Aromaterapi
Aromaterapi, bitkisel Aroma yağları ile terapi uygulama yöntemidir. Aromaterapi'de kullanılan yağlar, bitkilerin kök, çiçek, yaprak vs. bölümlerinden elde edilen saf uçucu yağlardır.
Aromaterapi çok eskiye dayanan bir tedavi yöntemidir. Köklerini Hindistan ve Çin uygarlıklarında görebiliriz. Mısırlılar ise aroma yağlarını mumyalamada ve ayinlerde kullanmışlardır. Aromaterapi daha sonra Mısır'dan Yunan uygarlığına geçmiş, oradan da bütün dünyaya yayılmıştır.
Eski zamanlarda aromaterapi bir koruyucu hekimlik sistemi idi. Ama dünyada ilaç sanayii başlayınca ve hazır ucuz ilaç elde edilince, zahmetli olan bu işlemden zamanla vazgeçilmiş ve aromaterapi gündemden kaybolmuştur.
Yüzyılımızın başlarında Fransız Kimyager Doktor Gattefosse, laboratuvarında yaptığı bir deney esnasında kaza ile elini yakmış (gaz lambası ile), o sırada elinde bulunan şişeden dökülen lavanta yağının elini süratle iyileştirdiğini farketmiştir. Daha sonra yaptığı araştırmalar sonucunda yağların, güçlü antiseptik, mikrop öldürücü, iyileştirici, hızlı hücre yenileyici etkilerinin olduğunu saptamıştır. Ayrıca aroma yağlarının kan dolaşımı yardımı ile lenf sistemine ulaştığını ve hücre arası sıvı (extra cellular fluid) yolu ile iyileştirdiğini kanıtlamıştır. Diğer bir Fransız, Dr. Jean Valnet ve Madam Maury da bu konuda iyi araştırma yapan uzmanlar arasındadır. Dr. Jean Valnet, İkinci Dünya Savaşı'nda aromaterapiyi, yaraları tedavi etmek ve çabuk iyileştirmek için geniş olarak kullanmıştır. Bir biyokimyacı olan Madam Maury ise konuyu, kozmetik ve gençleşme tedavilerine kadar yaygınlaştırmıştır. Günümüzde Avrupa'da, özellikle İngiltere ve Fransa'da popülerlik kazanan bu yöntem, zamanla bir yaşam biçimi haline gelmiş bulunmaktadır.
YAĞLAR
Bitkilerde doğal olarak oluşan yağların, bitkinin gerçek özü olduğu ve de hiçbirinin diğerine eşit olmadığı düşünülmektedir. Bitki metabolizmasının artıkları da olabilecek bu ürünlerin, tam olarak ne olduğunu hiç kimse bilmemektedir. Bunlar bitkinin değişik bölümlerinde oluşur ve dolaşırlar, örneğin akşamları çiçeklerde çok yoğun olan esanslar, sabahları yapraklarda toplanabilir. Bir bitkinin özel bir yerinden elde edilen bir esansın kimyasal ve tıbbi özellikleri, bitkinin ait olduğu kısmına göre farklılıklar gösterebilir. Örneğin portakal ağacı çiçeğinden elde edilen esans, insan vücudunda, portakal kabuğundan elde edilene göre çok farklı etki gösterir. Onun için yağları ve özelliklerini çok iyi bilmek gerekir.
Uçucu Yağlar (Essential Oils)
Dünyada her organın ve organizmanın gözle görülemeyen ve ölçülemeyen bir enerjisi (ruhu) vardır. Bitkilerde ise bu enerji, onların uçucu yağlarında saklıdır.
Yağ özleri bitkilerin hormonu sayılır ve bizim vücudumuzdaki hormonlara eş değerde bir görev üstlenir (canlandırıcı, ateşleyici, aracı). Bu uçucu yağ özleri bitkinin içinde dolaşarak ve hormonlarını şekerli ortamda birbirine bağlayarak, bitkinin bütün yaşamı boyunca, çok az miktarda üretilirler.
