Gönderen Konu: Polikistik Over (yumurtalık)  (Okunma sayısı 3064 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OLCAY

  • _ByKuS_
  • Admin
  • *
  • İleti: 8917
  • Rep Gücü : 674
  • Cinsiyet: Bay
  • O şimdi ****EVLİ****
    • Profili Görüntüle
    • boyacı
Polikistik Over (yumurtalık)
« : Haziran 18, 2008, 12:56:46 ÖS »

 Polikistik over sendromu (PKOS veya PCOS) kronik (süregen) olarak yumurtlama olmaması  (kronik anovulasyon) ve bunun sonucunda görülen adet düzensizliği ya da adet görememe  ile birlikte erkeklik hormonlarının yüksekliği  (hiperandrogenism) ve bunun sonucunda görülen tüylenme artişı, sivilce, saç dökülmesi ve kilo artışı  gibi bulgularla seyreden bir tablodur.

PKOS neden olur?

Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Polikistik over bir kısır döngü durumudur. Herhangi bir nedenle yumurtlama sürecini bozan her olay, sonuçta polikistik over adı verilen durumun gelişmesine neden olabilir.

PKOS'un diğer belirti ve bulguları genellikle yumurtlama işlevinin yarım kalmasına ikincil olarak gelişirler. Yumurtlamanın yarım kalmasıyla yumurta hücresini barındıran folikül adlı yapı yumurta hücresini olgunlaştıracak ve çatlayarak bu hücreyi serbest bırakacak büyüklüğe ulaşamaz ve milimetrik çaplarda kistik bir yapı olarak yumurtalık içinde kalır.

Bu kısır döngü devam ettikçe her ay yumurtalık içindeki ufak kistlere bir yenisi katılır ve yumurtalıklar bir süre sonunda çok sayıda kist içeren ve ileri durumlarda normalden büyük çaplara ulaşan yapılara dönüşürler. Folikül gelişimi yumurtalıkların dış yüzeyine yakın kısmında olduğundan her yarım kalan adet döngüsünde sayısı artan bu kistler yumurtalığın yüzeye yakın kenarı boyunca dizilirler.

Bulgu ve yakınmalar:

PKOS her kadında farklı seyreder. Bazı kadınlarda tek belirti tüylenme olabileceği gibi, bazılarında adet düzensizliği ön planda olabilir. Tüm belirtilerin beraberce görüldüğü PKO durumu enderdir.

-Adet düzensizlikleri: Yumurtlama, adet döngüsünün düzenli olmasını sağlayan en önemli olaydır. Bu işlevin aksaması uzun aralarla görülen, düzensiz, uzun süren, fazla miktarda kanamalara neden olur. Bazen adet görmeme durumu 6 aya kadar uzayabilir. Çok ender durumlarda PKOS'lu bir kadın düzenli olarak adet görmeye de devam edebilir.

-İnfertilite (Kısırlık): Üreme çağında olan ve gebelik planlayan bir kadında yumurtlamanın olmaması gebe kalamama sorununu beraberinde getirir.

-Tüylenme ve saç dökülmesi: Yarıda kalan yumurtlama sonucunda oluşan kistik yapı içinde hormon üretimi de dengesizdir. Östrojen hormonu yerine testosteron hormonu üretilir. Bu hormon kadınlarda normalden fazla salgılandığında tüylenme ve sivilcelenme yapabilen bir hormondur.

Hastalarda kimi zaman aşırı tüylenme ve bazen erkek tipi saç dökülmesi de izlenmektedir. Daha önceleri çenede ve dudak üzerindeki tek tük ,ince tüyler giderek kalınlaşır ve sayı olarak artarak estetik bir problem yaratır. Daha ileri durumlarda normaldışı tüylenme göğüsler arasında, göğüs uçlarında ve göbekte ortaya çıkabilir.


-Cilt yağlanması: Ciltte yağlanma, sivilce, saç derisinde kepeklenme görülebilir. Ayrıca ciltte koyu kahverengi lekelenmeler görülebilir.

-Şişmanlık: PKOS genellikle kilosu normalden fazla olan kadınlarda görülen bir durumdur. Kilo alımının PKOS'nun sonucunda mı geliştiği yoksa aşırı kilolu olan kadınlarda mı daha fazla PKOS'unun görüldüğü hala tartışmalıdır. Bugün PKOS'nun ilaçla tedavi edilmesinin kadının ideal kiloya gelmesini kolaylaştırdığını, kendi isteğiyle kilo veren kadınlarda ise PKOS'unun tedavisinin daha kolay olduğu bilinmektedir.

Nasıl tanı konur?

Tanı için en önemli nokta hastanın öyküsüdür. Ayrıca ultrasonografi yapılarak yumurtalık görünümüne bakılır ve hormonal testlere başvurulur.

Hormon tetkiklerinde LH hormonunda artma gözlenirken, FSH hormonu değişme göstermez veya hafif azalabilir (LH/FSH oranı 3'ün üzerindedir). Ayrıca erkeklik hormonları olarak bilinen testosteron ve androstenodion'da artma görülebilir. Hastaların % 50'sinde DHEAS ve % 20'sinde Prolaktin hormonunda artış gözlenebilir.

Öykü, hormon değerleri ve ultrason görünümünden iki tanesinin pozitif olması durumunda polikistik over sendromu tanısı konulabilir.

Aşırı kilo alımı söz konusu olduğunda incelemelere genellikle şeker hastalığı araştırmaları eklenir.

TEDAVİ

Tedavi kesin bir tedavi olmayıp, sadece hastanın yakınmalarına yöneliktir.

Ancak yaşın ilerlemesi ile birlikte bazı hastalarda adet düzeni normale dönmekte ve yakınmalar azalabilmektedir.

