerin sayesindedir.
Sen bana insan olduğumu öğretensin.
Eğer ben tüm dünya kadınlarından önce haklarıma kavuştuysam, sen verdin tüm bunları.




Sen çocukken bana büyüksün dedin, bir bayram armağan ettin.
Ben bayramları çok sevdim, heyecanlandım ve sevinçten ağladım bayramlarda.
Küçücük ellerimle senin adını yazmak da o zamanlardan beri bana hep gurur verdi.
Çocuklarıma da ilk seni öğrettim.
Eğer bu gün müselles yerine üçgen diye öğretiyorsam sen buldun bütün bunları.
Bilimi, feni ana dilimizde senin sayende öğreniyoruz.
Bir de yabancı dille öğretim diye garip bir şey icat ettik. Hiç başka bir dilde öğretim olur mu ?
ÖSS diye başka bir şey daha icat ettik, senin ülkeyi emanet ettiğin gençlerin canını çıkarıyoruz. Bilgileri ezberletip duruyoruz. Lise eğitiminin canına okuduk.
Kısacık yaşamına ne de çok şey sığdırdın...
Biz hala hiç birinin üstesinden gelemiyoruz.
Ulusça sen ne dediysen tersini yapmaya başladık.
Bize kızıyor musun ? Atatürk’üm...


Ben hep senin ufku delen gözlerinin olduğu resimlere bakıyorum, onları belleğime yazıyorum. Kızgın gözlerini görmemek için. Anlayacağın kaçıyorum senden. Ben artık senin kızın olma niteliklerini taşımıyorum. Senin kurduğun Türkiye’yi yıkmak isteyenlere bir şey yapamadığım için...
Biliyorum bize kızacaksın, "Ben size bayramları salt tören yapasınız diye mi armağan ettim ? Ben size benim düşünüp de yapamadıklarımı yapın da onun için törenler düzenleyin demedim mi ?"
Biz bunları bilmesine biliyoruz da bunları bilen yöneticiler seçmesini bilmiyoruz.
Sen dedin ama biz yapmadık. Cumhuriyetin kuruluşunun 15. yılında dedin ki ; "Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir ; Türk milleti çalışkandır ; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir."
Biz bunların hiç birini yapmadık. Hatta senin bize armağan ettiğin bayramları törenlerle kutlarken, adını bile anmadık. Konserler düzenledik, ulusça göbek attık oynadık, biz tüm bunları nasıl elde ettik diye düşünmedik bile.
Çanakkale Geçilmez dedin ve yedi düveli karşına aldın, geçirmedin, Çanakkale Boğazından hiç birini. Savaş ile ilgili belgeseller yaptık seni ve seninle birlikte savaşıp canını verenleri figüran yerine koyduk, görmezden geldik. Tabii bunları gelecek kuşaklara belge kalsın diye değil de sanat uğruna mı yaptık, yoksa anlayamadık mı ?
Sen ne dediysen hepsinin tersini yaptık.


Yıllar önce bir gün derste bir öğrencim ; seni anlatırken, geometri terimlerinin nasıl anlaşılır, dilimize uygun olarak kimin tarafından yazıldığını söylerken küstahça yerinden fırladı ; "Bırakın o tek gözlü din düşmanını" diye bağırınca kan beynime çıktı. Ona sen de öyle isterdin diye kızıp sinirlenmeden ama, içimde fırtınalar koptuğunu bilerek ; "Serzenişini anlayamıyorum. Sana bunları kimin öğütlediğini de bilmiyorum. Eğer O Büyük İnsan olmasaydı sen şimdi kimin çocuğu olurdun ? Eğer Atatürk olmasaydı sen belki de dini görevlerini de yerine getirmeyecektin. Belki de başka bir dinde olacaktın. Eğer düşüncelerini özgürce ifade edebiliyorsan, çağdaş bir şekilde giyinip okuyabiliyorsan tüm bunlar kimin sayesindedir ? Sana onun Gençliğe Hitabesini bir kez daha okumanı öneririm. Eğer çevrende senin gibi düşünenler varsa onlara kendini doğru olarak senin anlatmanı isterdi. Sen onun güvendiği gençlerden birisisin." O çocuk şimdi nerelerdedir, ne yapar ?
Yine de Atatürk’üm senin yaptığın her şeyi yıkmak için uğraşanlar, onlar bile sıkışınca sana sığınıyorlar.



Senin yaktığın meşale hiç sönmeyecek ve tüm uğraşanlara karşı dünya durdukça yanmaya devam edecek.
Sevr’den bile daha katı yaptırımları önümüze koyanlar hiçbir şekilde işbirlikçileri içimizde olsa bile başarılı olamayacaklar.
Yaktığın meşale, şehitlerimizin kanıyla rengini alan bayrağımız ülkemin her karış toprağında aynı haşmetiyle göklere uzanıyor ve gelecekte de ait olduğu yerde duracak. Sana tüm kalbimle söz veriyorum.


Sen benim Atatürk’ümsün...
« Son Düzenleme: Şubat 15, 2008, 06:06:07 ÖS Gönderen: Gamzeli »


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..