Uçucu yağ özleri, elde edildikleri bitkilerin yapısına göre insan vücudunda iyileştirici etki yaratır. Bu etkinin doğru elde edilmesi için gerekli miktarlarda ve uygun yöntemlerle uygulanması gerekir. Terapide kullanılan uçucu yağlar, kan dolaşımı yolu ile arzu edilen bölgeye ulaşırlar. Örneğin, baş ağrısı için kullanılan bir ağrı kesici ilacın, kan dolaşımı yolu ile sinir sistemine ulaşıp ağrıyı kesmesi gibi, aroma yağları da aynı etkiyi yaratır. Buradaki tek fark, aroma yağlarının sinirleri yatıştırmak yerine, ağrıya neden olan dengesizliğin düzelmesi için gerekli ortamı yaratmasıdır. Uçucu yağlar doğal ürünlerdir ve yan etkileri çok azdır. Doğru kullanılırsa farmakolojik ilaçlardan faydalıdır.
Temel Yağlar (Base oils)
Çoğu bitkisel özlü yağlar aromaterapide taşıyıcı yağ olarak kullanılabilir. Seçilen yağın yapısı ve tedaviye uygun olması alınacak sonucu güçlendirir. Genellikle yüz bölgesinde kullanılacak olan bir yağın hafif yapıda ve vitaminli olması, tedavinin etkisini güçlendirir. Örneğin yayoba yağı veya çayırnergisi yağı, ciltte genel yatıştırıcı ve iyileştirici etki yarattığı için, cilt problemlerinde kullanılması, tedavinin etkisini güçlendirir. Binbirdelikotu yağı, sinirsel gerginlik veya depresyon durumlarında uygulandığında çift etki sağlar. Buğday tohumu yağı ise, güçlü E vitamini içerdiği için yaşlı kişilerde uygulanması daha uygundur, vs. Burada esas olan bakım esnasında seçilecek yağın kişinin terapi amacına uygun olması ve terapinin etkisine uyum sağlamasıdır. Örneğin, uyarıcı bir terapide aşırı uyuşturucu etkideki bir yağ kullanılmazken, aşırı sinirli olan bir kişi tedavi ediliyorsa, ağır koku bırakabilen bir temel yağ seçilmemelidir. Örneğin; zeytinyağı.
Ana Aroma Yağları: (Zararsız)
1. Clary sage - Adaçayı.
2. Lavander - Lavanta.
3. Ylang Ylang - Kananga.
4. Chamomile - Papatya.
5. Peppermint - İngiliz Nanesi.
6. Rose - Gül.
7. Rosemary - Biberiye.
8. Sandalwood - Sandal.
Yüz ve vücut için kullanılan Temel Yağlar:
1. Susam yağı - Yayoba yağı (Tüm ciltlere uygundur)
2. Havuç yağı - Hawaii Ceviz yağı (Hücre yenileyici)
3. Sarısabır yağı - Çayırnergisi (Hassas yapılı ciltler)
4. Buğday Özü yağı - Zerdali Çekirdeği yağı (Olgun ciltler)
Aroma yağların kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Şimdi bunlara kısaca değinelim;
Aromaterapi alternatif koruyucu hekimlik sistemine dayanan bir tedavi yöntemidir. Önemli hastalıklarda doktor kontrolu olmadan tek başına aromaterapi kullanılmamalıdır.
Aromaterapi yapılan kişi aynı anda reçeteli bir ilaç kullanmakta ise aromaterapi tedavisi uygulanmaz. Zira belirli yağlar ilaçların etkisini nötrleştirir veya yan etki yaratabilir.
Önerilen dozun üzerinde bir doz kullanılmamasına özen gösterilmelidir.
Aynı yağı ve karışımı uzun süre kullanmamak gerekir.
Bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde farklı bir doz gerekir. Bazı yağlar ise asla kullanılmamalıdır.
Kullanılacak olan yağlar inceltilerek kullanılmalı ve kesinlikle ağız yoluyla alınmamalıdır.