Ayrıca daha önce gebe kalamayan veya tedavi ile gebe kalabilen bazı hastalar kendi kendine gebe kalabilmektedir.

Tedavide ilk aşama kilolu hastalarda kilo verilmesidir. Hastalarda % 5'lik bir kilo kaybı bile hastaların çok önemli bir bölümünde adetlerin düzelmesini sağlayabileceği gibi, yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlara daha düşük dozlarda yanıt alınmasına katkıda bulunabilir.

Fakat bu hastalıkta kilo vermek zordur. Kalıcı bir kilo kaybı planı gerekir. Kilo kaybını sağlamak için günlük aktivitenin giderek artırılması ve istikrarlı bir diyet programı yüz güldürücü sonuçlar verir.

Aslında PKOS'un tedavisini ikiye ayırmak gerekir.

1. Gebe kalmayı arzulayan bayanlar için tedavi
2. Gebe kalmayı arzulamayan bayanlar için tedavi

ilaçla tedavisinde temel prensip yumurtlamanın yarıda kalmasını engellemek ve böylece yumurtalık dokusu içindeki kist sayısının artmasının önüne geçmektir. Bu amaçla çocuk arzusu olmayan bir kadında yumurtlamanın hiç başlamaması , çocuk arzusu olan bir kadında ise yumurtlamanın tamamlanmasına yönelik tedavi yapılır.

Yumurtalık dokusundaki kist sayısının artışı bu şekilde engellendiğinde önceden oluşmuş kistik yapılar bir süre sonra kendiliğinden yok olmaya ve böylece kistlerden salgılanan "erkeklik hormonu" miktarı giderek azalmaya başlar.

Kullanılan ilaçlar adet düzenini de sağladıklarından eksik olan progesteron hormonunun yaratabileceği olumsuzluklar giderilmiş olur.

Çocuk arzusu olmayan bir kadında tedavide genellikle doğum kontrol hapları tercih edilir. Bu ilaçlar yumurtlamayı en temel aşamasında, folikül gelişimi basamağında geçici olarak durduran ilaçlardır. İlaçların içinde bulunan progesteron hormonu rahim iç tabakasını kalınlaşmaktan korur ve adet kanamalarının düzenli olmasını sağlar.

Tıbbi nedenlerle doğum kontrol hapı kullanamayan veya kullanmak istemeyen kadınlarda adet düzeni belirli aralıklarla verilen progesteron hormonu sayesinde sağlanır.

Çocuk arzusu olan bir kadında ise yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlara başvurulur. Bu ilaçlar ağız yoluyla alınan tablet şeklinde ilaçlar olabileceği gibi, tedaviye yanıt alınamaması durumunda iğne şeklinde kullanılan daha güçlü, ancak yan etkileri daha fazla ilaçlar da olabilir.

Bu tedaviler ile polikistik overli kadınların % 80'inden fazlasında yumurtlama sağlanabilir.
PKOS'u bir kısır döngü hastalığı olduğundan kısır döngünün daha farklı noktalardan kırılmasıyla tedavi yoluna gidilebilir:

* Büyümüş ve çok sayıda kist içeren yumurtalıklara laparoskopi yöntemiyle ulaşılarak yumurtalık dokusu içindeki kistlerin bir kısmının patlatılarak yok edilmesi kısır döngüyü kırarak hastalığın düzelmesine önemli katkılarda bulunabilir. Günümüzde bu yönteme ender de olsa başvurulmaktadır. Ancak cerrahi girişimlerin karın içersinde yapışıklığa yol açabileceği unutulmamalıdır.

* PKOS ile insülin direnci arasındaki yakın ilişki, tedavide son yıllarda kan şekerini düşürücü özelliğe sahip, insülin direncini kıran ve ağızdan alınan tablet şeklindeki ilaçların (metformin-glucophage gibi)kullanılmasını gündeme getirmiştir. Bu tedavi dirençli PKOS'da faydalı olabilmektedir.

* Yumurtlama tedavisi ve insülin direncini kıran ilaçlarla gebelik sağlanamaması durumunda bu tedavilere aşılama yönteminin eklenmesi faydalı olacaktır.


* PKOS hastalığında tüm bu tedavi aşamalarından gebelik elde edilemezse veya erkek spermlerinde sayı ve hareket azlığı, tüplerden birinde kapalılık vs. gibi ek bir problemin varlığında ise tüp bebek tedavisi gündeme gelecektir.

Bu bayanların yumurtalıklarında çok sayıda yumurta hücresi olduğundan aslında tüp bebek tedavisi ile gebelik şansları yüksektir.


Tüylenme şikayeti belirgin olan kadınlarda tedavide doğum kontrol hapları oldukça etkilidir. Buradaki tedavi ile yumurtalıklardan üretilen erkeklik hormonu baskılanmaktadır. Bu tedavi şeklinde amaç hem adet düzenini sağlamak hem de vücutta yeni tüylerin oluşumunun engellenmesidir.

Tüylenme tedavisinde doğum kontrol hapları dışında diğer bazı yeni ilaçlar da mevcuttur.

Tüylenme tedavisi uzun süreli bir tedavidir. Başarı için 8-18 ay tedavi gerekebilir. Bunun nedeni kıl büyümesinin yavaşlığıdır

Ne yazık ki eskiden oluşmuş tüyler için etkili ve hızlı bir ilaç tedavisi yoktur. Daha önceden oluşmuş tüyler için yapılması gereken ağda, elektroliz gibi yöntemlerle bunların giderilmesidir. Tüylenmeyi kontrol eden ilaçlar kullanılmadan tüyler alınırsa yöntem başarısız olur ve alınan tüyler yeniden ve daha fazla bir şekilde çıkar.