Gönderen Konu: Huzurlu Hamilelik Geçiren Annelerin Çocukları Daha Sağlıklı  (Okunma sayısı 1288 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Gamzeli

  • _Gamzeli_
  • Admin
  • *
  • İleti: 18871
  • Rep Gücü : 2045
  • Cinsiyet: Bayan
  • Bana Sen Lazımsınn...
    • Profili Görüntüle
    • Ahmet Maranki

Huzurlu Hamilelik Geçiren Annelerin Çocukları Daha Sağlıklı


İSTANBUL (İHA) - Çocuğun gelişiminde, hayata hazırlanmasında, uygun disiplin yöntemlerinin kullanılmasında, en az anneler kadar önemli rolü olan babaların geri planda kalmayı tercih ettikleri belirtildi.
Çocukla kurulan iletişimde annenin her zaman daha önde görüldüğünü açıklayan Uzman Pedagog Belgin Temur, kolayına geldiği için sorumluluklardan bazen kaçan babaların, bunun aksine hamileliğin her aşamasını takip etmelerinin, anneye bebeğe hazırlık aşamasında psikolojik destek vermelerinin, bebeğin gelişimini takip etmelerinin, doktor kontrollerinde bulunmalarının, babalık rolüne hazırlanmakta önemli adımlar olduğunu belirtti. Babalık rolünün tıpkı annelik gibi çocuğa sahip olmak istemekle başladığını belirten Uzman Pedagog Belgin Temur, doğumdan itibaren bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmasında anneye yardımcı olmanın yine bebekle fiziksel-psikolojik etkileşimin oluşumunda etkili olduğunu vurgulayarak, özellikle babaların bebekleriyle beden temaslarının olması ve göz teması kurmalarının öneminin büyük olduğunu söyledi. Temur, bununla beraber, doğumundan itibaren çocuğuyla yoğun bir iletişim halinde olan babaların, hayatları boyunca çocuklarıyla daha Sağlıklı iletişim kurma olasılıklarının arttığını da kaydetti. Disiplinin oluşturulmasında anneye de babaya da önemli görevler düştüğünü ifade eden Uzman Pedagog Belgin Temur, "Anneler genelde çocuklarıyla daha fazla zaman geçirirler ve bu nedenle kuralları uygularken pratikteki zorluklar nedeniyle tutarlı davranamayabiliyorlar. Bu noktada babanın sadece kızan, bağıran, sert otoriteyi temsil eden, kendisinden korkulan ve tehdit unsuru olarak kullanılan rolde tutulması sıkça rastlanılan bir durum oluyor. Oysa bu tutum hem çocukların yeterince disipline edilememelerine hem de babaya iletişimden uzak bir rol verilmesine neden oluyor. Bunun yerine annenin de babanın da belli esneklikleri bulunan, mümkün olduğunca ortak disiplin ilkeleriyle yaklaşmaları gerekiyor. Çocuklarıyla daha az zaman geçirmek, kurallarında daha tutarlı olmaları konusunda zaman zaman babalar için avantaj oluşturabiliyor. Ama bu avantajı babayı korku objesine çevirerek dezavantaja dönüştürmemek gerekiyor. Ve disiplin oluşturulurken çocukların duygularının değil, davranışlarının kısıtlanması ya da başka deyişle istenmeyen ve uygun olmayan davranışların uygun olanlarıyla değiştirilmesi esas olmalı. Babalar bu noktada daha çok istenmeyen davranışı vurgularlarsa, çocuklar da kendilerini hep olumsuz davranışları olan, istenmeyen, sorun yaratan çocuk olarak algılayabilirler. İstenmeyen davranışları değiştirirken sadece sorun olan davranışları vurgulamak yerine olumlu davranışın ne olduğunu belirtmek, olumlu davrandığı takdirde ödülün ne olacağını belirtmek, daha etkili olur ve çocuğun olumsuz benlik algısını geliştirmesi riskini de ortadan kaldırır" diye konuştu.
Belgin Temur, ödülün mutlaka Maddesel bir şey olmak zorunda olmadığının Altını çizerek, "Hatta maddesel ödüller yerine davranışsal veya sözlü ödüller kullanılması daha fazla tercih edilmelidir. Çünkü 'Seninle gurur duyuyorum, bu şekilde davranırsan beni çok mutlu edeceksin' gibi açıklamalar çocuğu olumlu davranmaya motive ettiği gibi, kendisini algılamasını da olumlu yönde etkiler" açıklamasında bulundu.