Hassas olan ciltlerde kullanılacak olan yağın test edilmesi gerekir. Eğer herhangi bir reaksiyon oluşmaz ise o zaman yağ rahatlıkla kullanılabilir.
0-4 yaş grubu bebeklerde sadece lavanta ve papatya kullanılabilir. Kullanım dozu düşük olmalıdır.
4-7 yaş grubunda ise, lavanta, papatya, mandalina, gül ve palmarosa yağları çok düşük dozlarda kullanılır. Alerjisi olmayan çocuklarda hintdefnesi ve sedir kullanılabilir.
7-12 yaş grubunda tüm yağlar kullanılabilir. Kullanılan doz, yetişkinlerde kullanılan dozun yarısı kadar olmalıdır.
Güneşte ve solaryumla birlikte kullanılmaması gereken yağlar ise şunlardır: Bergamot, greyfurt, limon, ağaçkavunu, portakal, turunç, melekotu.
Yüksek tansiyonu olan kişilerde Biberiye kullanılmamalıdır.
Sara / epilepsi rahatsızlığı olan kişilerde rezene, ökaliptus ve kekik kullanılmaz. Biberiye ise çok az dozda kullanılır.
Şeker hastalığı söz konusu ise, ökaliptus, ıtır ve limon kullanılmamalıdır.
Hamileliğin ilk 4 ayında aromaterapi yağları kullanılmamalı, 4'üncü aydan sonra, papatya, lavanta, ağaçkavunu, turunç, palmarosa, portakal, hintdefnesi, fasturuncu hafifletilmiş dozlarda kullanılmalıdır.
Hamilelikte sakıncalı yağlar: (bu yağlar kas spazmına ve düşüğe neden olablilir) Karanfil, fesleğen, yalancı mirha, ardıç, biberiye, tatlı mercangüç, oğulotu, adaçayı, rezene, anason, servi, yasemin, hardal, karaturp, ingiliznanesi, kekik, gerçek melisa'dır.
Saf olarak kullanımı sakıncalı yağlar, anason, hintlimonu, havuç tohumu, tarçın, karanfil, kekik ve kafur'dur.
Toksik etkili ve hormon dengesini bozabilen yağlar ise, Amerikan pennyroyal, pennyroyal, mugword ve ruharuts'dur.
Yüz bölgesinde kullanılması sakıncalı olan yağlar tarçın ve karanfildir.
Hassas ciltlerde sakıncalı yağlar: Tüm asitli yağlar. Fesleğen, rezene, hintlimonu, biberiye ve lemon verbena'dır.
AROMATERAPİ TEDAVİSİNİ YAVAŞLATAN NEDENLER:
1. Cilt tıkalı ve cansız ise, yağların emilimi zayıflar.
2. Kan dolaşımı zayıflığı yağların vücutta dolaşmasını yavaşlatır.
3. Stres oranı aromaterapi etkisini zayıflatır, kasların gergin olması tedavinin etkisini değiştirir.
4. Kabızlık ve vücutta toksik maddelerin artması. Aşırı kirli hava, sigara, alkol kulllanımı vs.
TEDAVİ YAPILMAMASI GEREKEN DURUMLAR:
1. Ateşli hastalıklar ve ateş
2. Deri veya eklem iltihapları.
3. Bilinmeyen kaşıntı ve kızarıklıklar.
4. Ödem ve şişmeler (Bilinmeyen iltihaplı durumlar)
5. Yara bereler (Açık yaralar)
6. Spor yaralanmaları - Burkulmalar (Akut durumlarda)
7. Adele yırtılmaları veya bağdokusu zedelenmeleri.
8. Kırık kemikler.
9. Yanıklar (Açık yara söz konusu ise)
10. Varisler (direkt olarak üzerinde masaj baskısı uygulanmaz)
11. Kanser. Ancak bölgesel ise (masajla yayma söz konusu ise)
12. Yeni ameliyat ve yaralanmalar.