"OYUNCAK YERİNE ÇOCUKLA SOHBET ETMEK DAHA DOYURUCU"
Babaların bazen çocuklarıyla yeterince zaman geçiremedikleri ve onlarla yeterince ilgilenemedikleri kaygısıyla onları hediyeye ve oyuncağa boğduklarını vurgulayan, Belgin Temur, "Böylece her akşam eve geldiğinde 'Baba bana ne getirdin?' diyen çocuklarına bir şey vermenin hazzını yaşamak isteyebiliyorlar. Oysa bu tavır, çocukların yeni bir şeye sahip olmanın keyfini yaşamaktan alıkoyuyor ve sürekli talep etmelerine ve bir türlü sahip olduklarından memnun olmamalarına neden oluyor. Üstelik aslında babayla çocuk arasında gerekli olan duygusal yakınlığın yerini de asla tutmuyor. Her Gün bir oyuncak getirmek yerine çocuğunu kucağına alıp onunla 5-10 Dakika sohbet etmek, o günün nasıl geçtiğinden söz etmek, çocuklar için de babalar için de çok daha doyurucu oluyor" şeklinde konuştu.
Hamilelik döneminde anne adaylarına hoşgörü, anlayış, özel ilgi gösterip, bebeğinizin anne karnındaki gelişimiyle ilgilenin diyen Uzman Pedagog Belgin Temur, babaların çocuklarıyla iletişimlerinde dikkat etmeleri gereken noktaları da şu şekilde sıraladı:
"Çocuğunuzun gelişimi anne karnındayken başlar. Eşinden destek gören, huzurlu bir hamilelik geçiren annelerin çocuklarının çok daha sağlıklı oldukları biliniyor. Bebeğinizin bakımında görev alın. Bebeğinizin sağlığı, beslenmesi, temizliği, ağladığında sakinleştirilmesi ve tüm ihtiyaçlarının karşılanması konusunda becerilerinizi geliştirin. Onun da bir kişiliği olduğunu, sevdiği ve sevmediği şeyleri doğduğu andan itibaren takip etmeye ve öğrenmeye başlayın. Unutmayın ki, bu ilişki daha sonra sürecek olan sağlıklı bir ilişkinin önemli bir başlangıcıdır. Çocuğunuz üzerinde korkuya dayalı bir disiplin uygulamayın. Sizinle rahat ve açık bir ilişki kurabilmesi için ona fırsat verin. Tam tersi olarak tamamen disiplinsiz, kuralsız ve kontrolsüz bir disiplinin de çocuk üzerindeki olumsuz etkilenin göz ardı etmeyin. Çocuğunuzla iyi iletişim kurmanız önemlidir. Tıpkı annesiyle olduğu gibi sizinle de yakın ve Sıcak ilişki kurabilmesi ve üzüntüsünü ve mutluluğunu sizinle paylaşabilmesi gerekir. Oysa babasının kendisinden uzak olduğunu hisseden çocuklar, babalarıyla aralarında bir mesafe olması gerektiği mesajını alırlar ve bu durum onların ihtiyaç duyduklarında gerekli desteği talep etmeleri konusunda çekingen kalmalarına neden olabilir. Böyle bir durumda bu desteği başka kaynaklardan arama riski oluşur. Özellikle küçük yaşlarda babalarıyla duygusal anlamda yakınlaşamayan çocukların ergenlik dönemlerinde daha bvn yaratan çocuk olarak algılayabilirler. İstenmeyen davüyük sorunlar yaşadıkları ve bu dönemin zorluklarıyla baş etme konusunda daha yetersiz kaldıkları biliniyor."

"ÖNEMLİ OLAN, KISA DA OLSA ÇOCUKLARLA ÖZEL ZAMAN GEÇİRMEK"
Temur, ebeveynlerin zaman kaybetmeden çocuğu dinlemeye ve onunla yakınlaşmaya başlaması gerektiğini söyledi. Babaların da tıpkı anneler gibi çocuklarını her koşulda (başarılarında da başarısızlıklarında da) sevdiklerini hissettirmelerinin, çocuklarının kendi hayatlarındaki önemini çocuklarına ifade etmelerinin, sağlıklı güven gelişimi için çok önemli olduğunu belirten Belgin Temur, "İstenmeyen davranışları öne çıkarıp vurgulamaktan çok, olumlu-istenen davranışın desteklenmesi, ödüllendirilmesi ve övülmesi çocukla kurulacak disiplin ilişkisi etkinliğini artırır. Yoğun iş temposu nedeniyle çocuklarıyla daha az vakit geçirmek zorunda kalan babaların da, onlarla sağlıklı iletişim geliştirebilmeleri ve çocuklarına yeterli ilgi gösterebilmeleri mümkündür. Önemli olan kısa da olsa çocuklarla özel zaman geçirmek ve bu zaman diliminde çocuğun psikolojik ihtiyaçlarıyla ilgilenebilmektir. Çocukların, babalarının özel ilgilerine ihtiyaç duydukları ve bu ilginin çocukların hem zihinsel hem de psiko-seksüel gelişimleri açısından çok gerekli olduğu unutulmamalıdır. Baba yoksunluğunun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri biliniyor. Özellikle de babasının yetersiz ilgisine ve ihmaline maruz kalan çocukların kişilik gelişimlerinin bir yönüyle yetersiz kalabileceği ihtimali unutulmamalı" dedi.
Son olarak etkin bir baba rolünün çocukların her türlü gelişimlerine olumlu yönde katkıda bulunduğunu, babanın çocuğuyla ilişki kurma biçiminin çocuğun kişiliğini etkilediğini ifade eden Temur, konuyla ilgili olarak, "Örneğin, aşırı otoriter tavır ve ilgisizlik çocukların utanç, çekingenlik gibi kişilik özellikleri geliştirebilmelerine neden olabiliyor. İlgili ve sevgi dolu bir tavır ise çocukların sosyal uyum yeteneklerinin artmasına, liderlik özellikleri geliştirebilmelerine etki ediyor. Babanın sağlıklı otorite sağlayamadığı, disiplinsiz ve aşırı hoşgörülü bir tutumda olması ise çocukların bazı uyum ve davranış bozuklukları yaşama olasılığını arttırıyor" açıklamasında bulundu.


Seni sevdim gönülden, kalbimin sahibi oldun bilmeden, bu yürekte varolacaksın ebediyen, bunu bil çok seviyorum gerçekten.
Seninle doğdu bu yürek, sensin gönlüme eş, dudaklarım dudaklarındayken sanki can verdi bu yürek, senin kollarında ölmek dünyada en güzel şey olsa gerek..